HÜRSİAD Başkan Yardımcısı
İlker Hasırcı yaptığı açıklamada olağan
yönetim kurulu toplantımıza
Zaman Gazetesi Yazarı
Ekonomist Prof.Dr.İbrahim
Öztürk'ü davet ettik ve
ekonomik gelişmeler hakkında fikir alışverişinde bulunduk çok istifade ettik dedi.
Zaman Gazetesi Yazarı
Ekonomist Prof.Dr.
İbrahim Öztürk ise, daha önce HÜRSİAD üyeleriyle bir araya gelmiştik G.Antep'te bulunmak heyecan verici hem sanayisi,hem ekonomisi,hem tarihi dokusu,hem oluşturduğu istihdamla G.Antep hakikaten
marka şehir bu marka şehrin marka derneği HÜRSİAD beni yönetim kuruluna katılmak onur verici
ülkemiz
seçim sürecinden çıktı ekonomi iyi yolda ancak 3. dönemde
AK Parti'nin artık
destek kadar 'yapıcı
eleştirilere' de ihtiyacı var.
Türkiye bu seçimlerin sunduğu imkânları kullanarak iktisadî, siyasî ve toplumsal alanda daha derin katmanlara doğru hamle yapmak ve kazanımları konsolide etmek zorunda. Biz de bu doğrultuda mevcut ekonomik mimarinin ne yönde değişmesi gerektiğine dair bir dizi görüş, değerlendirme, eleştiri ve
öneri getireceğiz. Siyasî istikrar geldi, güven tazelendi, güçlü bir liderlikle belirsizlikler azaldı. Çok büyük hamlelere gerek kalmadan bir anda birçok gösterge 2004 yılı sonu itibarıyla makul noktaya geldiğini belirten Öztürk,2007 seçimleri beraberinde istikrar değil, kaotik bir ortam getirdi. Başbakan'ın Balkon konuşmasına
Ergenekon iradesi,
kapatma davasıyla tepki verdi.
Cumhurbaşkanlığı seçimi
krizi, birçok yasal
düzenlemenin
Çankaya ya da
Anayasa Mahkemesi'nden geri dönmesi, derken Türkiye yine bir karanlık tünele girdi. Türkiye yeniden patinaj yapmaya başlamıştı ki bir de 2008-2009 küresel krizi yaraya tuz bastı. Bu ortamı kullanmak ve ülkeyi çökertmek için oligarşi son kozlarını acımasızca kullandı. 2008-2010 Aralığına ben 'kriz dönemi' diyorum. Kriz 2009'da delip geçse de, dönem olarak pekâla 'teğet' geçti. Buna rağmen, 2007 yılından beri Türkiye bir hamle yapamadı, ekonomi yönetimi 'konjonktür idaresine' hasredildi. Geldiğimiz aşamada bütün bunlara bir de küresel kriz sonrasındaki yeni gelişmeler ilave edilmelidir. Bir kere neo-liberal söylemler bu fazda bir kez daha rafa kaldırılmış,
denetleme ve düzenleme çağı yeniden başlamıştır. Bu, Türkiye gibi ülkelere yeni fırsatlar sunabilecektir. Ancak küresel
rekabet ortamı bozulmuş, tabir yerinde ise haksız rekabet anlamında her türlü belden aşağı vurmalar yoğunlaşmıştır. Türkiye'nin artan cari açığında bu etkiyi de ayrıca aramak lazım. Keza,
sermaye artık bol değil.”dedi.
Zaman Gazetesi Yazarı Ekonomist Prof.Dr.İbrahim Öztürk, Dünya ticaret hacmi de 2002-2007 arasındaki kadar rahat olmayacaktır. Son olarak küresel bir işsizlik çağından geçilmektedir ve bu durum, zaten işsizlik alanında sorun yaşayan Türkiye'nin işini daha da zorlaştırmaktadır. Türkiye'nin
2023 hedefleriyle uyumlu yeni bir ekonomi programına ihtiyacı var.
Hükümet çevrelerine hâkim olan 'makro dengeleri idare et, kazanımları koru, geri kalan nasıl olsa kendiliğinden gelir' yaklaşımı isabetli değildir. Kazanımları asla bozmadan, yeni çapalar ve heyecanlar gerekiyor. Ancak bugün itibarıyla AK Parti'nin 9 yıllık iktidarında Türkiye'ye kazandırdığı büyük resmi özetlemek istiyorum: Bir kere AK Parti
kaos ortamından aldığı ülkeyi artık yönetilebilir bir ülke haline getirdi. İki,
deve mi, kuş mu olduğu belli olmayan
çürük bir ekonomiyi alıp, çalışan, kuralları belli olan bir piyasa ekonomisine dönüştürdü. Üç,
hasta adamı alıp turp gibi yaptı, kendi krizlerinin altında ezilen bir ülkeyi, krizde ayakta kalma konusunda dünyaya
model ihraç eden bir ülkeye, güvenli bir limana dönüştürdü. Dört, dünyada sözü merak edilen, komşularına umut aşısı olan prestijli bir ülke olduk. Beş, Türkiye'nin çöküş noktası olan Milli İrade'yi ikame etti.
Çete, cunta,
mafya gibi ülkemize habire
ameliyat yapan çeşitli iç ve dış güç odaklarını milli iradenin önünde diz çöktürdü. Bu büyük bir tarihi kazanımdır.”dedi.