Mortgage’la başlayan derin dalganın
büyümemesi için FED (
Amerikan Merkez Bankası) çareyi
faizleri düşürmekte arıyor. 6 yıldır şişen balon patlamasın diye gazını almaya çabalıyor. Ateş bacayı sarmadan kovayla su taşımaya çalışıyor.
Sıcak haber ABD’den geldi. FED faizleri 0.50 puan düşürdü. Önemli bir anlamı var bu haberin. Beklentiler 0.25 iken neden bu kadar sert müdahale oldu? Oysa ABD son 4 yıldır hiç faizleri düşürmüyordu. Bahsettiğim anlam şu: Ekonominin sıkıntısı büyük, müdahale de büyük.
Bu noktaya nasıl gelindi?
1987’den 2006’ya kadar
Merkez Bankası’nın başında Alan Greenspan vardı. Son yıllarına kadar düşük faiz oranlarıyla ekonomiyi çok canlı ve sıcak tuttu. Toplum tükettikçe tüketti. Hemen her Amerikalı ev sahibi oldu. Hatta değişken faiz oranlarını göze alan yabancılar bile riskli kredilere rağmen (subprime) evlere
akın etti. Housing sector (konut sektörü)
altın yıllarını yaşıyordu. Ta ki 2005’in sonlarına kadar.
Faizler neden yükseltildi, neden indirildi?
Greenspan birkaç sebeple faizleri arttırmaya başladı. İyice ısınan ekonomiyi soğutmak, bir başka değişle; tüketimi kısmak, hızlı büyümeyi yavaşlatmak ve de enflasyonu frenlemek. Çünkü görülüyordu ki; anormal büyüme ortamında enflasyonun ipleri elden kaçıyordu. Şu anda Çin’in yaşadığı da bu. Dikey büyüyor ama enflasyonu
kontrol etmekte zorluk çekiyor. Bunu için de faizleri sürekli arttırıyor.
ABD tarihinde görülmemiş -denge operasyonu- ile faizler adım adım ama aksatılmadan arttırıldı.
Japonya’nın 0’a yakın faizine karşılık ABD faizleri yüzde 5’i buldu. İpler bu noktada kopmaya başladı, ateş burada ekonominin ortasına düştü. Faizler yükseldikçe Amerikalılar ödeme zorluğu yaşamaya başladı. Subprime (riskli) krediler geri ödenmeme riskiyle karşı karşıya kaldı. Dünyanın en büyük mortgage firmaları dönmeyen kredilerle çarkı döndüremez hale geldiler. Hem de rakam birkaç
küçük ülkenin bütçesi kadar büyüktü. ABD’nin en büyük mortgage firması Countrywide 11 buçuk milyar dolara yakın zararda olduğunu açıkladı. Şimdilerde de
işçi çıkarmak için fırsat kolluyor. 12.000 kişi sırada. Bu binlerce yeni işsiz, yani işsizlik oranının artması anlamına geliyor. Çünkü ABD’de iflasın eşiğinde olan tek kuruluk Countrywide değil.
Refah yerini endişeye bırakmaya başladı. Bir yanda
sermaye piyasalarında yaşanan sıkıntı öte tarafta Amerikan üreticilerin daha cazip olan Çin’e taşınmaları. Bu günler; ABD’nin para yöneticilerinin en zor günleri. Rakamlar pek çok şeyi ortaya koyuyor. Önümüzdeki yıl ABD’nin
dış ticaret açığının 700 milyar doları bulması bekleniyor. Ancak hızla büyüyen ve Amerikan hazinesinin çok yakından takip ettiği Çin, (ABD’li hazine Bakanı 1 yılda 5 kez Çin’e gitti) 300 milyar dolar fazla verdi.
Emekli Greenspan’in perde arkasından açıklamaları
Konut kredilerinin geri ödenmesindeki sıkıntı olarak gün yüzüne çıkan
kriz geri dönüşü zor bir yolculuğa çıktı.
Emekli olmasına rağmen dünya piyasa yapıcılarının yakından takip ettiği Alan Greenspan de köşesine çekilmek yerine önümüzdeki dönemin büyük zorluklar getireceği şeklinde özetlenebilecek açıklamalar yapıyor. Ve bu açıklamalar pek çok çevrede itibar görüyor. İtibar görmesi endişeleri de arttırıyor.
Kıvılcım nerelere sıçrar?
İlk ateş ABD’de başladı. Çin olayı sadece seyrediyor ve bildiğini okuyor. Ama dolar ve ABD ekonomisine yakından bağlantılı ülkeler ürpermiyor değil. ABD merkezli kriz havasının
Euro bölgesine ve de
Avrupa’ya yayılmasından endişe ediliyor.
Son haber endişeleri haklı çıkarıyor. Konut kredisi krizinin kıvılcımı
İngiltere’ye de sıçradı.
İngiltere’de 1860’dan bu yana ilk kez bir bankanın önünde
mevduat sahipleri paralarını almak için
kuyruk oldular. Bu fotoğrafı
Türkiye kamuoyu yakın geçmişte bütün incelikleriyle gördü. Şimdi dünya benzer bir dalganın etkisinde.
Bugünkü ABD ekonomisini yönetenler iki arada bir deredeler. Yaşanan dağınıklığın sorumlusu olarak kendilerini görmüyorlar ama bir şeyler de yapmak istiyorlar.
Açıklanan 0.50’lik
faiz indirimi bunu gösteriyor. Enflasyonun yükselme pahasına, sıcak paranın ülke dışına çıkma riskine rağmen ateşin üstüne bir su döktüler.
Söndürdüler mi söndüremediler mi?
En iyimser olanlar bile önümüzdeki yıllar hatta aylarla ilgili güzel bir şey söyleyemiyor.
Metin Yıkar - Samanyolu Haber Koordinatörü