Bakan Nabi Avcı imzasıyla yayınlanan genelgeyle taban puan şartını sağlayan özel okul öğrencileri, okulların kapanmasına 2 ay kala Anadolu ve fen liselerine kontenjan şartı aranmaksızın geçiş yapabilecek. Bu durumun, ‘özel okulculuğu teşvik programına’ aykırı olduğu belirtiliyor. Uzmanlar, gözde liselerde sınıf mevcudunun artmasının eğitim kalitesini olumsuz etkileyeceği görüşünde. Genelge yönetmeliğe aykırı olduğu için de uygulamanın hukuken mümkün olmadığı ifade ediliyor.
Milli Eğitim Bakanlığı, 13 Haziran 2014’e kadar, taban puanı şartını sağlayan özel okul öğrencilerinin istediği devlet lisesine geçiş yapmasının yolunu açtı. Bakan Nabi Avcı’nın oluruyla valiliklere gönderilen genelgede, bu yıla mahsus olmak üzere devlet okuluna geçişte kontenjan şartının aranmayacağı belirtildi. Buna göre taban puan şartını taşıyan tüm özel okul öğrencileri, Anadolu ve fen liselerine kontenjan şartı aranmaksızın geçiş yapabilecek. Bu genelgeyle, özel okula giden bir öğrencinin Galatasaray ve Kabataş gibi gözde devlet liselerine hakkı olmadığı halde geçiş yapabileceği anlaşılıyor.
Eğitimcilere göre skandal genelge, eğitimde eşitlik ilkesine aykırı. Zira yıllarca hazırlanıp lise giriş sınavlarında ter döken birçok öğrenci fen ve Anadolu liselerine giremezken özel okul öğrencileri bu hakkı rekabete aykırı biçimde kullanabilecek. Anadolu ve fen liselerinde sınıf mevcudunun artması, buna mukabil eğitim kalitesinin de düşmesi söz konusu. Genelde, Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği’ne de aykırı. Yönetmeliğe göre Anadolu liselerinde sınıf kontenjanlarının 34’ü geçemeyeceği belirtiliyor. Kontenjan şartını kaldıran genelgeyle bir üst düzenleme olan yönetmelik delinmiş oluyor. Yeni düzenlemenin, özel okulların kayıt dönemlerine denk getirilmesi de manidar bulunuyor.
Zaman'ın haberine göre,Başbakan Tayyip Erdoğan, 30 Mart seçimleri öncesi miting meydanlarında hedefine koyduğu Hizmet kurumları için ‘bunların okullarına çocuklarınızı göndermeyin, alın’ çağrısında bulunmuştu. Eğitimciler, Bakanlığın yeni düzenlemesiyle bütün özel okulların hedef alındığını düşünüyor. Eğitimciler ve konunun uzmanları yapılanların açıkça hukuksuzluk ve özel sektöre müdahale anlamına geldiğini belirtiyor.
ÖZEL OKULLAR BİRLİĞİ BAŞKANI CEM GÜLAN: Özel okuldan devlet okuluna geçme konusunda hiçbir veli şikayeti almadık. Daha önce ‘dershaneler özel okula dönüşsün, özel okullara daha çok öğrenci gitsin’ diyenler, şimdi ise ‘çocuklarınızı özel okuldan, alın devlet okullarında yerimiz var’ diyor. Burada bir çelişki var. Yarın bir gün özel okullar da kapansın denilebilir. Taban puanı yeten öğrenci zaten o okula giderdi. Kaç okuldan, öğrenciden ne tür şikâyetler olduğu yönünde her zamanki gibi bir açıklık yok. Çok fazla ayrılan olacağını sanmıyorum.
