Türkiye’de anlaşmazlık her alanda, her kesimde. Hatta, en elit topluluk içinde bile. Anlaşmazlıklar statüye, toplumdaki konuma göre değişiyor. Gerginlik her alana yansıyor.
Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nusret Aras, Rektör Yardımcısı Prof. Dr.
Ramazan Aslan, Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Rıdvan Berber, Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Celal Göle, Diş Hekimliği Fakültesi Dekanı Prof. Dr.
Nejat Bora Sayan, Fen Fakültesi Dekanı Prof. Dr.
Cemal Aydın,
Veteriner Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İbrahim Burgu,
Ankara Üniversitesi Yönetim
Kurulu Üyesi Prof. Dr. İsmail Hakkı Ayhan, Teziç aleyhine, her biri onar bin YTL’den, toplam 80 bin YTL’lik tazminat
davası açıyor.
Bir
rektör ve
dekanlar, bir YÖK Başkanı’na karşı tepkilerini, toplu halde ilk kez yasal zeminde gösteriyor. O nedenle, açılan dava üniversite dünyasında müthiş yankı buluyor.
BİR HABER ÜZERİNE
Sorun, bir
gazete haberinden çıkıyor.
Takvim Gazetesi 3
Nisan 2007’de bir haber yayınlıyor. Haber, Ankara
Tıp Fakültesi’nde
öğretim üyesi bir
profesörün kızının Diş Hekimliği Fakültesi’ne araştırma görevlisi olarak kabulünde
usulsüzlük iddiası içeriyor.
Haberde,
tazminat davası açan hocaların isimleri ve fotoğrafları var. Usulsüzlüğü onlar yaptı, anlamında. Aynı haberde, YÖK’ün adı geçen rektör ve dekanlar hakında
soruşturma açtırdığı da yer alıyor.
Rektör ve dekanlar, YÖK’ün haklarında soruşturma açtırdığını ve soruşturma nedenini, bu haberden öğreniyor. Soruşturma hem
disiplin, hem ceza niteliğinde. Sonuca göre, kınamadan üniversiteden uzaklaştırmaya kadar gidebilecek türde.
DAVA DİLEKÇESİ
Soruşturma gerçekten açılıyor,
savunma isteniyor. Ancak, Teziç aleyhine verilen dava dilekçesinde, savunmaların YÖK tarafından süresi içinde kabul edilmediği öne sürülüyor.
Ayrıca, bu haberle adı geçen hocaların kişilik haklarının ihlal edildiği belirtiliyor.
Bir başka ayrıntı, disiplin cezalarının af kapsamında ve zamanaşımına uğramış olması.
Mahkeme dilekçesinde, YÖK’ün soruşturmasına neden olan, bir
öğretim üyesinin kızının araştırma görevlisi olarak kabulünde, ilgili yönetmeliğe uygun karar verildiği ve bu nedenle hukuka uygun olduğu görüşü yer alıyor. Asıl nokta bu. Buna rağmen, soruşturma açılması, rektör ve dekanları üzüyor. Hukuki anlamda, kişilik haklarının ihlali iddiasına uzanıyor.
25 MAYIS’TA
Hocaların tazminat talebine ilişkin
mahkeme dilekçesi 25
Mayıs günü Ankara
Asliye Hukuk Mahkemesi’ne veriliyor. Duruşması önümüzdeki günlerde.
Geçen hafta, Ankara’da Üniversitelerarası Kurul toplanıyor. Toplantıda
Erdoğan Teziç ve Nusret Aras var. Orada da, başka bir nedenle, aralarında
tartışma çıkıyor.
Devam eden bir dava nedeniyle, ayrıca hukuki olarak, benim, kim haklı, kim haksız, gibi bir yorumda bulunmam mümkün değil.
Ancak, üzücü olan, bir YÖK Başkanı’nın rektör ve dekanlarla anlaşmazlığının mahkemelere kadar düşmesi. Bu o kadar sık rastlanan bir olay değil.
Bunlar, mahkemelere düşmeden,
diyaloglarla çözülebilecek sorunlar değil mi?
Diyalog ve diyalog. Bizim toplumda en eksik olan bu sosyal davranış biçimi.
Yalçın Doğan/
Hürriyet