Bor madeni Türkiye için hayal olmaktan çıkıyor ve artık hayatın her alanına girmeye başlıyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, Enerji Bakanlığı'nda düzenlediği bir basın toplantısı ile Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü ve Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü tarafından geliştirilen ürünleri tanıttı.
Dünya bor rezervlerinin yüzde 72'sine sahip olduğumuzu belirten Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü'nün katma değeri yüksek ürünleri hedef aldığını ve önemli ürünler geliştirdiğini söyledi.
Güler, amacın bor madenini ham ya da yarı mamul olarak değil katma değeri yüksek ürünler üretmek, yerli sanayiyi geliştirmek ve uç ürünler olarak satmak olduğunu vurguladı. Güler, burada da temel yol olarak boru yüksek oranda kullanan ve altyapısı hazır sektörleri hedef seçtiklerini ve bu sektörlerin de çimento, seramik, tarım, inşaat, tekstil ve gıda sektörü olduğunu söyledi. Güler, ikinci hedefin da yeni teknolojik uygulamalar olduğunu ve bu alanlarında hidrojen, özel malzemeler, mıknatıs, süper iletken maddeler ve boyalar olduğunu ifade etti.
Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü'nün 6 ana ürün ürettiğini ve bu ürünlerin toplam 2 bin ürünün üretiminde kullanıldığını belirten Güler, Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü'nün 2005 yılında satış, verimlik ve karlılık açısından Dünya'da 1. olduğunu hatırlattı. Güler, önümüzdeki yıl Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü'nün bütün kapasitesini yüzde 100 artıracaklarını ve Dünya birinciliğini pekiştirip daha da geliştireceklerini söyledi. Güler, Türkiye'de 'bor kimyasalları' adı altında yeni bir sektörün başlayacağını ve yepyeni iş sahaları ile istihdam alanlarının oluşacağını belirtti.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, daha sonra Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü'nün geliştirdiği ürünleri tek tek tanıttı.
İlk geliştirilen ürünün bor madeni katılarak geliştirilen mukavemeti artırılmış beton olduğunu söyleyen Güler, bütün Dünyada çığır açacak yeni bir uygulama olduğunu, maliyetin düşeceğini, üretimindeki enerjinin azalacağını ve böylelikle hava ve çevre kirliliğinin de azalacağını savundu. Güler, bu ürünün nükleer santrallerin yapımında, tüp geçitlerde ve köprülerde kullanılabileceğini belirtti.
Güler, ikinci olarak Bor Enstitüsü tarafından geliştirilen ve elektrik enerjisi üretiminde kullanılan sodyum bor hidrürü tanıttı. Suyla karıştırıldığında elektrik enerjisi üreten sodyum bor hidrürlü motor aydınlatma lambası olarak kullanılıyor. Motor ayrıca sessiz çalışıyor ve atık olarak havaya hidrojen salıyor. Güler, bununla otomobil üretmeye çalıştıklarını ancak bunun ekonomik olarak sanayide üretilmesinin 10-12 yıl alabileceğini söyledi.
Borla yapılmış mıknatısı gösteren Güler, süper iletkenlik sağlayan ve havada duran mıknatısların hızlı tren teknolojisinde kullanıldığını belirtti. Güler, böylelikle sürtünmenin azaldığını ancak bununla ilgili çalışmaların sürdüğünü dile getirdi.
Bor kullanılarak üretilen seramiği gösteren Hilmi Güler, bu sayede mukavemetin arttığını, daha az enerji kullanıldığını, hava kirliğinin daha az olduğunu ve üretim hızının arttığını vurguladı. Güler, böylelikle daha ince seramikler üretilebileceğini, bu konuda uygulamanın başladığını ve sektördeki bazı kuruluşlarla çalışmaların devam ettiğini bildirdi.
Güler, Bor Enstitüsü'nün çalışmaları sayesinde çinko borattan üretilen yanmaz boya ve plastiği de göstererek artık borun hayal olmaktan çıkıp hayatımıza girdiğini kaydetti.
Mikro besleyici olarak da kullanılan bor ile tarım ürünlerinin tarımsal gelir artışlı sağlayacağını ifade eden Güler, mikro besleyicinin sanayileşmeye hazır ürün haline getirildiğini ve ormanlara sprey haline sıkılabileceğini söyledi. Güler, borun ayrıca alüminyum alaşımlarda ve çelikte de kullanıldığını ve daha mukavim ürünler elde edildiğini vurguladı.
Güler, son olarak da bor ile üretilen yanmaz çadır ve izolasyon malzemesini tanıttı. Yanmaz veya yanması yavaşlatılmış çadırın hacda ve deprem bölgelerinde yaşanan faciaların bir daha yaşanmasını önleyeceğini ve bu ürünün de sanayide üretilmeye başlandığını ileten Güler, su geçirmeyen ve içerideki havayı dışarı tavsiye eden çadırın aynı zamanda eksi 40 dereceye kadar yalıtım sağladığını ve böylelikle askeri amaçlı da kullanılabileceğini kaydetti. Güler ayrıca kırpıntılarla karıştırılarak üretilen bor izolasyon malzemesinin böceklenme ve mantar üretimini engellediğini ve yanmayı geciktirdiğini sözlerine ekledi.
Güler, daha sonra bor kullanılarak veya kullanılmadan üretilen çadırları ve izolasyon malzemelerini yakarak test etti. Kameraların önünde yapılan testte borla üretilen izolasyon malzemesi ve çadır yanmazken diğer çadır alevler içinde kaldı.
CİHAN