Fatih Koleji bu yıl bir ilke
imza atarak üstün zekâlı çocuklar için eğitim programı başlattı. Birinci
sınıftaki 15 üstün zekâlı çocuk hem zekâ potansiyelini kullanıyor hem de aldıkları eğitim sayesinde kişilik problemleri yaşamıyor.
Dünyada üstün zekâlı çocuklarına sahip çıkmayan neredeyse tek ülkeyiz.
Kore’de bile üstün zekâlı çocuklar için 300 okul var.
Türkiye’de ise üstün zekâlılar için kurulmuş iki okul var, birisi lise bir diğeri ise
İstanbul Üniversitesi’nin
pilot uygulaması olan bir ilkokul ve buraya her yıl sadece 24 öğrenci alınıyor. Ancak tahminler her yıl Türkiye’de okula başlayacak 6 bin üstün zekâlı çocuk olduğu yönünde. Bu da demek oluyor ki Türkiye’de her yıl binlerce üstün zekâlı çocuk harcanıyor. İşte bu dramatik durumun farkına varan Fatih Koleji, üstün yetenekli çocukların eğitimi için özel bir çalışma başlattı. İlköğretim birinci sınıftan başlayan bu programa, 15 öğrenci ve velisi katıldı. Velisi de katıldı diyoruz; çünkü bu çocukların eğitimi kadar ailelerinin de eğitimi önemli. Fatih Koleji Merter Şubesi Müdürü Yakup İlkaz “Veliler çocuklarının üstün zekâlı olduğunu öğrenince 2-3 ay içinde
buluş yapmalarını bekliyor. Bu beklenti çocukların psikolojisini olumsuz etkiliyor.” diyor.
Fatih Koleji, üstün yetenekli eğitim programında velilere de seminerlerle çocukları hakkında bilgiler veriyor, karşılaşabilecekleri problemler ve bunlar karşısında neler yapmaları gerektiği anlatılıyor. Çünkü gerekli eğitim verilmediği zaman üstün yetenekli çocuklar megaloman olabiliyor veya kendisindeki farklılığı hissedip diğer insanları
küçük görebiliyor. Yine çoğunlukla toplumdan soyutlanmış asosyal birisi haline gelebiliyor.
Kolejin bu ilk programına katılan çocuklar ilkokul birinci sınıfa gidiyor. 15 çocuğun zaten 9’u
okuma yazmayı bilerek gelmiş. Kalanı da geçen kasım ayında okuma ve yazmayı tamamen sökmüş. Birinci sınıf
derslerini çok kısa zamanda öğrenen bu çocuklara danışmanlık yapan Yunus Bayrak
müfredat derslerini yayarak ve zenginleştirerek verdiklerini söylüyor. “
Çocukların daha geniş ve farklı düşünmelerini sağlıyoruz.” diyen Bayrak, çocukların kabiliyetlerini geliştirecek tam ve çoklu zekâ kuramına göre ders işlediklerini anlatıyor. Yine öğrenciler, müfredattaki derslerin dışında fark dersleri alıyorlar. Sosyal beceri, düşünme becerileri, üretkenlik, drama, satranç ve belgesel dersi bunlardan bazıları. Süleyman
Kahraman çocuklara velileriyle koordineli olarak eğitim veriyor. Yardımseverlik, paylaşma, özgüven ve doğruluk gibi... Aslında bütün birinci sınıfların alması gereken bu derslere üstün zekâlı çocukların daha çok ihtiyacı var.
Üstün yetenekli çocukların eğitimi konusunda uzman Yunus Bayrak, normal zekâ seviyesindeki çocuklara göre üstün zekâlı çocukların çok farklı olduğunu söylüyor. Anlattıklarını daha iyi anlayan, soran ve sorgulayan bu çocukların dikkat ve yoğunlaşma sürelerinin de daha fazla olduğunu vurguluyor. Ders işlerken zil çaldığında normal sınıflarda çocukların heyecanla hemen sınıftan çıkmak istediklerini; ama üstün zekâlı çocukların “öğretmenim devam edelim” dediklerini belirtiyor. Yine haftada 350 sayfa kitap okuyan öğrencilerinin olduğunu söyleyen Bayrak, şöyle devam ediyor: “Sınıftaki kitaplıkta
masal, resimli kitaplar ve haftalık-aylık çocuk dergilerinin yanı sıra bilim ve
deneylerle ilgili kitaplar ve
TÜBİTAK’ın bilim kitapları var. Normal bir öğrenci resimli kitapları alırken bu çocuklar bilim ve deney kitaplarını alıyor. Öyle laf olsun diye almıyorlar. Resimlerinin altındaki yazıları bile okuyorlar. Zaman zaman kendi aralarında okudukları kitaptaki konuyu tartıştıklarına
tanık oluyorum.” Zekâ yaşları beden yaşlarından çok daha büyük olsa da onlar 6,5 yaşında küçük insanlar. Özel yaşamlarında yaşıtlarıyla pek konuşmuyorlar. Daha çok büyüklerle beraber olmayı seçiyorlar. Fakat okulda onlara verilen eğitim sebebiyle yaşıtlarıyla oynuyorlar ve görüşüyorlar. Çünkü okulda yaşıtlarıyla kaynaşmaları için sinema günleri düzenliyorlar. Bu sayede farklı özellikleri olan arkadaşlarını kabulleniyorlar. Bu üstün zekâlı çocuklar için çok önemli bir gelişme.
Üstün zekalı çocukların aileleri de eğitilmeli
Üstün zekâlı çocuklar bilgiye ulaşma ve öğrenmede sorun yaşamıyorlar. Çünkü ne verilirse çok kolay alıyorlar. Onların eğitiminde en büyük problemi davranış ve karakterleriyle, ailelerinin onlara karşı tutumlarıyla ilgili oluyor. Çocuklarının üstün zekâlı olduğunu bilen aileler onların hemen buluş yapmalarını istiyor. Üstün zekâlı çocuklar ise potansiyellerini kullanacakları ortam bulamadıkları için strese giriyorlar ve zeka seviyeleri dolayısıyla çevresindekileri küçümsemeye bayılıyorlar. Bir süre sonra toplumdan soyutlanıp asosyal oluyorlar. İşte Fatih Koleji üstün zekâlılar eğitim programında çocukların ve ailelerinin bu problemlerini çözmeye yönelik bir
sistem izliyor. Çocukların yanı sıra ailelere de eğitim veriyorlar.
Zaman Cumaertesi