Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, yaptıkları değişikliklerin yerleşmesi açısından yeni dönemi önemli buluyor. Eğitimde zihniyet devrimi yaşandığının altını çizerken, artık soran, sorgulayan ve düşünen bir nesil yetişeceğini belirtiyor. Hemen her yıl devamsızlık veya başarısızlık sebebiyle sınıfta kalan lise öğrencilerine af çıkaran Milli Eğitim Bakanlığı, bu sene tavrını değiştirdi. Lise birinci sınıfta okuyan yaklaşık 175 bin öğrenci (yüzde 30) sınıfta kaldı. Veliler ve öğrencilerden gelen af taleplerini geri çeviren Bakan Çelik, geri adım atmamakta kararlı: “Her sene yapılan bir yanlışı tekrarlamamız isteniyor. Biz bu yanlışı yapmayacağız. Af defterini kapattık. Aflar eğitim sistemini yozlaştırıyor.” Bakan Çelik, bu öğretim yılında sınav sistemini masaya yatıracaklarını ifade ediyor. 7 yıl aradan sonra kasım ayı ortasında düzenleyecekleri Milli Eğitim Şûrası'nda ilköğretimden liseye, liseden üniversiteye geçişi ele alacaklarını belirtiyor. Ortaöğretimi yeniden yapılandırmayı ve liselere olgunluk sınavı koymayı planladıklarını kaydeden Çelik, lise eğitimini ÖSS odaklı olmaktan çıkarmayı hedefliyor. Ortaöğretim Kurumları Öğrenci Seçme Sınavı'na (OKS) öğrencilerin ilköğretimdeki başarılarını dahil edeceklerini de vurguluyor. 3,5 yıllık dönemde birçok yeniliğe imza attıklarını anlatan bakan şu bilgileri veriyor: "Okullara yüz binlerce bilgisayar gönderdik. Artık bilgisayar değil, bilgisayar teknolojisi sınıfı olmayan okul kalmadı. Bu yıl 40 bin yeni öğretmen ataması yaptık. Üç yıldır ilköğretim öğrencilerine ders kitaplarını ücretsiz dağıtıyoruz, bu yıl lise öğrencilerine de veriyoruz. Kitapları ciltli ve öğrencilerin hoşuna gidecek karikatürlerle süsleyeceğiz. Bine yakın lise, 2 bine yakın ilköğretim okulunu hizmete soktuk. 85 bin civarında yeni derslik yaptık. Öğretmenlerin ek ders ücretlerini yükselttik. Sözleşmeli öğretmenleri kadrolu öğretmenlerle eşit hale getirdik." Anadolu ve fen liselerinde iki yerleştirme yapılmasına rağmen 4-5 bin civarında boş kontenjan kaldığını kabul eden Bakan Çelik, üçüncü bir yerleştirmenin faydadan çok zarar getireceği düşüncesinde. Boş kontenjanların belli bir bölge ve okulda yığılmadığını, her okulda 3-5 tane olduğunu vurgularken, "Üçüncü yerleştirme açsak, birinci ve ikinci yerleştirmede kayıt yaptıranlara haksızlık olur." diyor. Çelik, 8 yıla yakın Milli Eğitim Bakanlığı yapan Hasan Ali Yücel'den sonra, ortalama 1,5 yıl bakanlık yapılan bakanlıkta Cumhuriyet tarihinin en uzun süre görev yapan bakanı. Çelik, mekanizmayı öğrenip icraat yapılabilmesi için görev süresinin önemine işaret ediyor. Ortalama 1,5 yıl görevde kalmakla gerçek anlamda bakanlık yapılamayacağını anlatan Çelik, "Bakanlar kısa süre görev yapınca sık sık eğitim sisteminde değişiklik olmuş. Eğitim sistemimizin uğradığı en büyük zararlardan bir tanesi bu değişiklikler." diyor. Çelik, yeni kurulan 15 üniversitenin rektörünün atanmasıyla ilgili ise şunları kaydediyor: "Bakalım Meclis açılsın göreceğiz. Anayasa Mahkemesi zımmen yasal bir boşluk olduğunu ifade ediyor. Özellikle karara şerh düşenler bunu söylüyor. Şu anda yeni kurulan bir üniversitenin rektörünün nasıl atanacağına dair kanunda bir hüküm yok." Çelik, yine CHP’nin hedefinde CHP, Hüseyin Çelik hakkında Aralık 2004’te verdiği gensorunun ikincisini Meclis’in açıldığı gün verecek. Okulların açılması nedeniyle eğitim gündemini dikkate alan CHP, iki yıl önce okul inşaatlarında usulsüzlük yaptığını iddia ettiği Çelik’e şimdi de, ‘Anadolu liselerinin kontenjanlarının neden tam olarak doldurulmadığı, niçin ilköğretim ve lise öğrencilerine 100 temel eser tavsiye edildiği’ suçlamalarını yöneltiyor. Gensorunun ‘ciddi bir iş olduğunu ve sulandırmamak gerektiğini’ vurgulayan Çelik, “Gensoruyu Meclis’i bir tıkama aracı olarak kullanmamak lazım.” diyor. Çelik, Meclis’e ve millete veremeyecekleri hesaplarının olmadığını sözlerine ekliyor.