Piyasayı takip etmek için babamla da konuşuyorum
Piyasayı takip etmek için babamla da konuşuyorum
Arap Baharı’nı yaşayan
ülkelere yardımın konuşulduğu Marsilya’daki zirvede
Türkiye’yi temsil eden
Başbakan Yardımcısı Ali
Babacan, dünya ekonomisi için önümüzdeki dönemin ‘belirsiz’ olduğunu belirterek uyardı. “Piyasanın nabzını tutmak için esnafı arıyorum, OSTİM’in elektrik
tüketimini izliyorum” diyen Babacan Ankara’da esnaf olan babası
Hilmi Babacan’ı da dinlediğini anlattı. Babacan
Libya’ya gönderilen nakit konusunda ise “100 milyon dolar 1.100 kg geliyor. Uçak düşer müşer diye önce 10 verdik, sonra 30’ar milyon dolarlık partiler halinde teslim ettik” açıklaması yaptı. Babacan, G-8 Zirvesi’nin yapıldığı Marsilya yolunda Arap Baharı’ndan Libya’ya yapılan para yardımına, global krizden cari açığa birçok konuda açıklamalar yaptı.
Toplantının amacı nedir?
Marsilya’daki toplantıda G-8 ekonomi bakanları ile 5 ülke daha bir araya geliyor. Türkiye, Suudi
Arabistan,
Kuveyt,
Birleşik Arap Emirlikleri ve
Katar. Hedef, Arap Baharı’nın başladığı ve etkilediği ülkelerin reform çalışmalarına
destek verilmesi. Şu anda
Mısır,
Tunus,
Ürdün ve Fas bu kapsamda. Libya’nın alınması düşünülüyor.
Arap Baharı yüzünden bu ülkelerdeki para Türkiye’ye mi aktı?
Yok, çok bir şey görmedik biz. Bir miktar vardır ama kayda değer değildir.
Başbakan Erdoğan’ın Mısır, Libya, Tunus’a yapacağı seyahatten neler bekliyoruz?
Amaç, siyasi ve
ekonomik reformlarına destek vermek. Örneğin Mısır’da askeri geçiş yönetimi, sanki seçime girecekmiş gibi ekonomik alanda popülist gidiyor. Çok para harcıyor. Gelecek iktidara kötü bir
miras bırakacaklar. İlk demokratik hükümet 3-0 yenik başlayacak. Önlem almak için şu an en uygun zaman. Bizim için bu geçiş döneminde işadamlarımızın ticaretini desteklemek de önemli.
Bu ülkelere dönük başka adım olacak mı?
Reform desteği vermek için Kalkınma Bakanlığı içinde bir birim oluşturduk. Kimseye reçete vermeyeceğiz, yaptıklarımızı anlatacağız.
Dolar çok mu yükseldi?
Dönem dönem piyasada yönsüzlük oluşabiliyor, piyasa oyuncularının kafası karışabiliyor. Böyle zamanlarda
Merkez Bankası çıkıp yön gösterebiliyor.
Merkez Bankası’nın da “Dolar olması gerekenden yüzde 5-10 daha değerli” demesi ondan.
Başbakan ‘teğet bile geçmeyecek’ sözüyle ne demek istedi?
Orta ve uzun vadede Türkiye ekonomisi üzerinde kalıcı etkisi olmayacak demek istedik. Biz orta vadeli programı iki yıl önce yaptık. ABD hâlâ hazırlayamadı.
Artan kurun etkisiyle doğalgaza zam gelecek mi?
Kur etkisiyle doğalgazın fiyatı arttı. Bir de bizden önceki hükümetler döneminde atılan ‘al ya da öde’ imzaları nedeniyle kullanmadığımız doğalgazın bedelini hâlâ ödüyoruz. Ancak ödediğimiz para gelecekte alacağımız fazla doğalgaza mahsup edilecek, yani parayı
erken ödemiş oluyoruz. Geçen yıl zam olmayınca doğalgaz tüketimi yüzde 30-40 arttı. Ama tüketim yeterli değil. Elektriğin fiyatı da gaza bağlı.
Doğalgaza zam gelmemesi için ince bir dengede bekliyoruz.
Sizin için ‘Aşırı ihtiyatlı gidiyor, bu yüzden ekonomiyi frenliyor’ diyorlar. Doğru mu?
Bana açıkça böyle gelip söyleyen yok. Biz bu ortamda
Ağustos böceği gibi davranamayız. Uzun vadeli çıkarlarına bakıyoruz ülkenin. On yıl sonraki Türkiye’yi hesaplıyoruz. Yoksa geçici güzellikler yaşatabiliriz, ama...
Cari açık riski azalıyor mu?
Bu yıl 70 küsur milyar dolar açık çıkar. Ama gelecek yıl anlamlı bir düşüş olacaktır. Rakam vermeyeyim. Kur artışı ihracatı sanıldığı kadar olumlu etkilemedi ama özellikle ithalat kanalından cari açığı düşürücü etkileri görülmeye başlandı. Bir de genel ekonomik aktivite,
büyüme düşeceği için cari açığı da düşürecek.
