Genel
Kurul, konuya ilişkin 30
Mayıs 2006 tarihinde yazı gönderildiğini, ancak bu yazıyla ilgili hiçbir işlem yapılmamış olmasının yüksek
öğretim camiasında umutsuzluk yarattığını kaydetti.
YÖK Genel Kurulu'ndan yapılan açıklamada, öğretim elemanlarının
ücret artışı konusunda değerlendirmelerde bulunuldu. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e de sunulan Türkiye'nin Yükseköğretim Stratejisi başlıklı raporda öğretim elemanı sıkıntısına yer verildiği kaydedilen açıklamada, “Çağ nüfusundaki artış nedeniyle, sayılarını her gün daha da artırmak zorunluluğunda olduğumuz devlet üniversiteleri,
Cumhuriyet tarihimizin hayli zor günlerini yaşamaktadır” denildi.
Açıklamada, şöyle devam edildi: “Uzun süredir izlenen ücret politikalarında nitelikli
personel içinde üniversite elemanları, hakim ve savcılar, Silahlı Kuvvetler personeli ve mülki idare amirleri birlikte değerlendirilir, birbirine paralel iyileştirmeler ya da ücret artışları yapılırdı. Son yıllarda bu denge giderek üniversite öğretim elamanları aleyhine bozulmaya başlamış ve en son Haziran 2006'daki ücret artışlarında üniversite öğretim elemanları
ihmal edilmiştir. Bu çerçevede, Kurulumuz Başkanlığınca
Maliye Bakanlığı,
Milli Eğitim Bakanlığı ve
Başbakanlık nezdinde, pek çok kez değişik ortam ve platformlarda konu görüşülüp, gerekli düzenlemelerin yapılması talep edilmişse de bugüne değin gereken duyarlılık gösterilmemiştir. Son olarak,
Milli Eğitim Bakanlığı'na gönderilen 06 Mayıs 2005 ve 30 Mayıs 2006 tarihli yazılarımız ekinde yer alan çalışmalar ile ilgili hiçbir işlem yapılmamış olması ise
yükseköğretim camiasında umutsuzluk yaratmıştır.”
“VAHİM BOYUTLARA ULAŞTI”
Devlet üniversitelerinin fiziksel olanaklarının yetersizliğinin, eğitim-öğretimde karşı karşıya kalınan sorunların sadece bir parçası olduğu vurgulanan açıklamada, Türkiye'nin geleceği için yükseköğretimde sadece fiziki olanakların iyileştirilmesinin değil, üniversitenin olmazsa olmaz ögesi sayılan nitelikli insan kaynağının yetiştirilmesinin de gerekli olduğu belirtildi.
“Bu açıdan karşılaşılan sorunlar vahim boyutlara ulaşmış bulunmaktadır” denilen açıklamada, öğretim elemanı niteliklerine sahip insan gücünün yetiştirilerek üniversitelere kazındırılması konusunda, sadece
genç üniversitelerin değil, kurumsallaşmış ve uluslararası düzeyde yarışmaya çabalayan üniversitelerin de büyük engellerle karşılaştığı vurgulandı.
“ŞEVK VE VERİMİNİ ENGELLEMEKLE KALMAMAKTA”
Açıklamada, şunlar kaydedildi: “Devletin üniversitelere gereken önemi vermemesi sonucunda, akademisyenlik artık nitelikli gençlerin heveslendikleri bir meslek olmaktan çıkmaktadır.
Üniversite çalışanlarının ücretlerinin diğer meslek gruplarına göre azalmasından doğan adaletsizlik, bunların yalnızca şevk ve verimini engellemekle kalmamakta, üniversitelerin geleceğini oluşturan nitelikli insan gücünün cezbedilmesini de imkansızlaştırmaktadır. Bu bağlamda, üzerinde önemle durulması gereken hususlardan birisi de özellikle araştırma görevlilerinin, öğretim görevlilerinin ve genç yardımcı doçent ve doçentlerin aylıklarındaki düşüklüktür. Bu husus, üniversite öğretim üyeliğinin
doğal kaynağını da giderek kurutmaktadır.
Bütün bu nedenlerle, üniversite çalışanlarının özlük haklarının ivedilikle ele alınarak gerekli iyileştirmenin yapılmasının zorunluluğu hususu, kamuoyuna saygıyla duyurulur.”