Muş
Alparslan Üniversitesi bünyesinde açılan
Alevilik
dersinde öğrencilere
Alevilik inancı akademik boyutuyla anlatılıyor. Derslere konuk öğretmen olarak,
gönüllü Alevi dedeleri de davet ediliyor.
Son yıllarda eğitimde demokratikleşmeye yönelik atılan adımların meyveleri alınmaya başlandı.
Mardin Artuklu Üniversitesi'nde
Kürtçe eğitim programı açılmasının ardından Muş
Alparslan Üniversitesi'nde de seçmeli Alevilik dersi hayata geçirildi.
Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Kamil
Coşkun tarafından verilen derse Alevi dedeleri de davet ediliyor. Haftada iki saat süren derse bu hafta Derviş Beyaz Ocağı görevlisi Alevi dedesi Hazır Ali katıldı. Hazır Ali, öğrencilere 'dedeler ve ocaklar' konulu ders verdi.
Dersi bir süre takip eden Üniversite Rektörü Prof. Dr.
Nihat İnanç, gazetecilere yaptığı açıklamada, Alevilerin de Sünniler gibi Allah'a inanıp Kur'an-ı Kerim ve Hz. Muhammed'e (sas) bağlı olduklarını söyledi. Aleviliğin ateizm olmadığını dile getiren Rektör İnanç, "Alevilik, İslam'ın bir yorumudur. Belki her anlayışta olduğu gibi Alevi camiası içerisinde de farklı düşünenler olabilir. Aleviliğin en doğru tanımı
Ehl-i Beyt yolunda olmasıdır. Hz. Ali, Hz. Hasan veya Hz. Hüseyin anlatıldığı zaman gözleri dolmayan
Müslüman var mıdır?" dedi.
Nihat İnanç'ın verdiği bilgiye göre üniversite bünyesinde fakülte sınırlaması olmaksızın tüm öğrenciler Alevilik dersini alabiliyor. Bu yıl eğitim döneminin ikinci yarısında açılan derse 40'ın üzerinde öğrenci
kayıt yaptırdı. Prof. Dr. İnanç, öğrencilerinin Alevilik konusunda daha bilimsel ve daha doğru bilgilere sahip olmasını istediklerini belirterek, "Bu paralelde, işin içinde olan, uygulamacısı olan Alevi dedelerini de getirerek derse katkı sağlamayı hedefledik. Bunun Türkiye'deki topluma, ayrışmayı giderme noktasında ciddi katkılar sağlayacağına inanıyoruz." açıklamasını yaptı.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'le birlikte Tunceli'de cem törenine katıldığını hatırlatan İnanç şöyle konuştu: "Oradaki Alevi dedemizin ifade ettiği bazı sözler beni çok etkilemişti. Toplumdaki temel anlayışın yeniden sorgulanması gerektiği bir kez daha ortaya çıkmış oldu. Alevilerle müşterek noktamızın çok olduğunu görüyoruz."