Dünya Altın Konseyi'nin (WGC) 2010 son çeyrek ve yılın tamamına ilişkin raporunda,
kilit talep sektörlerinde yaşanan iyileşme ve küresel ekonomide devam eden belirsizliklerin 2010 yılında
altın fiyatlarının yükselmesine neden olduğu, hisse senetleri,
bonolar ve emtia endekslerine göre üstün performans gösteren altının yatırımcılara getiri ve çeşitlendirme açısından ''çifte
kazanç'' sağladığı belirtildi.
Rapora göre, 2010'da altın fiyatları üst üste 10 yıl artış kaydederek bir önceki yıla göre yüzde 29'luk yükselişle
Aralık sonu itibariyle
Londra Altın
Borsası'nda 1.405,50 dolar/oz seviyesine ulaştı.
Geçen yılın performansını belirleyen unsur, kilit altın piyasalarındaki gelişmeler olurken,
altın piyasasına erişimi kolaylaştıran yenilikçi yatırım araçlarının da kısmen payıyla Çin'de altına yönelik yatırım faaliyetlerinde artış görüldüğü, dünyanın en büyük altın piyasası
Hindistan'da da mücevher tüketiminde canlanma kaydedildiği vurgulandı.
Makro
ekonomik ortamdaki belirsizlikler yüzünden endişeleri devam eden global yatırımcıların zayıf
Amerikan doları ve birçok ekonomide artan enflasyon oranlarına karşı
tedbir olarak altını
tercih ettiğine dikkat çekilen raporda, öne çıkan bulgular şöyle:
''Altının fiyatı 2010'da yüzde 29 oranında arttı. Karşılaştırıldığında, 2010'da S&P
Goldman Sachs Emtia Endeksi yüzde 20, S&P 500 yüzde 13, MSCI Dünya Endeksi (ABD hariç) Amerikan doları cinsinden yüzde 6, Barclays ABD Toplulaştırılmış Bono Endeksi ise yüzde 6 oranında artış kaydetti.
Altın fiyatlarında yıllık bazda görülen dalgalanma 2010'da yüzde 16'da seyrederek uzun vadeli eğilimini sürdürdü. Karşılaştırıldığında, günlük getiri bazında S&P Goldman Sachs Emtia Endeksi'nde bu oran yüzde 21 düzeyinde gerçekleşti.''
-MÜCEVHER TALEBİ YÜZDE 18 ARTARAK 1.468 TONA ULAŞTI-
Avrupa'da yayılmaya devam eden
ülke borcu sorunlarından dolayı yatırımcıların döviz riskine karşı aldığı tedbirlerden altın karlı çıktı. Avrupa ve dünyanın diğer bölgelerinde borsa yatırım fonları (ETF), külçe altın, altın ve diğer yatırım araçlarında yaşanan güçlü alımlar bunun kanıtı oldu.
Yatırımcılar 2010 yılında Dünya Altın Konseyi'nin denetimi altındaki borsa yatırım fonlarında 361 ton altın satın alarak değeri 98 milyar dolara ulaşan 2,167 ton aktif büyüklüğüne ulaştı. Bu alımlar, 2009'daki 617 tonluk net akıştan sonra ikinci en yüksek yıllık akış olarak kayıtlara geçti.
Global mücevher talebi 2010'un ilk 9 ayında 2009'un aynı dönemine kıyasla yüzde 18 artarak toplam 1.468 tona ulaştı.
Teknoloji ve sanayi uygulamaları için altına yönelik talep 2010'un ilk 9 ayında iyileşmeye devam ederek 2009'un aynı dönemine kıyasla yüzde 19'luk bir artış kaydetti.
Merkez bankaları, 20 yıldır piyasalara altın sağlayan kurum konumundayken, yıl boyunca kısmen net alıcı konumuna geçti. IMF, piyasa dengelerini bozmadan 403,3 tonluk altın
satış programını başarıyla gerçekleştirdi. IMF, tamamı piyasa fiyatlarından piyasa dışı işlemlerle gerçekleştirmek üzere Hindistan
Merkez Bankası'na 200, Sri Lanka'ya ve Bangladeş'e 10'ar ve Mauritius'a 2 ton altın sattı. Diğer satışlar ise
tavan fiyatlarının üçüncü Merkez Bankası Altın Anlaşması'na (CBGA3) göre belirlendiği piyasa içi işlemler yoluyla gerçekleştirildi.
-''YATIRIMCILAR ALTIN SATIN ALMAYA DEVAM ETTİ''-
Dünya Altın Konseyi Yatırım Araştırmaları Müdürü Juan
Carlos Artigas, global makro ekonomik koşullarla birlikte arz ve talebin olumlu seyrinin, 2010 yılında da altının güçlü fiyat performansında etkili olmaya devam ettiğini ifade etti.
Yatırımcıların da ülke borçlarına bağlı
kuyruk riski ihtimaline karşı artan duyarlılık ve sistemik riske ilişkin devam eden endişelere karşı, temerrüt riski taşımayan temel bir varlık olan altın satın almaya devam ettiğini belirten Artigas, şu değerlendirmede bulundu:
''Altının nispeten az dalgalanması ve birçok diğer varlıkla bağıntısı olmaması, hem portföyleri çeşitlendirmek hem de risk yönetimi stratejileri açısından altını ideal
aday haline getirdi. 2010'da altında yaşanan durum sadece ekonomiye ilişkin endişelere değil, talepteki artışa bağlı bir durum. Altın fiyatlarındaki yükselmeye rağmen geçen yılın ilk 9 ayında tüketicilerin daha fazla altın mücevher almış olmaları göze çarpan bir unsur. Güçlü bir yatırım faaliyetinin yanı sıra, aynı dönemde teknolojik uygulamalar için altına yönelik talebin normalleşmesi de altının yüksek değer artışına katkıda bulundu.''
AA