Bazı kentlerde
grevdeki
işçiler ve
sendika yetkilileri
sabotaj iddiasıyla gözaltına alınıp salıverilirken,
Diyarbakır'da, aralarında sendika şube başkanının da bulunduğu dokuz, Ankara'da da bir
Telekom işçisi tutuklandı.
Sendikacılar ise sabotajların sendika ve işçi hareketine zarar vereceği ve kesinlikle tasvip edilemeyeceği görüşünde birleşirken, lokal birtakım eylemler yapılmışsa bunun grevdeki bütün işçilere mal edilemeyeceğini ifade ettiler. Sonuç olarak
Türk Telekom'daki sabotajların Türkiye'de sendikacılığın prestijini sarstığı konusunda işçi kesimi hemfikir.
Grev bir ayı tamamladı
Türk Telekom'da (TT) örgütlü Haber-İş Sendikası'yla işveren arasındaki toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde uzlaşma sağlanamaması üzerine 16 Ekim'de çıkılan grevde bir ay geride kaldı. Grev başladıktan sonra işçi ve işveren arasında doğrudan ilk temas,
Türk-İş Genel Başkanı
Salih Kılıç'ın girişimleriyle hafta sonu sağlandı. Taraflar bu görüşmede, hafta içinde yeniden bir araya gelmeyi kararlaştırarak ayrılırken, şu ana kadar herhangi bir gelişme sağlanamadı. Grevdeki 26 bin işçiye sendika tarafından yapılacak 1000'er liralık ödemeye ise dün başlandı. Ödemelerin bugün tamamlanması bekleniyor.
Akcan sert konuştu
Ali Akcan, konunun yargıda olması ve dosyalarda
gizlilik bulunması nedeniyle haklarında
tutuklama kararı verilen işçilerle ilgili sağlıklı bilgi alamadıklarını belirterek şöyle konuştu:
"Dosyalarda gizlilik olduğu için oralarda ne olduğunu da bilmiyoruz. Ama kim ne maksatla yaparsa yapsın kesinlikle ve kesinlikle bizim tasvip etmemiz mümkün değil, şiddetle, nefretle kınıyoruz. Kim ne yaptıysa, herkes bedelini öder
arkadaş. Fakat şayet orada iki tane adamın sabotaj yaptığı ortaya çıkarsa, bunu grevdeki 26 bin adamla ilişkilendirmek doğru mu? Bir elin beş parmağı bile aynı değil...
Eğer ben şube başkanının suçlu olduğunu bilsem anasını bellerim, böyle dangalıklık yapılmaz ki. Bununla birlikte bir
komplo ile mi karşı karşıyayız, sendika yıpratılmak mı isteniyor, bilmiyoruz. Ancak, TT'nin hatlarına sabotaj, bakır telleri çalmak amacıyla devamlı yapılıyor, bu, bugün yapılan bir iş değil. Ama bugün için bu çoğalmış olabilir.
Bunu kimlerin yaptığını ben de bilmiyorum. Grev öncesinde bizim üyelerimizin birçoğu şebekelerde bulunuyordu; hem sabotaj sonrası arızaları süratle giderebiliyorlardı, hem de hırsızlıklara karşı caydırıcı oluyorlardı.
Bakın sadece İzmit'te geçen yıl
kabloya 937 saldırı olmuş, bunların 43 tanesi fiber, kalanı da bakır kablo.
Bakır çalmak için fiberi de kesiyorlar, bakıyorlar bakır yok, bırakıp gidiyorlar. Devletin savcısı var, polisi var. Telefonları dinleyebiliyorlar. Eğer bu eylemleri yapanları yakalasın alkışlamazsam namerdim o polisi."
Kılıç: Kötü örnek oldu
Türk-İş Genel Başkanı Salih Kılıç ise sabotajları ve ortaya atılan iddiaları şöyle değerlendirdi: "Sendikacılardan kaynaklanan herhangi bir şey yok. Ama bunlar hem sendikal hem de işçi hareketine kötü örnek olan bir davranış, asla tasvip etmiyoruz.
Yapılanlar, bölgesel, lokal bir harekettir; 26 bin işçiyi töhmet altında bırakmak doğru değil. Yapanların bazıları grevdeki işçiler değil. Konu şimdilik
mahkemede. Sabotaj iddialarının greve zarar vermemesi gerekir."
