Eğitimciler, “Sen bu sınavı kazanamasan da önemli değil” şeklindeki söylemlerin ya da sınav günü bütün aile bireylerinin toplanarak çocuğu okula götürmelerinin kişiyi tedirgin edip, performansını olumsuz etkileyeceğine işaret ediyor.
Milli Eğitim Bakanı danışmanı ve eğitimci
Hamza Aydoğdu, “Güzel kahvaltılar, tereyağları, ballar, çocuğa iyi davranmalar, çocuğu tüm aile bireylerinin sınava götürmesi... Bu durum çocuğun sınavdaki başarısını da olumsuz etkiliyor.” diye konuştu. ÖSS’ye girecek öğrencilerin yüzde 65’inin sınavı kaybetmeyi hayatın sonu olarak gör
düğünü söyleyen Aydoğdu, “Bu yüzde 65’lik oran velilerin görüşünün öğrencilere yansımış şeklidir.” dedi.
Sınav öncesinde öğrenci psikolojisinin çok hassas olduğuna dikkat çeken Aydoğdu, “ÖSS sabahı siz çocuğunuza ‘oğlum rahat ol, bunu kaybetsen de bir problem yok’ demeniz bile öğrencide ‘aslında annem babam benim sınavı kazanmamı istiyor; ama sırf ben rahatlayayım diye teselli ediyor’ düşüncesi yaratıyor.” diye konuştu.
Anne-babaların son bir ayda çocuklarına karşı farklı davranış sergilemeye başladıklarını, evde adeta bir düğün hareketliliği oluşturduklarını kaydeden Aydoğdu şöyle devam etti: “Kahvaltılar, ballar, tereyağları, çocuğa iyi davranmalar...
Çocuk bunlardan şunu algılar: Ben sınava gireceğim için bu geçici bir davranış şeklidir. Eğer başarılı olursam bu devam eder, başarısız olursam eski günlerimize geri döneceğiz. O yüzden evde
olağanüstü hal ilan etmenin bir anlamı yok. Hatta bazen bütün aile bireyleri toplanıp çocuğu okula gönderiyorlar. Çocuk buradan iki
mesaj alıyor: Birincisi ailem bana ilgi gösteriyor. İkincisi de dönüp arkasına baktığında bütün aileyi orada gördüğü zaman ‘eğer sen bu sınavdan kötü bir sonuç alırsan, vay haline, dışarıda herkes seni bekliyor’ psikolojisi.”
Her başarı mutluluk getirmeyebilir
Her başarının mutluluk getirmeyeceğini vurgulayan Aydoğdu, “Onun için önce mutlu bir birey olmak önemli. Mutluluğu yakaladıktan sonra zaten başarı kendiliğinden gelecektir.” şeklinde konuştu. ÖSS ve OKS’nin başarı sınavı ya da
zekayı tespit etme sınavı olmadığını söyleyen Aydoğdu, “Bu
sınavlar, bir
sıralama sınavıdır. Sıralama sınavında insanların zeka düzeyi tespit edilmez. Orada değişik fonksiyonlarda sorular sorulur. O sorulara verilen cevaplara göre bir sıralama yapılır. Sıralama belirli bir noktadan kesilir. Yukarıda kalanlar o sıralamada kazanmışlardır, aşağıda kalanlar kaybetmişlerdir.” dedi.
‘Eğerli’, ‘çünkülü’ ve ‘her şeye rağmenli’ olmak üzere üç türlü sevgi olduğunu dile getiren Aydoğdu, “Eğerli ve çünkülü sevgi türleri çok tehlikelidir. En güzel sevgi türü, her şeye rağmen sevgidir. Velileri, ‘biz sizi her şeye rağmen seviyoruz’ ruhunu aşılarlarsa öğrencilerin sınavdaki performansları artar.”
Sınava girecek çocuğunuza aşırı ilgi göstermeyin
Çocuğunuza normal davranış dışında bir davranış şekli göstermeyin.
Eğer çocuğunuzun beslenme alışkanlığını değiştirmek istiyorsanız, bu 1-2 gün önceden değil, en az 1 ay önceden yapılmalı.
Üniversiteyi kazanmak tek başına bir mutluluk ve başarı getirmez. Aileler bunu bilmeli.
Anne-babalar, üniversiteyi kazanmayıp hayat karşısında başarılı olan insanları da çocuklarına örnek göstermeli.
Aksi davranışlar, öğrenciyi olumsuz etkiler ve sınavdaki motivasyonu bozar.
Çocuğa evde ‘rahat ol’ demek bile onu
psikolojik sıkıntıya sokabilir. Hiçbir şey yokmuş gibi, normal hayatın akışındaymışsınız gibi davranın