Yaşadığımız mekanlar bizi strese sokuyor

Yıldız Teknik Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi Dekanı ve Öğretim Üyesi Prof. İlhan Özkeçeci tarafından tasarlanan ve seramik sanatçısı Hülya Çeltikçi tarafından uygulanan “Birinci Mühür” seramik panosu 8 Temmuz 2014 tarihinde Yıldız Teknik Üniversitesi Kültür ve Kongre Merkezi’nde yapılan açılış töreniyle izleyicilerle buluştu.

Yaşadığımız mekanlar bizi strese sokuyor

Açılış konuşmaları ve video gösterimi ile başlayan program Birinci Mühür Seramik Panosu’nun açılışı devam etti. Sanat ve Tasarım Fakültesi bünyesinde gerçekleştirilen ve YTÜ Bilimsel Araştırma Projeleri koordinatörlüğü tarafından desteklenen “YTÜ Davutpaşa Kampusu Mimari Yapıların İç ve Dış Mekânlarına Büyük Ölçekli Seramik Panoların Tasarlanması Ve Uygulanması” isimli proje kapsamında gerçekleştirilen “Birinci Mühür” seramik panosu uzun süren bir çalışmanın ürünü olarak ilk kez izleyicilere sunuldu.
 
Konu ile ilgili Prof. Özkeçeci, “Birinci Mühür” tasarım çalışması ile ilgili şunları söyledi: "Yeni bir tasarım çalışması olduğundan dolayı adını mühür koyduk. Mühür yeni bir şeyi onaylamak ve işaretlemek anlamına geliyor."
 
"Geleneksel sanat kavram olarak doğru değil"
 
Özkeçeci geleneksel sanat kavramının sanatın içinin boşaltılması amacı ile ortaya çıkarılan bir tanım olduğunu ifade etti. Özkeçeci , "Bu bir yaftadır, bununla geçmişte ortaya koyulan ancak anlaşılamayan sanat anlayışımız eskimiş ve değersiz bir şeymiş gibi gösterilmeye çalışılıyor. Evrende gök kubbe altında söylenmemiş yeni bir söz yoktur. Bizler geçmişteki değerlerimizi bilmediğimiz için bu tanımı kullanıyoruz. Modern düşünce kendilerini ayrıştırmak ve daha değerli kılmak için bu kelimeyi kullanıyor. Bin yıl geriye gidildiğinde çok değerli sanat eserleri vardır ama bizler bunu bilmiyoruz. Bilmediğimiz için bu kılıfı uyduruyoruz."dedi.
 
"Yaşadığımız mekânlar bizi strese sokuyor, oysa mutlu etmeli"
 

Prof. Özkeçeci, ortaya koydukları bu tasarım çalışmasının diğer sanat dallarını da olumlu anlamda etkileyeceğini belirtti. Özkeçeci, "Biz yaşıyoruz ancak bunun farkında değiliz. Üretiyoruz ama bilinçle yapmıyoruz. Yaşadığımız mekânların mimari çizgilerini de bilmiyoruz. Kimin ekranında kendimizi görüp, kimin kaşığı ile yemek yiyoruz farkında değiliz. Simdi biz kendi ölçülerimizi ve izlerimizi bilirsek daha sağlıklı ve huzurlu olacağız. En basta yaşadığımız mekânlar bizi rehabilite etmeli ve huzur katmalı. Ancak şu an yaşadığımız mekânlar bizlerde stres yaratıyor. Bilinçsiz gelişen bu mimari yapılar bizi daha mutsuz ediyor. Bizler ortaya koyduğumuz ürünlere kendimizden bir ruh katmalıyız. Bu bizi rahatlatacak ve mutluluk verecektir. Aksi halde cesetten ibaret bir şey çıkıyor ortaya” diye konuştu.
 
Özkeçeci Türkiye’de sanatsal çalışmaların durumu ile ilgili ise şunları söyledi: "Türkiye’de sanat adına uzun yıllardır eğitim ve çalışmalar mevcut. Ancak bizim önce kendi mevcut envanterimizi bilmemiz lazım. Nicelik ve özelliklerini öğrenmemiz gerekiyor. Eserlerimizde çok ince değerler var. Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yok. Sahip olduğumuz değerleri iyi analiz edelim. Eğitimde de bunlardan yararlanmamız da gerekiyor."
 
YTÜ Kongre ve Kültür Merkezine kalıcı bir sanat eseri olarak yerleştirilen seramik pano, Prof. İlhan ÖZKEÇECİ’nin hazırladığı tasarım proje ekibinin (Proje ekibinde yer alan araştırmacılar: Öğr. Gör. Hakan ALACALI, Arş. Gör. S. Nesli GÜL ve Arş. Gör. Bahadır UÇAN) gayretleriyle ve seramik sanatçısı Hülya ÇELTİKÇİ’nin özverisiyle hayata geçirildi.
<< Önceki Haber Yaşadığımız mekanlar bizi strese sokuyor Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER