Çünkü bu dert, sadece çıldırtan trafikten,
uçuk vergilerden ibaret değildir. Derdin büyüğü,
arabanın
bakımında ya da parça değişiminde ödenen yüksek
fiyatlardan doğar.
Çoğu zaman aracınızın sorunu, hiç anlamadığınız bir dille ve bilmediğiniz kelimelerle size anlatılır, karşınıza uzun bir parça listesi ve yüklü bir
fatura çıkarılır.
Arabanızı düşünüp ‘sorun çıkmasın’ diyerek liste ve faturayı kabul eder, cebinizin boşalmasına rıza gösterirsiniz.
Otomobile parça parça servet ödüyoruz
Peki, aracınızın
servisteki bakım ve yedek parça
maliyetinin gerçekte bu kadar yüksek olmadığını biliyor musunuz? Aracınızdaki problemin büyütülerek size gereksiz yere parça aldırıldığını ve fazla ödediğinizi?... ‘Yetkili servis’ dışındaki özel servislere gittiğinizde aracınızın garanti kapsamından çıkmayacağını?... Yerli ya da yan sanayi değil, aynı yedek parçanın, biri diğerinden iki kat fazla fiyata nasıl satıldığını?... Mesela, bir parçası değiştirilirken araca gerçekten uygulandığından emin misiniz? Yedek parçaların fiyatlarının,
araç sahibinin
ekonomik durumuna göre belirlendiğini söylesek, ne dersiniz? Araç sahibinin eğitim seviyesi yükseldikçe araba ile ilgili bilgisizliğinin arttığını ve daha çok ödediğini de ekleyelim buna.
Tamircilerden servislere, ithalatçı
firmalardan yedek parçacılara kadar sektörde bir araştırma yaptık; nasıl ve neden fazla para ödediğimizi hayretle gördük. Otomobiliniz kadar cebinizi de düşünüyorsanız, bu haber sizi ‘uyandıracak’.
Tamirciler, servisler, büyük ithalatçı firmalar ve yedek parça
satışı yapanlar ile görüştük ve servislere yedek parçacılara nasıl yok yere fazla para ödediğimizi başlıklar halinde, ayrıntılı bir biçimde çıkardık. Bununla da kalmayıp işin ehlinden ne yapılması gerektiği konusunda da tüyolar aldık. Aracınız kadar cüzdanınızı da düşünüyorsanız...
Ürünün uygulandığından emin misiniz?
Aracınızın bir parçasının değiştirilmesi durumunda serviste
ürünün araca gerçekten uygulanıp uygulanmadığını bilemiyorsunuz. Bu, kuşkusuz genele teşmil edilebilecek bir durum değil. Örneğin arabanızın debriyaj setinin değiştirilmesi gerekiyor. Ancak bu setin içinde
baskı, balata ve rulmandan biri henüz kullanılabilir durumda olduğu için değiştirilmemiş olabilir.
Aracınızdaki problem, büyük olmayabilir
Aracınızda ortaya çıkan bir
arıza sonrasında ya da yaptırdığınız bir ‘check-up’ta, sorun söylendiği kadar büyük olmayabilir. Çünkü sorun büyütülerek haksız bir gelir elde edildiği sektörde bilinen bir gerçek. Araba sahipleri sorunun derecesini anlamadığı için hiç gerekmediği halde pek çok parça değiştiriliyor ve araç sahibi, ya da
kasko şirketi yok yere para ödüyor. Bir araç sahibinin aktardığı anekdot, size de tanıdık gelebilir: “Servise gittik, arabanın önünden ses geldiğini ve bakılmasını söyledik. Usta saymaya başladı çırağa: ‘İki rot başı, iki rotil, salıncak, aks…’ Ve daha bir sürü parça söyledi. ‘Bunları temin edip gelelim.’ dedik ve çıktık. Tanıdık bir ustaya gittik. ‘Hiçbir şeye gerek yok, on bin km yaptıktan sonra gel, iki aksı değiştiririz, sorun kalmaz.’ dedi.
