AB'yi istihdam açığı tehdit ediyor

AB'de işsizlik oranı 15 yılın en düşük seviyesinde ancak Birlik bu sefer de çalışacak kalifiye işçi bulamıyor.

AB'yi istihdam açığı tehdit ediyor

1 Mayıs 2004'te 10 Doğu Avrupa ülkesinin Avrupa Birliği'ne (AB) dahil edilmesiyle birlikte yaşanacak en büyük sorunlardan birisinin de AB genelinde patlak verecek olan bir işsizlik krizi olacağı tahmin ediliyordu. Ancak AB'nin istatistik kurumu Eurostat'ın 1 Haziran'da yayımladığı rapora göre AB genelindeki işsizlik oranı yüzde 7,1'e kadar gerilemiş durumda. Bu rakam AB'nin son 15 yılda gördüğü en düşük işsizlik seviyesi. Bu olumlu gelişmenin yanı sıra, Avrupa Komisyonu'nun da 2008 sonuna kadar 5.5 milyon kişilik iş alanı açılacağını açıklaması, AB'nin işsizlik sorununu aştığı düşüncelerini yaygınlaştırdı. Küresel ekonomide yaşanan canlılık, petrol fiyatlarının göreceli olarak düşmesi ve ABD ekonomisinin beklenenden az da olsa daha iyi performans göstermesi AB'nin de daha istikrarlı bir büyüme trendi yakalamasını sağlamıştı. 2006 yılında AB gayrisafi milli hasılası yüzde 3 oranında büyümüştü. Aynı oran 2005 yılında yüzde 2'ydi. Ekonomide az da olsa yaşanan canlılık, AB genelinde yeni istihdam olanaklarının oluşmasını da kolaylaştırmıştı. Ancak şimdiki problem, ortaya çıkan iş fırsatlarını değerlendirebilecek olan Avrupalıların çok zor bulunur hale gelmesi. İstihdam açığı büyüyor Ancak tüm bu olumlu gelişmeler, AB'nin yeni sorunlarla karşılaşmasına da neden oluyor. İşsizlik oranının gelecek yıllarda daha da gerilemesi ve özellikle kalifiye işçi alanında yeterli istihdamın sağlanamaması, AB'nin en çok önem verdiği bilişim teknolojileri, ağır sanayi gibi kritik sektörlerde personel açığı oluşmasına neden oluyor. Avrupa Komisyonu'nun rakamlarına göre, şu anda AB genelinde 3 milyon kişilik istihdam alanı doldurulamamış durumda. AB nüfusunun giderek yaşlanması ve genç nüfus içerisinde de kalifiye işçi sayısının yeterli olmaması, birliğin en büyük ülkesi olan Almanya'da mühendis açığının 23 bine ulaşmasına neden oldu. Alman Ekonomisi Ensititüsü'nün araştırmalarına göre bu oran Almanya'ya her yıl 3.5 milyar euro kaybettiriyor. Geçtiğimiz günlerde de, Alman elektronik devi Siemens, şirket için mühendis bulup yetiştirebilecek herkese 3 bin euroluk bir ödül vaadinde bulunmuştu. Benzer bir sıkıntının bilişim teknolojileri alanında da yaşanması bekleniyor. 2010 yılına kadar bu sektördeki kalifiye işçi açığının Avrupa genelinde 300 bini bulacağı söyleniyor. Ancak istihdam açığı sorununun AB için çok da rahatsız edici olmadığını düşünenler de var. Avrupa Politikaları Araştırmaları Merkezi Analisti Daniel Gros, Referans'a yaptığı açıklamalarda, "Kalifiye işçi konusunda yaşanacak olan sıkıntı AB ekonomisini biraz yavaşlatabilir. Ancak bu durum ortaya çıktığında maaşların da otomatik olarak yükseleceğini düşünürsek, ekonomide ortaya çıkacak sorunları çok önemli olarak değerlendiremeyiz" dedi ve sorunun Doğu Avrupalı işçilerin serbest dolaşımını sağlamakla da çözülemeyeceğini savundu. Gros, "Doğu Avrupa ülkelerinin vatandaşları da çok yakın bir gelecekte Batı Avrupa standartlarını yakalayacak ve kendi ülkelerini terk etmek istemeyecektir" dedi. Serbest dolaşım kültürü yerleşmedi Bu sorunun temelinde yatan neden ise, özelikle 2004'te AB'ye kabul edilen 10 Doğu Avrupa ülkesine üye ülkelerin önemli bir kısmının hâlâ işçilerin serbest dolaşımı hakkını tanımaması. Almanya'nın yaşadığı sıkıntıların başında göçmenlere karşı uyguladığı katı politikalar geldiği yaygın bir kanı. Kapılarını Doğu Avrupalı işçilere açan İngiltere'nin bu ülkelerden gelen kalifiye işçiler sayesinde rekabet gücünü artırmış durumda. Avrupa Komisyonu'nun çalışma ve sosyal işlerden sorumlu üyesi Vladimir Spidla, Euractiv'e yaptığı açıklamalarda, "Avrupa'da hâlâ serbest dolaşım kültürünün yerleşmemiş olmasının maliyetleri olduğunu anlamak zorundayız. İşçilerin serbest dolaşımının ekonomik açıdan rasyonel olduğu açıktır ve bu AB anlaşmalarında da her zaman için çok önemli bir yere oturtulur" dedi ve AB'nin genişlemesinden bu yana işçilerin serbest dolaşımından ötürü herhangi bir yıkıcı etkiyle karşılaşılmadığını hatırlattı. AB içerisinde nüfusun yalnızca yüzde 1'i başka bir üye ülkede yaşayıp çalışmakta. Spidla, bu sorunu çözmenin de basit olduğuna dikkat çekerek, "Avrupalıların daha uzun yıllar çalışmasına izin vererek ve Birlik içerisinde serbestçe hareket ederek istedikleri yerde çalışmalarını sağlayarak bu sorunun üstesinden gelebiliriz" dedi. REFERANS
<< Önceki Haber AB'yi istihdam açığı tehdit ediyor Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER