Üniversiteler cadı kazanı
‘
Celal Bayar Üniversitesi’nde buharlaşan trilyonlar’ adlı yazımı okuyan çok sayıda Öğretim Üyesinden e-mektuplar aldım. Aşağıdaki satırlar Tıp Fakültesinde görev yapan bir Öğretim Üyesine ait.
‘Esas önemli olanlar,
Araştırma Hastanesinde yaşanıyor. Hasta tetkikleri sürekli değişiyor. Bazı doktorlar (şu tahlilin sonucu şu olması gerekir yanlış girilmiş) diyerek tetkik sonuçları sürekli değiştirilmekte. Tabii bu değişim aşamasında
hasta çoktan
taburcu olmuştur. Çoğu film, tahlil,
tedavi,
ameliyat, kısacası
sağlık hizmetleri hayalidir. Çoğu hastaların haberi olmadan, günlerce bizde yataklı tedavi görmüş, bazılarında ameliyat bile olmuş gösterilmektedir. Ölen kişinin tetkik sonuçlarını değiştirmek ise ayrı bir iş. Vicdanım sızlıyor. Elimden bir şey gelmiyor. Görevden alınırsın diye tehditler işin çabası.’’
Lütfen üniversite hastanelerini ameliyat masasına yatırsınlar.
Sağlık sektörü üniversitelerin sömürü aracı olmuş.
İlaç firmaları kıskacındaki hastaneler, kaba bir deyimle (silahsız biçimde soyuluyor)
Üniversitelerin
döner sermayeleri mercek altına alınmalıdır. İlaç firmalarına ödenen faturalar merkezi bir
sistem tarafından mutlaka denetim altına alınmalıdır. Kim hangi sağlık hizmetinden dolayı ne kadar para almış, bilgi ortamında paylaşılmalıdır.
Sevgili Cumhurbaşkanımızdan isteğimiz, üniversiteleri ‘’Kapalı kutu’’ olmaktan kurtarıp şeffaf hale getirsinler.
SAHTE NOTLA MEZUNİYET BELGESİ
Bir başka yazı üstelik onlarca belgeyle birlikte bana gönderilmiş.
Celal Bayar Üniversitesi Fen
Edebiyat Fakültesi’nden
mezun F.G. adlı öğrencinin
mezuniyet belgesinin iptaliyle ilgili.
F.G. önce diplomasını alıp gidiyor. Sonra farklı bölümlerdeki, farklı hocalara ait
ders notlarında oynadığı anlaşılıyor.
F.G’ye yüksek puan verdirip, mezun olmasını sağlayan Öğretim görevlisi ise üst düzeyde bir görevde. Üstelik kendisine bir dizi idari işlem cezası verilmesine rağmen koltuğunu moda bir deyimle,
kale gibi koruyor.
Hangi yazara ait olduğunu tam hatırlamıyorum bir kitapta okumuştum.
‘Akıllı (okumuş) insanın yapacağı kötülük ahmak olandan daha büyük olur’’ deniliyordu.
Halit TUNÇ/STAR