Bilhassa okulöncesi dönemde ve ilköğretimin ilk yıllarında çocuğun okuldaki davranışları dikkatle gözlenmelidir. Endişe edici durumlar varsa öğretmen-anne-
baba işbirliği içinde çözümler üretilmelidir. Bu işbirliğinin önemli olduğu alanlardan biri de özel öğrenme güçlüğüdür. Özel öğrenme güçlüğü çocuğun
zeka ve çevre açısından bir sorunu olmamasına rağmen belli bir alanda öğrenme güçlüğünün olması demektir ki; çocuğun sadece eğitim hayatını değil, ruh ve beden sağlığını da dolaylı yoldan etkilemektedir. Bu durum bazen anne-baba tarafından fark edilir; fakat çocuğun diğer alanlardaki performansının iyi olması sebebiyle önemsenmez. Bazen de
ihmal edilir. Dikkatli ve tecrübeli bir öğretmen ve veli işbirliği ile daha sonra telafisi güç problemler önlenmiş olabilir.
Ne gibi zorluklarla karşılaşılır?
Özel öğrenme güçlüğü çok farklı şekilde kendisini gösterir. Bazen çocuğun bir alandaki üstünlüğü diğer alandaki öğrenme güçlüğünün anlaşılmasını geciktirir. Mesela sayılarla arası çok iyi olan, zihinden oldukça iyi hesaplama yapan, tahtadaki yazıları defterine çok düzgün bir şekilde geçiren bir öğrenci birinci sınıfın son döneminde hatta ikinci sınıfın başlarında olmasına rağmen okumada ve kendi kendine yazı yazmakta çok zorlanmaktadır. Bu durum normal hatta normalin üstü zekaya sahip ve öğrenme açısından uygun çevre içinde bulunan bir çocukta disleksi'den kaynaklanmaktadır. Dikkatli bir öğretmen, sorunu daha birinci sınıfın ilk döneminde fark edip veliyi uyarır ve çözüme
erken gidilmiş olur.