Üç saatlik bir zaman diliminde 180 soruyu cevaplamaya çalışacaklar. Cevapların getireceği puanlara göre sıralanacak ve tercihlerine göre de yerleştirilecekler. Doğru işaretlenmeyen bir soru, adayı binlerce kişinin ardına itecek. Günlerdir devam eden başarılı olup olamayacakları düşüncesinin doğurduğu stres, yarın doruğa çıkacak. Bu stres, kimilerinin dikkatini artırarak motive edecek, kimilerini de paniğe sürükleyip hata yapma olasılıklarını artıracak.
Genel manada stres, organizmanın iç ve dış uyaranlara karşı verdiği otomatik tepkiler bütünüdür. Temelde vücudu korumak amaçlı olup, mekanizması tam anlaşılmış olmamakla birlikte, beyinden salgılan hormonlar ve miktarları ile yakından ilişkilidir. Nedeni ister sınav isterse başka bir durum olsun, stres reaksiyonlarının
tipi ve şiddeti kişiye özgüdür.
Stres reaksiyonları; çarpıntı,
baş ağrısı, sıcak basması,
nefes darlığı, üşüme, ellerde titreme,
mide krampları gibi fiziksel reaksiyonlar veya huzursuzluk, gerginlik, durgunluk, kaygı, sinirlilik, saldırganlık gibi duygusal reaksiyonlar ya da
unutkanlık, kararsızlık, karışıklık, ilgisizlik, olumsuzluklara odaklanmak gibi zihinsel reaksiyonlardır.
Stresin yok edilmesi mümkün değilse de
kontrol etmek veya yönetmek mümkündür. Yarınki büyük sınavın doğurduğu stresi nasıl yönetebiliriz? Çalışıldığı kadar çalışıldı... Eksik veya fazla... Bugün ve yarın ne yapmalı?
Memorial Hastanesi psikologlarından Aslıhan Tokgöz’ün tavsiyelerine dikkat edilmesini öneririm.
Sınav öncesindeki stresi kontrol için
Bu sınav bir kişilik değerlendirme sınavı değildir. Bilgi düzeyi değerlendirilecektir.
Öğrenci başarılı ise iyi öğrendiğini, başarısız ise iyi öğrenemediğini ortaya koyacaktır. İyi veya kötü biri olduğunu belirlemeyecektir.
“Başarırsam hayatımın önemli bir dönüm noktasını daha aşarım. Başarısız olmam, aptal veya beceriksizin biri olduğumu göstermez. Sadece daha fazla ve verimli çalışmam gerekiyor” denilmelidir.
Sınav başarısı birinci amacınız olmalı; ama tek amacınız olmamalı. “Başarmam gerekir” değil, “başaracak gücüm var” deyin.
Kazanamamak dünyanın sonu değil. Kesinlikle başka bir çıkış yolu üreteceksiniz.
Geçmişteki başarılarınızı ve öğrenemediklerinizi değil, öğrendiklerinizi düşünün...
Sınava gireceğiniz yeri önceden gidip görün. Yeri önceden görmek de yabancılık hissinizi azaltacaktır.
Kendi kendinize negatif ve paniklendirecek (bu stresle ben hiçbir şey yapamam, bu yılım da geleceğim mahvoldu gibi) sözlerden kaçının; olumlu düşünün (sınavda stresli olmak normal, biraz sakin olursam öğrendiklerimi hatırlarım).
Bugün iyice dinlenin.
Kafein ve sigara gibi uyarıcılardan uzak durun; bu tür uyarıcılar daha fazla strese sebep olur. Olumlu mesajlar içeren bir film seyredebilir ya da hafif neşeli müzikler dinleyebilirsiniz.
Artık
ders çalışmayın. Unutmayın bir gece öncesinde yoğun bir şekilde derse odaklanmak strese ve sınav korkusunun artmasına neden olabilir.
Bugün hayal kurmaktan uzak durun.
Derin ve yavaş nefes alarak gevşeyin, böylelikle stres düzeyi düşecektir.
Sınav sırasında yüksek düzeyde kaygı hissettiğinizde veya paniklediğinizde ne yapacağınızı önceden belirleyin.
Rahatlama tekniklerini deneyin.
Eğer mümkünse, sınavdan yarım saat önce soru çözmeye çalışın. Ancak bu sorular, çözümünü bildiğiniz sorular olmalıdır. Bu bir sporcunun oyuna girmeden önce ısınması gibi, sizi sınava alıştıracaktır.
Sınav sırasındaki stresi kontrol için
Hızlı bir şekilde bütün soruları gözden geçirip sizin için kolay olanları belirleyin.
Kendinize güveni artırmak için kolay olan ve bildiğiniz sorulardan başlayın.
Güven stresin kontrolünde çok etkilidir.
Korkularınızı ve geleceği düşünmeyin; sadece o an ne yapmanız gerektiğine odaklanın.
Çok soru çözmeye değil, yapabileceğinizin en iyisini yapmaya çalışın.
Kaç tane soru cevapladığınızı sınav sırasında saymakla uğraşmayın; eğer beklentinizin altında çıkarsa bu sizin paniklemenize sebep olabilir.
Gerginliği hissettiğiniz anda bunun normal olduğunu düşünün ve rahatlayarak kontrol elinizde tutun. Bunun için, böyle bir durumda yapmayı planladıklarınızı düşünün.
Bilemediğiniz sorular olduğunda o an her şeyin sonunun gelmiş olduğunu düşünmeyin.
Panik yaptığınızda ellerinizin ne kadar titrediğine ya da kalbinizin ne kadar hızlı çarptığına odaklanmaktansa dikkatinizi kısa süreliğine bir yerde toplayın.
Sonuç kötü olsa bile bunun hayatta karşınıza çıkacak en kötü şey olduğunu düşünmeyin.
Anne ve babalara düşen görevler
“Annem-babam ne der, çevre ne der, rezil olurum, başaramazsam bu benim sonum olur” gibi düşünceler sınav stresinin yükselmesine sebep olur. Bu yüzden, anne ve babalar yargılayıcı, eleştirici ve mükemmeliyetçi olmaktansa çocuklarına
destek olup, çocuklarının bugüne kadar vermiş oldukları emekten dolayı memnuniyetlerini bildirmeli, sonuç ne olursa olsun onları sevdiğimizi ifade etmekten geri durmamalıdırlar.
Doç. Dr.
Cumhur Kılınç-TURKUAZ/ZAMAN