Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Necat Birinci, Feriye'deki Feyyaz Tokar Kültürevi'nde, 28-30
Mart tarihlerinde İstanbul'da uluslararası katılımla yapılan sempozyuma katılan kamu kurumu temsilcileri, akademisyenler,
sivil toplum kuruluşları temsilcileri, öğrenciler ve ebeveynlerin ortak görüşü olan sonuç bildirgesini okudu. Sempozyumda yapılan tartışmaların ve ulaşılan sonuçların, bu yıl tamamlanması beklenen ''BM Çocuğa Yönelik
Şiddet Küresel Araştırması''na da önemli katkı sağlamasının beklendiği kaydedilen bildirgede, akademik çalışmaların eşgüdümlü hale getirilmesi ve alınan tedbirlerin izlenmesi amacıyla gerekli sistemlerin oluşturularak uluslararası çalışmalara ve ağlara katkıda bulunulmasının, öneriler arasında yer aldığı bildirildi. bildirgede, ''Sempozyumun katılımcıları olarak bizler, bildirgede belirtilen konularda görev ve sorumlulukları yerine getirmedeki kararlılığımızı ve sempozyumda getirilen önerilerin değerlendirilmesinin ve uygulamasının takipçisi olacağımızı kamuoyuna duyurur ve toplumun tüm kesimlerini okul ve çevresinde şiddeti önlemek için işbirliğine davet ederiz'' denildi.
Bildirgede, çocuğun dünyasında şiddetin yerinin olmaması gerektiği ifade edilerek, şiddetin önlenmesi için geliştirilecek stratejilerde çocukların katılımının sağlanması gerektiği, okul ve çevresinde şiddetin önlenmesinde toplumun her kesiminin görev ve sorumlulukları olduğu vurgulandı.
BİLDİRGEDEN
Bildirgede, şiddetin önlenmesi konusunda alınan kararlar 5 ana başlık altında toplandı.
Milli Eğitim Bakanlığı'na düşen görevler başlıklı bölümde, bu görevler şöyle sıralandı:
''
Güvenli okullar oluşturulması amacıyla politikalar belirlenmesi. Standart ölçütler koyularak, başta
okul müdürleri ve öğretmenler olmak üzere tüm okul çalışanlarına şiddet ve önlenmesine yönelik çatışma çözme, arabuluculuk, olumlu
disiplin yöntemleri gibi konularda eğitimler verilmesinin sağlanması. Etkili ebeveynlik eğitim programlarının yaygınlaştırılması.
Çocukların sorunlarını iletebilecekleri ve çözüm üretebilecek mekanizmaların hayata geçirilmesi. Kaliteli eğitimi hedefleyen çocuk dostu okul ölçütlerinin geliştirilerek tüm okullara yaygınlaştırılması.
Öğrencilerin etkili
iletişim, karar verme, problem çözme, çatışma yöntemi gibi temel
yaşam becerilerini geliştirmesi için gerçekleştirilen yeni eğitim programlarının etkin uygulamasının sağlanması.
Okullarda sanat,
spor gibi
ders dışı etkinliklerin geliştirilmesi için altyapı sağlanması.''
Bildirgede, kamu kurum ve kuruluşlarının, ''Şiddetin önlenmesine yönelik caydırıcı düzenlemeler yapması, ihtiyaç duyulan insan ve maddi kaynakları seferber etmesi, öncelikli olarak çocuklarla çalışan kamu görevlilerinin, şiddet olaylarının tespiti ve çözümüne yönelik uygun eğitim almalarının sağlaması, tüm sorumlu taraflar arasında koordinasyonu sağlaması, çocuklara yönelik her türlü şiddetin
yasak olduğu konusunda kapsamlı bir farkındalık yaratılmasını sağlaması'' gerektiği kaydedildi.
Şiddetin önlenmesinde okullara da görevler düştüğü belirtilen bildirgede, insan haklarına ve onuruna saygı ilkesini benimseyerek hayata geçirmeleri gereken okulların, ''Ev, okul ve toplum arasındaki iletişimi güçlendirmeleri, öğrenci ve
personel için katılımcı yollarla davranış kuralları belirlemeleri, bireyin,
gelişim dönemlerini dikkate alan disiplin önlemlerini almaları, şiddet olaylarına karşı net ve tutarlı bir tavır sergilemeleri ve bunları görmezlikten gelmemeleri, öğrencinin güvenliğini sağlayacak tedbirleri almaları, Çocuk Haklarına Dair Sözleşme'nin 12. maddesi doğrultusunda çocukların karar verme süreçlerine aktif katılımlarını sağlamaları'' istendi.
EBEVEYNLER NE YAPMALI?
Bildirgede, çocukları için
model teşkil eden anne ve babaların, çocuklarının okuldaki davranışlarının büyük bir olasılıkla onların evde gördükleri muameleyi yansıtacağının bilincinde olmaları gerektiği ifade edilerek, ebeveynlerin, ''Kabul edilebilir ve kabul edilmez davranışlara net sınırlar koyarak şiddet konusunda, çocukları için yol gösterici ve açık kurallar belirlemeleri,
aile içi demokrasiye önem vererek hayata geçirmeleri, çocukları ile güven ilişkisi oluşturarak onların arkadaşlarından, nerede olduklarından ve ne yaptıklarından haberdar olmaları, güvenli bir eğitim ortamının sürdürülmesine ilişkin okul politikalarını ve kurallarını
desteklemeleri'' konularına önem vermeleri gerektiği belirtildi.
MEDYAYA DÜŞEN GÖREVLER
Okullardaki şiddetin önlenmesi için medyaya da görevler düştüğü vurgulanan bildirgede, medyanın da ''Aile ve çocukların bilinçlendirilmesi konusunda planlanan ve uygulanan çalışmalara destek vermesi, şiddetle mücadele alanındaki olumlu gelişmeler üzerinde yoğunlaşarak, okullarla ilgili haberlerin yayınlanmasında daha özenli davranması, okul faaliyetleri ve başarıları ile ilgili bilgileri kamuoyuyla paylaşarak okulu desteklemesi'' gerektiği ifade edildi.