ŞANLIURFA Hilvan'da, ülkenin batısına mevsimlik
işçi taşıyacak kamyonlar yakında çocuklarla dolacak. Hilvan
Lisesi'ndeki öğrencilerin büyük çoğunluğu, mayıs başında okulu bırakıp, aileleriyle birlikte çalışmaya gidecek. Onların tercihleri okumak, ancak önce karınlarının doyması gerekiyor. Bu nedenle mayısta başlayan mevsimlik işçilik aralık ayına kadar sürüyor. Neredeyse eğitim sürelerinin yarısında okula gidemeyen öğrencilerin üniversiteye girmesi de bir mucize.
Hilvan Lisesi de geçen yıl ÖSS' de sıfır çekenlerden. 2005'te ÖSS'ye 120 öğrencisi giren ve hiç-biri başarılı olamayan lisede beş yıldır fizik öğretmeni yok. Yoklar arasında edebiyat,
kimya, fizik, tarih,
biyoloji ve
İngilizce öğretmeni de var. Dersler, bodrum katta açılan sınıflarda işleniyor.
Aileler hep 'maraba'
Hilvan'daki geniş topraklarda
pamuk,
buğday,
arpa ve
üzüm yetiştiriliyor. Ancak bu zenginliğe karşın 16 bin nüfuslu ilçe merkezinde eski bir kasabanın
yoksul görüntüsü var. Dükkânların, çürümüş ahşap vitrin çerçeveleri, ilçe ekonomisinin göstergesi.
Geniş toprakların sahibi zengin birkaç aileyken, Hilvan'ın sokaklarında görünen çok sayıdaki yoksul insan, bu toprakların düşük yevmiyeli 'marabalar'ı. Aşiret hayatı, yüzyıllardır değişmeden devam ediyor. Törenin katı kurallarına göre hayatlar yaşanıyor. Burada, aşiretinin büyüklüğü kadar söz söyleme hakkın var.
Hilvan Lisesi, uzaktan
ortaöğretim kurumlarının
tek tip mimarisinden farklı görünüyor. Normal liselerden çok daha
küçük. Geçen yıl inşası bitirilen ve öğrenime açılan bina, bir planlama hatası. Var olan lise binasının yetersizliğine karşın imam-hatip lisesi olarak inşa edilmiş. Daha sonra Hilvan Lisesi buraya taşınmış. Eğitimciler, 10 metrekarelik öğretmen odasına sığmaya çalışıyor. 671 öğrencisi bulunan okulun, küçücük sınıflarını ortalama 40 öğrenci dolduruyor. Toplam 17
derslikli okulun yedi dersliği
depo olarak planlanan bodrum katında sonradan açılmış.
Öğrenciler, bodrum katının karanlığında ders yapıyor.
Okuldaki
kız öğrenci sayısı 66. Diğer ortaöğretim kurumu Kız
Meslek Lisesi'nde ise 102 öğrenci bulunuyor.
Aşirete göre gruplaşma
Okulun küçücük binasına çok sayıda problem sığıyor. Öğrenciler, mensubu oldukları aşirete göre gruplaşıyor. İsminin açıklanmasını istemeyen bir öğrenci anlatıyor: "Burada öğrenciler aşiretlerine göre gruplar kuruyor. Süleymanlar, Bucaklar gibi aşiret var. En kala
balık olan herkesin üzerinde
baskı kuruyor. Bizim gibi aşireti olmayanları dövüyorlar."
Ayrıca kısa süre öncesine kadar öğrencileri tarafından tehdit edilen
genç bir kadın öğretmene, okula geliş ve gidişlerinde babası refakat ediyor. Bir öğretmen, "Bir çocuğun sınıfta kalmaması için milletvekilleri araya giriyor. Çünkü aşiretler" diyor. Bu yıl liseden yedi öğrenci
disiplin suçu alarak uzaklaştırıldı.
27 yaşındaki Mehmet Altun, beş aydır vekâleten okul müdürü. Son 1.5 yılda üç müdür değişmiş.
Öğretmenler de sürekli değişiyor. Bu değişimin nedenini
rehber öğretmen
Suat Saka anlatıyor: "Öğretmenlerin gidebileceği hiçbir sosyal alan yok. Ev kiraları çok pahalı. Öğretmenlerin pek çoğu
ucuz olduğu için buranın en kötü evlerinden olan, küçük, iki odalı afet konutlarında kalıyor."
28 kadroya sekiz hoca
Öğretmen değişmesinden daha kötüsü, öğretmensizlik. Norm kadrosu, yani 'okulda görev yapması gereken öğretmen sayısı' 28 olan okulun sadece sekiz öğretmeni var. Tam beş yıldır bir fizik öğretmeni yok. Norm kadrosunda altı edebiyat öğretmeni öngörülürken, bir yıldır bir tane bile yok. Müdür Altun, "Kimya, fizik, tarih, biyoloji, bilgisayar gibi pek çok dersimizin öğretmeni yok. Bu derslere
ek ders karşılığı hiç deneyimi olmayan eğitim fakültelerinin yeni
mezunları, başka alanlardan kişiler giriyor. Örneğin fizik derslerimize ziraat mühendisi giriyor" diye konuşuyor.