Kavram kargaşası cebinizden çalıyor
Araç sahiplerinin cebinden çalan bir diğer faktör de sektörde yaşanan kavram kargaşası. Yeni araç sahibi iseniz servisinizden duyduğunuz bir cümledir: “Yetkili olmayan bir servise götürdüğünüzde araç, garanti kapsamından çıkar.” Ancak aracınızın hangi şartlarda garanti kapsamında olup olmadığı size pek söylenmez. Çünkü arabada sorun çıkartabilecek pek çok parça garanti kapsamında değildir. Çoğunlukla sadece
motor, şanzıman ve bunların yan ekipmanları garanti kapsamındadır. Bu ekipmanlarda bir fabrikasyon hatası olduğunda gerçekten
ücretsiz olarak
tamir edilir ya da değiştirilir. Ancak bunlarda da zaten verilen garanti süresi içinde genelde hiçbir sorun çıkmaz. Öte yandan servisin ‘eğer bunların dışındaki bir parçayı da yetkili servis dışında bir yere değiştirtirseniz, garanti
altında olan bu aksamın garantisi de kalkar.’ cümlesinin de doğruluk payı yok. Bu, kötü niyetle söylenmiş bir cümle değilse bile en azından size verilmiş yanlış bir bilgi. Dolayısıyla ‘aracınız garanti kapsamından çıkar’ korkutmacası, aslında sizi servise bağlamaktan ve sizi daha fazla ödemeye mecbur kılmaktan öte bir işlev görmüyor.
Her servis yetkili, daha fazla ödemeyin!
Araç sahiplerinin aleyhine işleyen kavram kargaşalarından bir diğeri ise ‘yetkili servis’ meselesi. Daha önceki yıllarda aracın garanti kapsamında olması için yetkili servise gitme zorunluluğu vardı. Ancak yapılan yasal
düzenleme ile 1 Ocak 2007’den bu yana yetkili servisler dışındaki bağımsız servisler de eğitimli
personel bulundurmak şartıyla ‘yetkili’ konumunda ve tamir-bakım yapma hakkına sahip. Yetkili servislerin tekelinde bulunan servis
hizmetini
tüketici lehinde genişleten bu yasal düzenleme, yetkili yetkisiz bütün servisleri daha iyi, kaliteli ve
ucuz hizmet vermeye mecbur bıraktı. Fakat pek çok araç sahibi kendi lehine olan bu gelişmeden haberdar olmadığı için, hâlâ yetkili servise gitmek zorunda olduğunu düşünüyor ve bu haberdar olmamanın maliyetini cebinden ödüyor. Zaten tüketici araç alırken bu değişiklikten pek haberdar edilmiyor. Çünkü araç satışlarında kâr marjları, geçmişe oranla çok düşmüş durumda. Böyle olunca araç da satan servisler, asıl cirolarını servis hizmetinden ve yedek parçadan yapıyor.
‘Orijinal parça’ gerçekten pahalı mı?
Türkiye’de araç sahiplerinin cebini boşaltan bir diğer sebep de ‘orijinal parça’nın ne olduğu konusunda yaşanan kavram kargaşası… ‘Orijinal parça’ aracın
markasının kutusunda satılan üründür. Ancak orijinal parçanın ne olduğu konusunda bir bilgi kirliliği yaşandığı için tüketici bu bilgi kirliliğinde yanıltılabiliyor ve daha fazla ödemek zorunda bırakılıyor. Bunu bir örnekle açıklayalım:
Volkswagen bir
model ürettiğinde aracın pek çok parçasını çeşitli firmalara
sipariş eder. Örneğin farını orijinal ekipmana
üretim yapan Visteon’dan alır ve arabaya monte eder. Bir miktar daha alıp onu Volkswagen yazılı kutuya koyar ve yedek parça olarak piyasaya verir. Bu kutudaki far, ‘orijinal yedek parça’dır. Visteon firması da ürettiği bu farı, yani aynı ürünü Visteon yazılı kutunun içine koyar ve piyasaya sürer. (Araştırdık, bu far, bugün Volkswagen kutusunda 297 YTL’ye ya da daha fazlasına, Visteon kutusunda 127 YTL’ye satılıyor.) Başka bir
Alman firması Meyle de aynı farı üretir ve o da ürünü piyasaya sürer. Fiyat daha da aşağıya düşer. Ürünün üzerinde ‘made in Germany’ yazdığı için bu ürün de Türkiye’de tamirci ya parçacı tarafından ‘orijinal’ adıyla araç sahibine satılır. Hal böyle olunca, bu kargaşada ‘orijinal’ olmayan bir farı, yani 100 YTL’yi bulmayacak bir parçayı üç katı fiyatına, ya da gerçek fiyatından ‘orijinal’ adıyla almanız işten bile değil. Bu örnek, bütün markaların yedek parçalarının yaklaşık yüzde 80’i için geçerli.
Fiyat araç sahibine göre belirleniyor!
Pahalı bir arabaya binen ile ucuz bir arabaya binen iki tüketici aynı parçaya farklı fiyatlar öder. Bu farklılığın tek sebebi, pahalı arabaya binenin daha fazla ödeyebilme gücünün olmasıdır. Çünkü bir aracın modeli yükseldiğinde her parçası değişmez ve bu parçaların fiyatları da yükselmez. Arabada değişen, onun fiyatını artıran neden, aracın kullanım özelikleridir, konforudur, güvenliğinin artışıdır. Söz gelimi aynı marka otomobilin 1997’de üretilen bir modeli ile 2007’de üretilen bir modelinin balataları aynı olabilir. Çünkü balatanın takıldığı kaliper aynıdır. Ve bu balataların ürün numaraları da aynıdır. Bunun dışında, farklı marka arabaların belli parçaları da aynı olabilir. Söz gelimi Volkswagen Touareg,
Porsche Cayenne ve
Audi Q7 4x4’lerin
fren balataları aynıdır. Fakat tüketici bunu bilmediği ve ürünü numarası ile istemediği için yedek parçacıda aynı balataya, farklı modeller söylediği için farklı fiyat ödemek durumunda kalır. Ve bu fark diğerinin birkaç katı olacak kadar büyüktür.
Sektörde fiyat sistemi altüst oldu
Yedek parça fiyatlarını artıran bir sebep de sektördeki sistem. İthalatçı büyük firmaların elindeki ürün, önce tedarikçiye, oradan ana bayilere, oradan yedek parçacıya, oradan da servise dağıldığı ve her biri belli oranlarda kâr ile sattığı için fiyatlar inanılmaz ölçülerde yükseliyor, olan son tüketiciye oluyor. Bu durum ve internetin kullanımıyla son tüketicinin bilgiye ulaşması, sektörü yeni arayışlara soktu. Artık ithalatçı büyük firma, diğer aracıları kaldırarak yedek parçacıya direkt ulaşabileceği satış sistemleri geliştirmeye, ürünü neredeyse son kullanıcıya satmanın yollarını araştırmaya ve bunu örneğin internetten satış gibi alternatiflerle uygulamaya başladı. Son kullanıcının lehine olan bu durum sektörde
rekabet şartlarını ağırlaştırdı, sektörü kaliteli ve ucuz hizmet vermeye yöneltti.
En çok zarar gören sigorta şirketleri
Araç kaskosu yapan sigorta şirketlerinin, kendilerini garanti altına almak ve zarar etmemek için her aracın her parçası için belirlediği bir fiyat var. Ve sigortalı araçta değişen parçalar için servislere bu fiyat üzerinden ödeme yapıyor. Ancak belirledikleri bu fiyat, parçacıdaki perakende satış fiyatı… Yani piyasadaki en yüksek fiyat… Bu durumda sigorta şirketinin maliyetleri arttığı ve bu maliyet kasko bedellerine yansıdığı için tüketici dolaylı olarak bundan da olumsuz yönde etkileniyor.
[email protected]
Araç sahiplerine işin uzmanından tüyolar
Otostart.com, büyük ithalatçı firmalardan alıp internet üzerinden son tüketiciye yedek parça satışı yapan bir
site. Belli marka otomobillerin yedek parçalarının satışını yapan ve halen veri girişini sürdüren site ile, araştırmamız sonucu edindiğimiz bilgileri paylaştık ve araç sahiplerine verebilecekleri tüyolarının olup olmadığını sorduk. Otostart.com’un verdiği tavsiyeler şunlar:
Aracınızın kimliğini iyice öğrenin: Aracınızın modelini, menşeini, hangi ülkede üretildiğini, hangi yılda üretildiğini, motor hacmini, motor kodunu vb. gibi bilgilerini öğrenin. Bu bilgi, aracınızı parça uyumsuzluklarından korur, parça değişiminde ödediğiniz maliyeti düşürür.
Parçacıya numara ile gidin: Aracınızdaki bütün parçaların üzerinde bir numara vardır ve onun ürün kodudur. Bu kod, üniversaldır, yani numarayı söylediğinizde
Almanya’da da, Türkiye’de de, Suudi
Arabistan’da da size aynı parça verilir, orijinal ve yan sanayi
tercihleri gösterilir. O yüzden servisten ya da tamirciden parçanın kodunu isteyin ve parçacıdan ürünü arabanın modelini markasını söyleyerek değil ürünün kodu ile isteyin. Bu bilgi size, ‘Bu numaraya ait başka ürünün var mı?’ sorusunu sorma yetkisi verir. Farklı alternatiflerin fiyatları arasında tercih yapma imkanı elde eder, daha fazla ödemek zorunda kalmazsınız.
Orijinal ambalajlı malzemenin delisi olmayın: Otomobillerin parçalarının büyük bir kısmı başka firmalar tarafından üretilir ve o firmalar ürünleri yedek parça olarak otomobilin markasının olduğu ambalajda satılır. Ancak bu firmalar kendileri de ürünlerini kendi markalarının yazılı olduğu ambalajlar içinde piyasaya, tüketicinin ilgisine sunar. Ve bu ürün aynı olmasına rağmen, otomobilin markasının olduğu ambalajda daha pahalıdır. O yüzden ikincisini tercih edip birkaç kat daha fazla bedel ödemeyin. Önem derecesi az olan parçalarda garanti şartlarını
kontrol ederek,
yerli ürünlere de şans tanıyın, fazla ödemeyin.
Araç check-up’ında birkaç yere gidin: Aracınızın sorununu öğrenmek için sadece bir yerde chek-up yaptırmayın, birkaç yere gidin. Sorun söylendiği kadar büyük olmayabilir. İşlemi tekrarlamaktan çekinmeyin, chek-up ücretsizdir. Bu işlemden ücret almak, emlakçının ev göstermekten para alması gibidir.
Az ödemek için aracı riske atmayın: Motor ve şanzıman gibi araçta önemli, bozulduğunda bütün sistemi bozabilecek sistemlerin parça değişiminde ucuza kaçıp aracınızı riske atmayın.
Usta parçadan önemlidir, iyi seçin: Parça orijinaldir; ancak usta montajda bir somunu bağlamaz, o da problem çıkarır. O yüzden güvendiğiniz, işini iyi yaptığına inandığınız bir ustayı ve hizmet genişliği olan kurumsallaşmış yetkili ya da özel servisi seçin.
Sorun ve araştırın: Aracınızın arızası için birkaç yetkili ve özel servise gitmekten, alacağınız yedek parçanın fiyatı için internetten ya da başka parçacılardan fiyat alın, yaptığınız her araştırma, öğrendiğiniz her artı bilgi, maliyeti düşürür.
Zaman Pazar