Ankara Antik AŞ yöneticisi
Muhsin Önder, kişilerin gerek zevk tatmini gerekse yatırım için
sanat eseri aldığını belirterek, ''Arsa, döviz,
altın ya da başka şeylerle kıyasl
arsak bir sanat eserinin ileriye yönelik olarak daha çok kar yaptığını düşünüyorum'' dedi.
Kurum olarak tüm Türkiye'ye hitap etseler de
hedef kitlelerinin Ankaralılar olduğunu anlatan Önder, yatırım için eser alan insanlar olduğunu ama kendilerindeki eserlerin hemen hemen hepsini insanların evlerinin
duvarlarında ya da içinde görmek istedikleri için aldığını dile getirdi.
Bir sanat eserinin gerek yatırım aracı olarak gerekse sanatsal zevk tatmini için alınabileceğini vurgulayan Önder, ''Ben bunda acayip bir taraf görmüyorum. Çünkü her alınan şeyde bir kar vardır. Arsa, döviz, altın ya da başka şeylerle kıyaslarsak bir sanat eserinin ileriye yönelik olarak daha çok kar yaptığını düşünüyorum'' diye konuştu.
Yaklaşık 30 yıllık antikacılık hayatında elinden birçok tablo geçtiğini söyleyen Önder, iyi fiyatlara tablo sattığını ve sattığı rakamların 50 katı değerlenen eserler olduğunu belirtti. ''İşte ona dayanarak ben bunun yatırım olduğunu söylüyorum'' şeklinde konuşan Önder, zaten her eserin yatırım amacıyla alınamayacağını eserde ressamın icra ettiği sanatın özgünlüğünün çok önemli olduğuna işaret etti. Önder, şöyle devam etti:
''Eğer siz daha ilk çıktığında alırsınız ve onun ileride çok
prim yapacağını öngörmüşseniz o zaman çok kazancınız olabilir. Dünyayı takip etmek lazım. Dünyada hangi sanat para yapıyor?
Sanat nereye gidiyor? Hangi tür daha çok takip ediliyor? Sadece ismi duyulmuş diye aldığınız şeyler ileride prim yapmayabilir. Çok eser görmek gerekiyor. Dünyayı çok iyi takip etmek gerekiyor. Bazı eleştirileri okumak,
fuar gezmek gerekiyor. Kim, en çok neye talip bilmek lazım. Eğer bir
eşya almak istiyorsanız ve o konuda bilginiz yoksa bu konuda bilgili kişilere danışmalısınız.''
''Kimi insan kazandığı parayla arsa ya da daire alıyor, kimisi de parasıyla kitap alıyor'' diyen Önder, ellerinde çok uygun fiyata alınacak eserler de olduğunun, o eseri alıp koyacak zevke ulaşmış olmanın önemli olduğunun altını çizdi.
Bir şehirde bir çok sanat faaliyeti, galeriler varsa insanların ruhlarının da ona göre değiştiğini aktaran
Muhsin Önder, ''Ben İstanbul'un bu anlamda Ankara'ya göre daha çok sanatsal faaliyetleri olduğunu düşünüyorum. Kalite ve parasal değer olarak İstanbul'daki eserler biraz daha farklı çıkıyor piyasaya. Oradaki sanat alıcılarının buradan daha fazla olduğunu düşünüyorum ama biz kendimize düstur edindik, Ankara'da sanat olayını yukarı doğru çıkaracak ne varsa yapmaya çalışıyoruz'' ifadelerini kullandı.
Koleksiyonerliğin sanat eseri satın almaktan başka bir şey olduğunu belirten Önder, ''Bazıları sanat eserini satın aldıktan sonra bir yere depolamaya başlar. Zaman zaman da bakarak tekrar depoya kaldırır. Bu kişilerin aldığı eserleri duvarlarında görmeyince, eserlerin yatırım amaçlı alındığını düşünmeyin. Bu başka bir hazdır. Asamasa bile, duvarında yer olmasa bile zaman zaman bunu alıp eşine dostuna gösterir ve zevk alır'' değerlendirmesinde bulundu.
