Doğançay'a "228 bin dolara satılan resmi siz kaça vermiştiniz?" diye sorduk "Bin dolar" dedi. Ünlü
ressam son dönemde işadamlarından gelen ilginç teklifleri de anlattı
Başlığı
Burhan Doğançay'ın kendisi verdi... Yüksek ve lüks binalar yapan işadamları iç dekorasyon için Doğançay'ın eserlerini istiyormuş. Bunlardan birinin teklifini ünlü ressamın ağzından vereyim: "Hiç düşünmeden 700 bin dolar bir Ferrari'ye veriyor. Ama benle pazarlığa giriyor. Üç
kuruş inmem. Arayıp, 300 resim yolla, tanesini 5 binden alayım' diyor..." Tabii Doğançay bu sanatsever! işadamının ismini sır olarak bana da verdi... Türk resminin yaşayan en ünlü ve pahalı ressamı geçen hafta yine manşetlerdeydi. Bir tablosu ABD'de 3 bin dolardan satışa çıkıp 76 katına yani 228 bin dolara satıldı.
Çarşamba günü Beyoğlu'ndaki müzesinde konuşurken, "
Tabloyu kaça satmıştınız?" diye sorunca "Bin dolara" cevabını aldım. 15 cent'lik metro ücretini ödeyemediği için kilometrelerce yürüdüğü
New York yıllarında birçok eserini 500-1.000 dolara sattığını söylüyor. Şimdi çoğunluğu Amerikalı, bazıları ise Türklerin elinde olan o resimler iyi para ediyor. Doğançay tuval üzerinde olduğu kadar anlatımda da usta. Bundan sonrasını kendi ağzından verelim:
Üç kuruş ucuza satmam
"Multi milyoner zenginlerimiz beni arar, 'Şuraya bina yaptık, resim alıyoruz. Sizden de alacağız ama çok pahalı' diyor. Ben de 'Almayın' diyorum. Haberlerde gördüm;
Mercedes fabrikası sırf Türkiye'den aldığı siparişleri yetiştirebilmek için yılbaşında bile çalışacakmış. Bu lüks otomobilleri tek celsede alanlar, benden resim alırken pazarlık yapıyorlar. İndirim istiyorlar. İnmem 3 kuruş inmem. En zor zamanlarımda bile
indirim yapmadım."
En iyi resim en pahalı olandır
Her sahada bir ölçü var. Sporda en iyiyi saptamak çok basit. 100 metreyi 8 saniyede koşan dünyanın bir numarası oluyor. Ben teniste Nadal'ı ya da Federel'i yendiğim an bir numarayım demektir. Müzikte bile 'iyi' ölçüsü belli. Chopin gibi,
Mozart gibi çalıyorsan iyisin demektir. Oysa yedi asırdır herkes 'Resim nasıl ölçülür?' diye tartışıyor. Kumaşı bile fiyatlandırıyorsun. 'Bu ipek, bu
İngiliz kumaşı' diyorsun. 13. asırdan beri resmin nasıl fiyatlandırılacağının münakaşası yapıldı, durdu. Sonunda tek bir fikirde buluşuldu: En pahalı resim en iyidir. Ve en pahalı resmi yapan da en iyi ressamdır."
Sarısından tablo isteyen var
"Beni arayıp, 'Mobilyalarım sarı, bana sarı ağırlıklı resim yapar mısınız?' diyorlar. 'Ben siparişle resim yapmıyorum' diyorum. Dünyada genelde halkın yüzde 60'ı çağdaş sanattan anlamaz. Ama bizde yüzde 90'ı anlamıyor. Bu kadar sanatla ilgisi olmayan bir
toplum görmedim. Pamuk tarlasındaki köylüden bahsetmiyorum. Dışarıda okumuş, entelektüel, mali bakımdan iyi olan insanları kastediyorum. Zenginlerimizin ilk düşündükleri şey bir yat sonrasında lüks otomobil. Hiç düşünmeden 700 bin dolar bir Ferrari'ye veriyor. Ama benle pazarlığa giriyor..."
GM battı, resim prim yapıyor
"
Time dergisi yıllar evvel 'Dünyada en iyi yatırım, resme ve antikaya yapılandır' diye ek verdi. Bunun örneğini iki yıl evvel Amerika'da gördük. En büyük firmalar, General
Motors bile battı. Zamanında benim resimlerimi çok uygun fiyata alabilecek kişiler almadı. Şimdi beni arayıp pişmanlıklarını dile getiriyorlar, 'Tren kaçtı' diyorum. Eserlerimi elden çıkaranların bir kısmı danışıyor, 'Paraya ihtiyacım var' diyor. 'Hemen çıkar' diyorum. Bir de hiç paraya ihtiyacı olmadığı halde satanlar var. Sözüm ona entelektüel geçinen insanlar bunlar. Onlar sadece parayı düşünüyor. Tabloyu satıp,
arsa alıyor ya da borsa oynuyor."
SABAH