TÜRK EĞİTİM-SEN BAŞKANI İSMAİL KONCUK: Bu genelge iyi niyetle hazırlanmış bir metin değil. Bir yönetmelik maddesi genelge ile delinemez. Bu hukuken problemli bir durum, normlar hiyerarşisine göre genelgeler yönetmelikten sonra gelir. Yönetmelikte açıklamayı gerektiren yerler varsa o özüne sağdık kalınarak genelge ile açıklanır. Ancak burada yönetmelik çok açık, sınıf mevcutları ve kontenjanları sınırlandırılmış. Yönetmeliğin, sağlama aldığı netleştirmiş olduğu bir hususu genelge ile delinmiş oluyor. Eğitim odaklı değil, siyaset odaklı bir uygulama ile karşı karşıyayız. Burada anlayacağımız tek şey Cemaat okullarını zarara uğratmak.
TÜRK EĞİTİM DERNEĞİ BAŞKANI SELÇUK PEHLİVANLIOĞLU: Devlet okullarının kontenjanları mevcut kapasiteye göre belirlenir. Mevcut kapasiteye göre belirlenen bir yapıda yılın ortasında tekrar bir geçişin verilmesi çok mantıklı değil. Kontenjanı geçtiğinizde eğitim kalitesi ile ilgili sıkıntılar yaşamaya başlanır. İnsanlar tercihlerini özgür iradeleri ile yapıyorlar. Bu tercihlerini yaptıkları süreçte başka alternatifler doğurmak kafa karışıklığına sebebiyet verir.
MİLLİ EĞİTİM MÜFETTİŞİ DOĞAN CEYLAN: İlgili genelge ile kontenjan sınırının kaldırılması bazı okul ve sınıflarda öğrenci yığılmasına neden olabilir. Geçen yıl zaten sınavla öğrenci alan okulların sınıf kontenjanları artırılmıştı. Eğitim kalitesinden ödün vermemek için sınıf kontenjanlarında daha fazla artış yapılmaması yerinde olur. Zaten yönetmeliğe göre nakil ve geçiş başvurusu, temmuz, ağustos, eylül ve şubat aylarında haftada bir, diğer aylarda ise ayda bir kez olmak üzere veli tarafından öğrencinin öğrenim gördüğü okul müdürlüğüne yapılıyor. Şu anda nakil başvurusu yapılan bir öğrenci yönetmeliğe göre takip eden ayın ilk iş gününde ilgili okul müdürlüğünce değerlendirilir ki bu da mayıs ayında öğrencinin okul değiştirmesi demektir. Ders yılı sonuna gelmiş bir öğrencinin okul değiştirmesi pedagojik açıdan da yarar sağlamaz.
Bakanlık, enerjisini okulların kalitesini artırmak için harcasın
AKTİF EĞİTİM-SEN BAŞKANI OSMAN BAHÇE:Milli Eğitim Bakanlığı, hukuk tanımaz icraatlarına bir yenisini daha eklemiş durumda. Bakanlık, insanların çocuklarını hangi okullara göndermeleri gerektiğine dair toplum mühendisliğine soyunmak yerine, görevi olan okulların başarılarını artıracak projeler üzerinde çalışmalıdır.
Deprem yıllarında, deprem mağduru öğrencilere bile esneklik göstermeyen bakanlığın bu icraatının nakil talebi olan öğrencileri düşünmekle ilgisi olmadığı kamuoyunun malumu. Bu durum, son zamanlarda milletimizi ayrıştırmaya ve kamplara ayırmaya yönelik nefret söylemlerinin, linç edilmeye çalışılan Hizmet Hareketi’ne ve onlara yakın özel okullara yönelik olumsuz algı oluşturma ve yıldırma politikasının devamı niteliğinde. Üstelik çocuklarını ulusal ve uluslararası platformlarda başarılarıyla gündemde olan bu kurumlara gönderen velilere yönelik kin ve nefret söylemi sahiplerince yapılan ‘öğrencilerinizi bu okullardan alın’ telkinleri devam ederken anılan okullara ilginin ve bu okulların başarılarının artarak devam ettiği de bir gerçek. Bu millet haklıya ve mazluma her dönemde destek olduğu gibi bu dönemde de destek vermeye devam etmektedir.