Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma
Şahin, ''
Çocuklarımız nerede doğarsa doğsun, dili, dini, ırkı, mezhebi ne olursa olsun, bu çocukların birinci
sınıf vatandaş olarak yetiştirildiği, temel hak ve özgürlüklerini maksimum şekilde kullandığı bir
Türkiye için bunları bugünden güçlü bir politi
kaya dönüştürmemiz gerekiyor'' dedi.
Şahin, yaptığı konuşmada, ileri
demokrasi, büyüyen ekonomi
hedefinin gerçekleştirilmesi için güçlü
toplumun şart olduğunu söyledi.
Güçlü toplum için önemli olanın ise ''beşeri
sermaye'' olduğunu dile getiren Şahin, bu kapsamda
çocuk haklarının geliştirilmesinin, toplumda, çocuk hakları kültürü konusunda farkındalığın artırılmasının önemini vurguladı.
Bu farkındalığı artırırken çocuklarla ilgili koydukları hedefe ulaşabilmeleri için yapmaları gereken stratejik planlamalar olduğunu ifade eden Şahin, Türkiye'nin çocuk hakları konusunda hukuki bakımdan bütün standartları gerçekleştirdiğini söyledi.
Uygulamalarda da hukuki altyapıda gelinen noktayı sürekli iyileştirmeye ve kalite bazlı
yönetimi geliştirmeye çalıştıklarını belirten Şahin, ''Çocuk haklarıyla ilgili stratejik planlamalarımız, bugün yaptığımız bir çalışma değil. Bundan önce de gelinen önemli bir süreç var. Özellikle Çocuk Vakfı'nın,
TÜBİTAK ile beraber hazırladığı önemli bir stratejik hedef planlaması var. Bizden önce başlayan bir süreçtir. Biz bunu hızlı şekilde güncelledik'' diye konuştu.
Bakanlığın yeniden
yapılandırma sürecine değinen Bakan Şahin, sosyal politikalar alanının en büyük gücünün, stratejik ortaklıklar yapmaları olduğunu ifade etti.
''Önce insan'' diyerek çıktıkları yolculukta, çocuklar için çok farklı bir noktada planlama yaptıklarını ve yapacaklarını anlatan Şahin, çocuğun doğuştan gelen hakkını
savunma, gelişimini takip etme, karar alma mekanizmasına katılımını ve olabilecek tehlikelere karşı korunmasını sağlamaya yönelik
düzenlemelerin yapılmasının önemine işaret etti.
Türkiye'nin bu konularda son 10 yılda başarı sağladığına işaret eden Bakan Şahin, ''Ancak bilgi toplumundayız, çocuklarımız bir taraftan bilgiyi, teknolojiyi kullanmaya çalışarak büyürken, bir taraftan onlara insani değerler eğitimini de vermemiz gerekiyor. Gelecek adına hayal ettiğimiz Türkiye ve dünyada ihtiyacımız olan bütün kavramları, çocuklarımıza vererek, onları eğitmemiz gerekiyor'' dedi.
Bakan Şahin, çocuklara haklarını öğretmesinin yanında çocuğun
ihmal ve istismarına neden olabilecek tehlikelerde kamuoyunu bilgilendirmesi bakımından ''çocuk dostu medya''yı çok önemsediklerini bildirdi.
Çocuk
adalet sistemini de çok önemli gördüklerini anlatan Şahin, şöyle devam etti:
''Özellikle çocuk istismarına, ihmaline, çocukların çevre faktörüne bağlı yaşayabileceği tehlikeye karşı,
direk ara mekanizmalar koymadan çocuklarımızı
mahkeme süreciyle karşılaştırdığımızda, rehabilitasyon sistemini de güçlü şekilde yapamadığımızda geri dönüşü zor olan birçok sorunu beraberinde yaşıyoruz. Mutlaka ara
destek mekanizmalarını koymamız gerekiyor. Bunu da
Adalet Bakanlığı ve bizim Bakanlığımızın birebir çalışması gerekiyor.''
Yapmaları gereken en önemli işlerden birinin de
izleme ve değerlendirme olduğunu vurgulayan Bakan Şahin, ''
Stratejik
belgede, kamuoyuyla şunu paylaşacağız, çocuklar bizim geleceğimiz ama bu sözde bir gelecek değil. Hakikaten yapılması gereken şeyleri yapan, kamuoyu algısı yönünde de bunu kuvvetli şekilde politikaya dönüştüren, bunun için
yol haritası koyan bir planlamayı paylaşacağız'' diye konuştu.
Bakanlık olarak strateji planı doğrultusunda üzerlerine düşen görevlerin takipçisi olacaklarını dile getiren Şahin, gelecekte ''keşke''lerin yaşanmaması çocuk merkezli yönetim anlayışını ortaya koymaları gerektiğini söyledi.
Adalet Bakanlığı işbirliğiyle çocuklarla ilgili hukuki düzenleme, çocuğu suça iten etkenler ve rehabilitasyon sistemi konusunda çalışmalar yaptıklarına değinen Şahin, şunları kaydetti:
''Çocuklarımız çok kıymetli. Çocuklarımız nerede doğarsa doğsun, anası babası kim olursa olsun, dili, dini, ırkı, mezhebi ne olursa olsun, bu çocukların birinci sınıf vatandaş olarak yetiştirildiği, temel hak ve özgürlüklerini maksimum şekilde kullandığı bir Türkiye için bunları bugünden güçlü bir politikaya dönüştürmemiz gerekiyor. Bakanlık olarak kadromuzla çocuk politikasını çok önemsiyoruz.''
-''Çocuk, devlet politikası haline geldi''-
Daha sonra Çocuk Hizmetleri Genel Müdürü
Abdülkadir Kaya,
Ulusal Çocuk Hakları Strateji Belgesi'ni açıkladı.
Buna göre, imzalanan stratejik planla çocuk, devlet politikası haline getiriyor.
Çocuk Hakları İzleme ve Değerlendirme
Kurulu'nca imzalanan stratejik plan, çocuk haklarının korunması ve yaygınlaştırılması için Türkiye'de yapılması gereken çalışmaların temel hedeflerini belirliyor.
Birleşmiş Milletler ve
Avrupa Konseyi tarafından
tavsiye edilen standartlar doğrultusunda hazırlanan belge, 2012-2016 yılları arasında yapılması gereken eylemleri kapsıyor.
Belgede, temel stratejik hedef ve eylemler şu başlıklar altında oluşturuldu:
''Çocuğa Saygı Kültürü, Medeni Haklar ve
Özgürlükler, Çocuk Hakları Öğretimi ve
Bilim,
Sanat ve Spor Eğitimi, Çocuğun
Sağlık ve Sosyal Güvenliği, Aile ve Çocuğa Yönelik Özel Koruma Hizmetleri, Çocuk Adalet Sistemi, Çocuk Dostu
Medya ile Etkin Bir Denetleme, İzleme ve Değerlendirme Sistemi.''
Öte yandan,
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı koordinatörlüğünde yürütülen çalışmalar sonucunda, Türkiye,
Birleşmiş Milletler'in Çocuk Hakları Alt Komisyonu'nun Cenevre'de haziran başında yapacağı toplantıya, çocuk hakları stratejisini belirlemiş,
ülke genelinde uygulamaya geçmiş olarak gidecek.