Geleneksel tarzdan uzak biçimde sadece belli alanlara yoğunlaşan üniversiteler arasında en çok kabul gören yöntemlerden biriyse, az bölüm açıp öğrenci ile daha fazla ilgilenmek.
İçinde tüm fakültelerin olduğu ve on binlerce öğrenci barındıran devlet üniversitelerine karşılık vakıf üniversiteleri, daha az bölüme odaklanmayı ve öğrencilerle daha fazla ilgilenmeyi tercih ediyor.
Bire-bir ilginin üniversite döneminde de bir ihtiyaç olduğunu dile getiren Süleyman Şah Üniversitesi Kurumsal İletişim Direktörü Serdar Gecü, öğrencilere hem eğitim sürecinde yardımcı olma hem de geleceğe dönük olarak kariyer planlamalarını hazırlama noktasında destek veren üniversitelerin daha fazla tercih edilir duruma geldiğini söyledi.
Açılan her fakülte ve her bölümün üniversite yönetime ve öğretim görevlerine önemli sorumluluklar yüklediğinin altını çizen Gecü, her üniversitenin iyi olduğu alana yoğunlaşması gerektiğini ifade etti. Üniversitenin, öğrencilerin hayata hazırlandığı kritik bir dönem olduğunun altını çizen Gecü şunları söyledi:
“Üniversitede okuyan her öğrencinin ilgiye, rehberliğe ve yol gösterilmeye ihtiyacı var. Tanıdık büyükleri veya akrabaları olanlar nasıl bir yol izlemesi gerektiğini biliyorlar, ancak geneli düşündüğümüzde öğrencilerin bir yerde staja yerleşmekte dahi zorlandıklarını gözlemliyoruz. Bu noktada üniversitelerin, iş dünyası ile ilişkilerini geliştirerek öğrencilerini yönlendirmesi gerekiyor”
Kariyer planlama merkezlerinin önemine dikkat çeken Gecü, Süleyman Şah Üniversitesi’ndeki örnek uygulamaları anlattı:
“Biz, sınırlı sayıda öğrenci alma yöntemini izliyoruz. Çünkü eğitim verdiğimiz her öğrencinin sorumluluğu taşıyoruz. Üniversite bünyesindeki kariyer planlama merkezi öğrencilerle bire-bir ilgileniyor, kariyer planlamalarını yapıyor. Buna artı olarak anlaşmalı olduğumuz şirketlerde öğrenciler yarım dönem çalışıp buna göre not alıyorlar. “Ortam eğitim” şeklinde adlandırdığımız bu sistemde öğrenciler hem üniversitede eğitimlerini tamamlıyor hem de iş dünyasına organize bir şekilde kanalize oluyorlar”