Okul öğretmenlerinin her hafta yaptığı deneme sınavları, öğretmensizliğin sonuçlarını bütün çıplaklığıyla gözler önüne seriyor.
Matematik öğretmeni
Ramazan Tekin'in anlattıkları, felaketin durumunu gösteriyor: "Öğrenciler, öğretmenlerinin olmadığı fen konularında hiç soru yapamıyor. Mezun olacak 140 öğrencinin 20-25 tanesi ÖSS'yi kazanmayı hedefliyor. Bu okuldaki öğrencilerin yüzde 45'i dört işlemi yapamıyor. Kendilerini ifade edecek şekilde yazı yazamayan çok sayıda lise öğrencisi var."
Hilvan'da dershane de yok. Hilvan Lisesi'nden sadece Mustafa Macat, hafta sonları Urfa'daki bir dershaneye gidiyor. Macat, "ÖSS'yi kazanıp
avukat olmak istiyorum. Hilvan Lisesi'nden bir öğrencinin sınavı kazanabileceğini göstermek istiyorum" diyor.
Binlerce ucuz
işgücü
Bu bölgede öğretmensizlikten kötüsü de var: Öğrencisizlik. Hilvan'da ülkenin batısına mevsimlik işçi taşıyacak kamyonların kasalarına eşyalar, çadırlar yüklenmeye başlandı. Bu kamyonların hazırlığını üzerlerinde önlükleri, okul üniformalarıyla çocuklar izliyor. Kısa süre içinde bu kamyonların, kasalarına aileleriyle birlikte balık istifi yerleşecekler.
Henüz okulların kapanmasına iki ay varken
Diyarbakır-
Şanlıurfa yolunun üzerindeki Hilvan Lisesi'nin önünden öğrencileri, bu kamyonların içinde geçecekler.
Batıllı: Köleliğe gidiyoruz
Onlar, okulun artık boşalmış sınıflarında öğrenci olmaları gerekirken, uzak toprakların ucuz işgücü olacaklar.
Mayıs ayı başladığında öğrencilerin yüzde 50'si okula gelmiyor. Urfa'daki öğrenciler diğer illerdeki yaşıtlarından daha uzun süre tarım işçisi olarak çalışıyor. Mayıs başında okuldan ayrılıyorlar ve ancak aralık ayında geri dönüyorlar. İlköğretim çağından beri bu şekilde okullarından uzaklaştırılan çocuklar, en temel bilgileri bile edinemiyor.
Bu öğrencilerden biri 16 yaşındaki Nesri Batıllı. Batıllı, "Parası olanlar dershaneye giderken biz
köleliğe gidiyoruz. Önce Ankara'da soğan toplayacağız. Orası geceleri
soğuk olur. Oradan sonra, Bursa'ya gidip domates toplayacağız, sonra
kayısı toplamak için Malatya'ya geçeceğiz. En son Ordu'da fındık işçiliği yapacağız. Okul başladıktan üç ay sonra döneceğiz. Böyle yaşayan biri üniversite kazanabilir mi? Ama ben okumak isterdim" diyor.
Hilvan Lisesi'nde çalıştıkları için okula gelemeyen 98 öğrenci, sınıfta bırakıldı.
Tarım işçisi olarak uzaklara gidecekler de sınıfta bırakılacak. Ancak ailelerin büyük çoğunluğu, çocuğunun sınıfta kalmasını göze alıyor.
Herkes çaresiz
Hilvan İlçe
Milli Eğitim Müdürü Mahmut Baytak: En büyük sorunumuz, derslik ve öğretmen yetersizliği. Bütün okullarımız değerlendirildiğinde sınıfta öğrenci ortalaması 60. Branş öğretmeni açığımız çok büyük. Ayrıca mevsimlik işçi oldukları için çocuklar aylarca eğitimlerinden uzak kalıyor. Bu sorunu çocuklar okula döndüğünde takviye derslerle kapatmaya çalışıyoruz.
Şanlıurfa Eğitim-Sen Şube Başkanı: Urfa'da 2 bine yakın öğretmen açığı var. Kadrosuz
sözleşmeli öğretmen sayısı çok fazla. Öğrencilerimizin mevsimlik işçi olarak okullarından alınıp götürülmesi en büyük sorun. Benim öğrencilerim 4 ay okula gelemiyor. Köle gibi çalıştırılıyorlar.
Eğitimlerinin yarısı böyle gidiyor.
RADİKAL