İsrail’le ilişkilerin en alt düzeye indirilmesi ekonomik olarak ne kaybettirecek?
İsrail’le büyük ekonomik bağımız ve ilişkimiz yok. Bunların hepsini biz Ahmet Bey’le (
Dışişleri Bakanı Davutoğlu) konuştuk. Türkiye’nin tavrı söz konusu olunca bunlar önemli değil.
Kredi derecelendirme kuruluşları çok eleştiriliyor. Siz ne düşünüyorsunuz?
Bu kuruluşlar krizleri öngöremiyorlar, hatta batıyorlar. Dünyada herkes, Türkiye’nin notunun düşük söylüyor. Bizi krizdeki ülkelerle yan yana koyuyorlar. Şu anda
Avrupa’nın 11-12 ülkesinden daha güvenilir durumdayız. Ama notumuz daha düşük. Örneğin,
İtalya iki yıl vadeli borçlanırken Türkiye’den fazla
faiz ödüyor. Türkiye 4 ödüyor, İtalya 5.7. Bizim notumuz aslında en az BBB olmalı.
Ekonominin nabzını tutmak için görüştüğünüz kimse var mı, örneğin esnaftan...
Yapıyorum. Telefon açıp soruyorum, onlar da açıkça
cevap veriyor. Mesela OSTİM’in
elektrik tüketimi her ay bana gelir. Bu bir ölçü. Babamla da ayda bir iki konuşuruz ama prensip olarak işten konuşmayız.
Esnaf olarak bir şikayeti yok.
Bingazi’ye 100 milyon doları
uçak düşer müşer diye partiler halinde gönderdik
Davutoğlu’nun Bingazi’ye nakit 100 milyon dolar götürdüğü iddia edilmişti, doğru mu?
Libya’daki
Ulusal Geçiş Konseyi’ne üç ayrı yüz milyon dolar sözü verdik. Biri
TİKA bütçesinden proje finansmanı şeklinde. İkinci yüz milyonluk dilim
kredi olarak nakit. Maaş dağıtımı gibi öncelikli konularda kullanıldı. Üçüncü yüz milyonluk dilim ise yine yine kredi ve
gıda, ilaç,
yakıt gibi ihtiyaçlar için verildi. Karşılığında Libya’nın Türkiye’deki hesaplarını teminat olarak aldık. Bu rakamdan çok yüksek hesapları var. Sayın Davutoğlu gittiğinde paranın çoğu dağıtılmıştı. Aslında hepsini birden istediler ama ben, ‘uçak düşer müşer’ diye vermedim. Çünkü yüz milyon dolar nakit yaklaşık 1.100 kg. Önce on milyon dolar gönderdik, 100 kg. tutuyordu. Sonra üç kez 30’ar milyon dolarlık dilimleri burada teslim ettik.
Gelirin kadar harca dövizle borçlanma
Dünya daralma dönemine girebilir. Dünyada henüz iyimser beklentiler varken önlem aldık. Türkiye, ticaret kanallarıyla AB ve ABD’ye bağlı. Her karara karşı senaryolarımız hazırlanıyor. Türkiye için ‘2012’de büyümede yüzde 5’in altı
sürpriz olmamalı’ dedim. Bu oran Avrupa için özenilecek büyümedir. Olası gelişmelere karşı şirketlere de halka da tavsiyemiz aynı:
1-Geliriniz kadar harcayın.
2-Yabancı parayla borçlanmayın, TL ile borçlanın.
3-Parası olan tek bir alana yatırmasın, çeşitlendirsin.
4-Kredi kullanırken hesabınızı iyi yapın.
5-
İsraf etmeyin, verimli olun.
ARAP BAHARI’NA 20 MİLYAR DESTEK
‘Arap Baharı’nı yaşayan ülkelerin geçiş sürecine yardımcı olmak için G-8 ülkeleri tarafından oluşturulan ‘Deauville Ortaklığı’ sürecinin ilk toplantısı dün Marsilya’da başladı. Türkiye’yi
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın temsil ettiği toplantıya IMF,
Dünya Bankası,
AB Komisyonu,
Afrika Yatırım Bankası,
İslam Kalkınma Bankası gibi uluslararası kuruluşların temsilcileri de katılıyor. G-8 ülkelerinin Fransa’nın kıyı kenti Deauville’de
Mayıs ayında yaptıkları son zirvede, Arap Baharı’nı yaşayan ülkelerin özgür ve demokratik
toplum geçiş süreçlerine yardımcı olmak amacıyla bu
işbirliği sürecinin başlatılması kararlaştırılmıştı. Bu zirvede Mısır ve Tunus’a 2013’e kadar 20 milyar dolar kredi verilmesi görüşü benimsenmişti. Dün sabah ‘
aile fotoğrafı’nın çekilmesiyle başlayan zirve ise ‘Arap Baharı’ yaşayan ülkelere geçiş sürecinde siyasi reformlarına ve makro ekonomik istikrar programlarına destek olmayı amaçlıyor.