Raporda,
Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun hayata geçirilmesi konusunun da halen bir “endişe kaynağı” olduğu ifade edildi.
Avrupa Komisyonu Genişleme Genel Müdürlüğü
Türkiye’nin AB’ne uyum sürecinde son bir yıllık ilerlemesiyle ilgili açıkladığı İlerleme Raporunda “Mali Kontrol Faslı” ile ilgili değerlendirmelere de yer verildi.
Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğünün, internet sayfasına da koyduğu mali
kontrolle ilgili bölümde, Türkiye’de tüm devlet kurumları içindeki özerk birimler şeklinde etkili ve operasyonel bir iç denetim sisteminin tesisinin henüz tamamlanmadığı vurgulandı. Raporda, bu bağlamda,
finans yönetimi ve
siyaset oluşturmanın esas unsuru olan strateji geliştirme birimlerinin güçlendirilmesi gerektiği ifade edildi.
DENETİM VE İÇ MALİ KONTROLİç denetim konusunda, güvenlik kurumlarının denetimine de imkan veren 2003 tarihli Kamu Mali Yönetimi ve Kontrolü Yasasının henüz yeterli bir şekilde uygulanmadığına dikkat çekilen raporda, “Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun hayata geçirilmesi konusu halen bir endişe kaynağıdır” denildi. Müktesebata uyumun ileri düzeyde olduğu Kamu İç Mali Kontrolü (KİMK) alanında da sınırlı ilerleme kaydedildiği ifade edilen raporda, daha sonra şu görüşlere yer verildi:
“Mevcut birincil ve
uygulama mevzuatı 2008 yılında tadil edilmiş olup, KİMK’in uygulanması için gerekli temel koşulları karşılamaktadır. 2009 yılı içinde bir dizi uygulayıcı mevzuat kabul edilmiştir
Maliye Bakanlığı, 209 idari birimde her biri eğitimden geçirilmiş ve
sertifika almış 803 iç denetçi kaydettirmiştir. Bütçe harcama birimlerinde daha fazla mali görevli istihdam edilmiş olup, hali hazırda merkezi hükümet idaresinde 461 uzman mali görevli bulunmaktadır.
Ancak, 2002 KİMK siyasa belgesi ve ilgili
eylem planının, özellikle iç denetim ve teftişe dair roller ile İç Denetim Eşgüdüm Kurulu ve iç denetimler için Merkezi Uyumlaştırma Biriminin (MUB) rollerine ilişkin olarak güncelleştirilmesi gerekmektedir. Kamu iç denetim mesleğinin optimum gelişimini sağlamak için MUB’un yeri konusunda bir karar verilmesi gerekmektedir.”
MALİYE BAKANLIĞININ REFORM SÜRECİNDE İZLEME ROLÜ GÜÇLENDİRİLMELİMaliye Bakanlığının reform sürecindeki
izleme rolünün güçlendirilmesi gereğine de işaret edilen raporda, dış denetimle ilgili de hiçbir ilerleme olmadığı belirtildi. Türk Sayıştay’ın görev alanını genişleten ve ilgili uluslararası standartlarla uyumlaştıran Dış Denetim Kanun Tasarısının 2005 yılında parlamentoya sevk edildiği hatırlatılan raporda, bu
düzenlemenin henüz yasalaşmadığı vurgulandı.
Raporda, AB’nin mali çıkarlarının korunması konusunda da az ilerleme kaydedildiği ifade edildi.
Şüpheli sahtecilik vakalarının değerlendirilmesi ve soruşturulmasına ilişkin olarak, Avrupa
Sahtecilikle Mücadele Ofisi (OLAF) ile
Başbakanlık Teftiş Kurulu (BTK) arasındaki
işbirliğinin iyi düzeyde olduğu da bildirilen raporda, Teftiş Kurulunun işlevsel bağımsızlığının daha fazla geliştirilmesi istendi. Raporda, “Yalnızca
Başbakanlık Teftiş Kurulunu değil, aynı zamanda Kurulda önleme, tespit etme ve izleme işlevlerini yerine getirecek bir ağın kurulmasını içerecek şekilde, Sahtecilikle Mücadele İşbirliği Yapılanması için ulusal hukukta yasal bir dayanak oluşturulması gerekmektedir” denildi. Avrupa Topluluklarının Mali Çıkarlarının Korunması Sözleşmesinin (PIF Sözleşmesi) ve Protokollerinin uygulanmasına ilişkin hiçbir gelişme olmadığına dikkat çekilen raporda, sözleşmenin uygulanma durumunun Türk makamlarınca yeterince izlenemediği kaydedildi.
MADENİ PARALARA DÖNÜK DÜZENLEME TALEBİ
Avronun sahteciliğe karşı korunması konusunda önemli ilerleme kaydedildiği belirtilen raporda, 1 Ocak 2009’dan itibaren geçerli olmak üzere “Yeni
Türk Lirası”ndaki “Yeni” ifadesinin kaldırıldığı hatırlatıldı. Yeni paralar basılırken, Türkiye
madeni paralarının Avro madeni paralarıyla mevcut benzerlikleri ortadan kaldıracak şekilde yeniden düzenlendiği ifade edilen raporda, ancak, ulusal
analiz merkezi, ulusal madeni para analiz merkezi ve ulusal merkezi
büro olarak faaliyet gösteren kurumların kurumsallaşmayı ve AB kurumlarıyla sürdürülebilir işbirliğini tesis edecek şekilde resmen görevlendirilmediği kaydedildi.
Mevzuatta, sahte paraları dolaşımdan çekmeyen
kredi kuruluşlarına ve Avro madeni paralarına benzer
metal ve madeni paralara karşı bir
yaptırım bulunmadığına da işaret edilen raporun sonuç bölümünde özetle şu değerlendirmelerde bulunuldu:
“Sahtecilikle mücadele işbirliği yapılanmasının geliştirilmesi gerekmektedir. Bu alanda çok önemli bir gelişmeyi, Türkiye’nin Türk madeni paralarını Avro madeni paralarıyla benzerlikleri ortadan kaldıracak şekilde yeniden düzenlemesi ve basması teşkil etmiştir.
- Genel olarak, uyumun oldukça ileri düzeyde olduğu mali kontrol alanında sınırlı ilerleme kaydedilmiştir.
- Kamu Mali Yönetimi ve Kontrolü (KMYK) Kanununun uygulanmasına ilişkin mevzuat yürürlüktedir, ancak iç kontrole ilişkin bazı değişiklikler henüz yapılamamış olup, KİMK siyasa belgesinin ve eylem planının gözden geçirilmesi henüz tamamlanmamıştır.
- Dış denetimleri ilgili uluslararası standartlarla aynı çizgiye getirecek Dış Denetim Kanunu henüz kabul edilmemiştir.”