Borçlu vatandaşların adreslerinin
ilköğretim okullarındaki çocuklarının
kimlik bilgileri üzerinden tespit edilmesi
uygulamasının
Milli Eğitim Bakanlığı'nca (MEB) 'okula güveni azaltacağı endişesiyle' başlangıçta geri çevrildiği ancak
Adalet Bakanlığı'nın 'bu endişenin geçerli mazeret olamayacağı' yönündeki ısrarıyla uygulamanın başlatıldığı ortaya çıktı.
"Herhangi bir okulumuz, il veya ilçe milli eğitim müdürümüz, okullardaki öğrencilerin kimlik bilgilerini, adreslerini, anne-babalarıyla ilgili bilgilerini bir şekilde eğer şu veya bu kuruluşa gönderiyorsa suç işliyor demektir" diyen
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, dün de düşüncesini yineledi. Çelik, İlköğretim Genel Müdürlüğü'nün genelgesine rağmen "Herhangi bir il milli eğitim müdürlüğümüz, genel müdürlüğümüz benim açıklamamın çerçevesi dışında bir icraat yapmışsa yanlış yapmıştır" dedi.
İcra
İflas Müdürlüğü'nden yazı
İcra İflas Müdürlüğü, Milli Eğitim'e
Ekim 2005 tarihinde borçlu velilerin adres ve
telefonlarının bildirilmesi isteğini içeren resmi bir yazı yazdı. MEB
Müsteşar Yardımcısı
Salih Çelik imzasıyla Adalet Bakanlığı'ndan görüş istediği yazısında 'velilerin okula güvenini azaltacağı ve çocuklarını okula göndermemelerine neden olacağı endişesiyle' velilerin bilgilerini göndermenin doğru olmayacağı uyarısında bulundu.
Ancak Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürü Ayhan Tosun imzasıyla gelen yanıtta bilgilerin verilmesini istedi ve güven boşluğu endişesinin 'İcra İflas Kanunu'nun 357'nci maddesinde geçen makbul sebep olarak değerlendirilemeyeceği" yönünde görüş bildirdi. MEB, Adalet Bakanlığı'nın uyarısı üzerine, 'yasaya karşı gelmemek için' velilerin adres ve telefon numaralarını İcra Müdürlüğü'ne bildirme kararı aldı.