Röportaj 1: "Haziran ayından sonra ben ne yapacağım. Haziran ayından sonra ben ev kiramı nasıl ödeyeceğim. Nerede çalışacağım 3 tane çocuğum var bu çocukların bakımı, görümü yani evimi nasıl geçindireceğim. Çok ciddi anlamda kaygılıyım. Çok ciddi anlamda moralimiz şu anda bozuk."

Tek başına "karı-koca öğretmen olarak çalışan çiftlerin durumu" bile üzerinde durulması gereken bir sosyal problem. Bu umursamazlığı anlamakta zorluk çektiklerini söyleyen Fatih Karayağlı, bir veli olarak da yaşanacaklardan kaygılı. 

Röportaj 2: "Tekrar biz 70'lerin 80'lerin türkiye'sine mi dönüyoruz. Yani şu an ülkem adına da çok kaygılıyım, veli olarak da kaygılanıyorum, dershane öğretmeni olarak da çok kaygılanıyorum."

Gamze Karayağlı, 11. Sınıf öğrencileri ve velilerinin durumlarına dikkat çekiyor.

Röportaj 3: "Şu anda ben dershane'de 11. sınıf rehberliği yapıyorum. Sürekli olarak velilerle iletişim halindeyiz. Öğrencilerimiz çok endişeli, velilerimiz çok endişeli önümüzdeki yıl halimiz ne olacak diye soruyorlar. "

Özdamar çifti de aynı şekilde aile olarak eğitimci. 15 yıllık dershane öğretmeni Sibel Özdamar, kaosa sürüklendiklerini söylüyor

Röportaj 4: "Eşimle birlikte dershanede çalışıyor olmamız bize bu konuda iki kat daha sıkıntı getiriyor. Okul olabilir, özel okul olabilir deniyor ama dershaneciliğe karşıyız derken paralı eğitime karşı olduklarını ifade edenler özel okulun paralı olduğunu hiç düşünmüyorlar mı? diye sadece burada merak ediyorum."

Dershaneler "çocukları ticari meta olarak görmekle" suçlanıyor. Çetin Özdamar dershanelerin kapatılması için gerekçe gösterilen bu argümanla nasıl olup da özel okulların teşvik edildiğine anlam veremiyor.

Röportaj 5: "Dershaneye göndermekte zorlanıyor veliler öğrencileri diyor. O zaman özel okula nasıl göndereceklerini çok merak ediyorum gerçekten de. Çünkü özel okulların maliyeti genelde 10 bin liranın üzerinde bir lise öğrencisi için. Oysa ki Türkiye'de dershaneler bin liradan başlayıp 5 bin liraya kadar devam eden çeşitli rakamlarda bir sürü alternatifler var."