-BAŞKENTTE YILIN İKİNCİ MÜZAYEDESİ-
Ankara'da 2,5 yıldır
müzayedeye yaptıklarını söyleyen Önder, bu yıl ikinci kez gerçekleştirecekleri müzayedede bin liraya da 50 bin liraya da eser olduğunu ve bu eserleri orta halli sanatseverlerin de alabileceğini ifade etti. Önder müzayede ile ilgili şu bilgileri verdi:
''Bütün dünyada sanat eserlerini ve müzayedeleri takip ediyoruz. Başka bölgelerdeki üst ve orta seviyedeki şeyleri getirip burada insanlara sergiliyoruz. Bir müzayedeye 4 ayda hazırlanıyoruz. Önce eserler hakkında araştırmalar yapmaya çalışıyoruz. Daha sonra getirdiğimiz eserler hakkında insanlara bilgi veriyoruz. Makaleler, metinler yazıp eserlerin fotoğraflarını çekiyoruz. Bu bizim için uzun bir süreç. Sanat eserlerinin değerini bizim eksperlerimiz belirliyor. Bunlar alanlarında uzmanlaşmış, tecrübe sahibi insanlardır. Genellikle onların biçtiği değerler piyasa değerine yakın değerlerdir.
Ankara'da ortaya çıkan eserlerin tamamına yakını evlerden geliyor. Bu eserlerin de yüzde 90'ı daha önce hiç görülmemiş ve müzayedelere ilk defa çıkan eserlerdir. Biz başka müzayedelerde görünmüş eserleri sergilememeyi kendimize düstur edindik. İlk defa çıkan eserleri sanatseverlerle paylaşmak istiyoruz.
Bizim müzayedelerimizde
Osmanlı eserleri çok yoğun talep edilmiyor. Daha çok resim, Avrupai dekoratif eserler dediğimiz
gümüş, cam,
porselen,
heykel objeleri alıcı buluyor. İnsanlar evlerinin bir köşesinde bu eserleri sergilemek istiyorlar.
Müzayedede Türk resim sanatına ait bir çok ustanın eserleri bulunuyor. Bir tane Fikret Mualla tablosu var mesela, Hıfzı Topuz'un yazdığı ''Fikret Mualla'' kitabında yer alan bir eser. Adnan Varınca, Bedri Rahmi gibi bir çok değerli ressamın tablosu var.''
Az sayıda politikacı müşterilerine karşılık çok sayıda bürokrat ve iş adamı müşterilerinin olduğuna dikkati çeken Muhsin Önder, kendilerinin de asıl amaçlarının sanatı daha çok insana yaymak olduğunu ve böyle hareket ettikleri için de para kazandıklarını kaydetti.
Yaklaşık 30 yıldır antikacılıkla uğraştığına işaret eden Muhsin Önder, kendisinin de ''
Kütahya'' ve koleksiyonu olduğunu ve çok sayıda olmasa da tablo topladığını dile getirdi.
Bir esere 6-7 kişi talip olduğunda eserin fiyatının çok yukarıya çıkabildiğini aktaran Muhsin Önder, ''Bir eser vardı. Ederi bin 500 TL civarındaydı. 2 kişinin inatlaşması sonucu 4 bin 500 TL'ye çıktı. Sonunda ben durdurdum. 'Artık yeter, artırmayın' dedim. Müzayede ortamı başka bir şey. İnsanlar inatlaşabiliyor ama biz de onların artırdıkları rakam için sonradan üzülmesini istemiyoruz.
Müdahale de edebiliyoruz zaman zaman. Ben de fazla rakamla bir eser alsam sonradan pişman olabilirim'' dedi.
Yurtdışında 200-300 yıllık müzayede şirketleri olduğundan bahseden Önder, orada bu tür etkinliklerin bir gelenek haline geldiğini ancak Türkiye'de insanların hala müzayedeye çekinerek geldiğini ifade ederek, ''Bazıları
bayrak kaldıramıyor çünkü o kültürü yok. O kültürü bilmek lazım. Buna rağmen müzayedecilik ve katılımcılığın hızlı geliştiğini düşünüyorum'' diye konuştu.
Yarın yapılacak müzayedede farklı eserlerin de olacağına dikkati çeken Önder,
Cemal Nadir'in 8-10 tane karikatürünün ve Copenhagen firması tarafından çizimi Salvador Dali'ye yaptırılan ve dünyada sadece bin tane üretilen tabaklardan 12 tanesinin yarın satışa çıkacağını kaydetti.
''Dali'nin Çiçekleri'' konulu duvar tabaklarının her biri
sanatçı imzalı. Tabağın arka kısmında orijinal olduğu ve yalnızca bin adet üretildiği belirten 15
Ekim 1981 tarihli bir ibare bulunuyor.
Muhsin Önder, kataloglarının bir yıldır dünyadaki 4 önemli sanat portalında yayımlandığını ve
yurt dışından da talepler gelmeye başladığını da sözlerine ekledi.
AA