Uslu: Ayağa kurşun
Hak-İş Genel Başkanı
Salim Uslu ise şu değerlendirmeyi yaptı: "Bir sendikacı olarak, greve çıkan bir sendikanın, kamuoyu desteğinden yoksun kalmasına neden olacak, hatta kamuoyunu karşısına alacak bu tür sabotajlara yelteneceğine ihtimal vermiyorum, çünkü kendi ayağına kurşun sıkmak olur. Haklı iken haksız konuma düşecek bir yanlış tercihte bulunabileceklerine ihtimal vermiyorum. Ancak ortada tutuklamalar var, mahkeme sonuçlarını görmek gerekiyor. Toplusözleşme bir haktır, grev de bir haktır. Bunun yasaların çizdiği sınırlar içinde kalması, bu hakkın bizatihi meşruiyet kaynağını oluşturmaktadır. Aksi takdirde yasaların suç saydığı, kamuoyunun tepki göstereceği bir kısım alışılmadık yollar ve yöntemler kullanılması sendikayı da çalışanları da zor duruma düşürür; uzun vadede sendikal harekette ciddi yaralar açar ve sendikal harekete olan güven sarsılır.
Hukuk düzenini en çok savunan sendikalar olmalıdır, hukuksuzluktan yarar umması söz konusu olmamalıdır. Umarım bütün bu olan bitenin sendikayla ve çalışanlarla ilgisi yoktur diye düşünüyorum."
İkitelli'deki olay
İkitelli'deki metro çalışmaları sırasında iş araçları tarafından zarar gören kabloların, 'sabotaj yapıldığı' iddiasıyla polis nezaretinde
taşeron firmalara
tamir ettirildiği iddiaları CHP'li
Esfender Korkmaz tarafından bu hafta
TBMM gündemine taşındı. İkitelli'nin bağlı olduğu Haber-İş Sendikası
İstanbul 1 No'lu Şube Başkanı Levent Dokuyucu, grev gözcülerinin bulunduğu noktaya 100 metre mesafede gerçekleşen
kaza dolayısıyla hem işçilerin suçlandığını, hem de taşeronlara tamirat yaptırıldığını söyledi. Türk Telekom
Gaziosmanpaşa Müdür Yardımcısı'nın kendilerini arayarak on binlerce aboneyi telefonsuz bırakacak bir arızaya müdahale için
yardım istemesi üzerine grevdeki işçileri gönderip sorunu çözdüklerini kaydeden Dokuyucu, ancak işverenin arızalara taşeronlar aracılığıyla müdahale etmesinin grev kırıcılığı anlamına geldiğini söyledi.
Dokuyucu, sabotaj iddialarının da, kazalar ve hat arızaları dolayısıyla ortaya çıkan hat kesintileri nedeniyle abonelere tazminat yükümlülüğü bulunan işverenin, bundan kurtulmak için 'sabotaj' görüntüsü verdiğini savundu.
Toplam 72 kişi gözaltında
Grevin başladığı geceden itibaren sabotaj iddialarında bulunan Türk Telekom yönetimi, grev başladıktan sonra kablo arızalarında çok yüksek artışlar olduğunu, bir aylık sürede fiberoptik ve diğer kablolara zarar verilmesi dolayısıyla 100 milyon YTL'den fazla zarar oluştuğunu açıkladı. Ülkenin farklı bölgelerinde çok sayıda
sendikalı işçi, sabotaj iddiasıyla gözaltına alındı. Son olarak Gaizantep'te gözaltına alınan 42 kişiden 28'i serbest bırakılırken, 14'ünün sorgulamaları devam ediyor. Haber-İş Genel Başkanı Ali Akcan, şu anda Diyarbakır'da dokuz, Ankara'da bir kişi olmak üzere toplam 10 işçinin
tutuklu bulunduğunu belirtti. Diyarbakır'daki tutuklular arasında sendikanın il şube başkanı da bulunuyor.
Sabotajlar sonucunda Diyarbakır ve Batman'da 18 kişi, Ankara'da dokuz kişi, İstanbul'da iki kişi, Konya'da bir kişi, Erzurum'da bir kişi, Gaziantep'te 41 kişi olmak üzere 72 kişi gözaltına alındı.
DİSK: İşçimize yakışmaz
DİSK Genel Başkanı
Süleyman Çelebi de, "Şu an on binlerce işçi, stratejik bir sektörde grev yürütüyor. Grevin ağırlığının hissettirilmesi lazım.
İşverenin ve hükümetin grev yokmuş gibi davranması, sendika ile diyaloğu kesmesi kabul edilemez. Sendika ayrımı yapmadan söylüyorum, bugüne kadarki grevlerin tamamında işçi kendi
makinelerine sahip çıkmış ve bakımını yapmıştır. İşçilerin ekmekleri, gelecekleri söz konusu. Batı'da iki gün süren bir grevde bile hayat
felç oluyor, bizde ise grev bir aydır, hiç bir şey yokmuş gibi devam ediyor grev kırıcılar sayesinde. Türk işçisi grevlere çıkarken makinelerinin bakımlarını yapan, yarın çalışacakmış gibi koruma altına alarak çıkar. Türk işçisinin grevlerde bugüne kadar tahrip ettiği bir makine yok; dışarıdan müdahaleler olmuştur ama asla işçi bu eylemlerin içinde yer almamıştır. Türk Telekom'da grev yokmuş gibi davranılamaz" dedi.
RADİKAL