Yeni yapılandırılan '4+4+4' eğitim sistemi ile okula başlama yaşının 66 aya indirilmesi tartışmaları da beraberinde getirdi.
Çocuklarının henüz gerekli erişkinliğe ulaşmadığını düşünen pek çok
aile, çocukları ve onların eğitim hayatları ile ilgili ciddi kaygı yaşamaya başladı. Kimisi
rapor peşinde koşarken kimisi de çocuğunu okula göndermemekten yana. Bu konudaki kaygıları ortadan kaldırmak isteyen DBE Davranış
Bilimleri Enstitüsü Çocuk ve Genç Psikolojik Danışmanlık Merkezi Terapistleri, ortak bir açıklama yayımladı.
Okul olgunluğunun çocuğun kronolojik yaşından çok akademik ve duygusal olgunluğunun yeterli olup olmamasına bağlı olduğunu belirten uzmanlar,
gelişimin her çocuk için farklı olduğuna dikkati çekiyor.
BİRİNCİ SINIFTA DAHA FAZLASINA İHTİYAÇ VAR
Normal gelişim gösteren 5-5,5 yaş (60-66 ay) çocuğun denge kurmada oldukça ilerlediği,
vücut koordinasyonunun geliştiği, çatal ve bıçağı iyi kullandığı, ayrıntılı insan çizimi yapabildiği, parmaklarını kullanarak sayı sayabildiği, 10-12 rengi tanıdığı, adını, yaşını, adresini ve çoğunlukla
doğum tarihini bildiğini belirten uzmanlar, geçmiş, şimdiki ve gelecek zaman ile ilgili konuşurken kelimeleri doğru kullanıp, dilbilgisi kurallarına uygun konuşabildiklerini söyledi.
Uzmanların yaptığı ortak açıklamada, "Oysa 1. sınıfın akademik ve sosyal yükünü rahatlıkla taşıyabilmek için bu özelliklerden biraz daha fazlası gereklidir. Kalemi tamamıyla doğru tutması; kendi adını ve soyadını yazması; rakamları birbiri ile aynı boyutta yapması; ağırlık, uzunluk, hacim, zaman kavramlarını algılayabilmesi; ayrıntılı ve iki boyutlu insan çizimleri yapabilmesi; güvenli ve akıcı bir şekilde konuşması; günlük işleri tek başlarına yapabilmesi; diğer çocuklarla
işbirliği içinde oynayabilmesi ve evcilik oynarken arkadaşlarına ve kendisine farklı roller verip bu rollerin gerektirdiği gibi davranabilmesi beklenir" denildi.
FARKLI DEĞERLENDİRME ARAÇLARI KULLANILMALI
Okul olgunluğu değerlendirmesi sonucu ailelerin çocuğunun okula başlayıp başlamamasına karar verebileceği belirtildi. Okul Olgunluğu Değerlendirmesi yapılırken iki ayrı grup değerlendirme aracı kullanılır. Bunlar objektif ve projektif testler olarak ikiye ayrılır. Objektif testler, çocuğun
zihin özelliklerinin profilini çıkarmayı sağlayarak akademik olarak okula hazır mı değil mi sorusunun cevabının bulunmasını sağlar.
Projektif testler ise çocuğun ruhsal yapılanması ile bilgi vererek yukarıda sayılan becerilerinin ne şekilde geliştiği hakkında yorum yapılmasına yardımcı olur.
Okul olgunluğu değerlendirmesi
Akademik olgunluk ile kast edilen çocuğun ince
motor (yazı yazmak için gerekli olan el becerileri), kısa ve uzun süreli
hafıza, işitsel ve görsel dikkat, aritmetik muhakeme,
sıralama, dil, öğrenme ve çalışma hızı becerilerinin okulda karşılaşacağı akademik yükü kaldırabilmesi için yeterli olup olmadığıdır. Duygusal olgunluk ise sosyal muhakeme, kurallara uygun davranışlar sergileyebilme, sosyal problemleri çözme, arkadaşlık başlatabilme,
öfke kontrolü gibi faktörleri içinde barındıran bir beceriler topluluğudur.
Onlara güvendiğinizi hissettirin
Fatih Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Ana Bilim Dalı Başkanı Yrd. Doç. Dr. Hasan Uğur, 2-6 yaş arası çocukların zihinsel gelişimi için okulun çok önemli olduğunu söyledi. Uğur "
Milli Eğitim Bakanlığı okula başlama yaşını erkene çekerek önemli bir adım attı. Ebeveynler de şefkatin eğitimin önüne geçmesine izin vermeden çocuklarına iyilik yaptığını düşünüp bütün işlerini halletmek yerine onlara sorumluluk kazanmaları için fırsat vermeliler.
Anne şefkati ile ayakkabısını bağlayamayan çocuğun ayakkabısını bağlayıp, yemeğini yemeyenin peşinden koşarak çocuklarımızın eğitimini ve gelişimini engellemeyelim" dedi. Uğur, okullarda uygun şartlar oluşturulmuş ve çok fazla eksiklik yok ise çocuğun okula gönderilmesinin zihinsel ve fiziksel gelişimi, sorumluluk kazanması, paylaşımı öğrenmesi, sosyalleşmesi için oldukça faydalı olacağını söyledi. Uğur, "Veliler çocuklarına güvenmeli ve zorlukları yeneceğine inanmalılar' dedi.