Görev süresi dolan
rektörlerin de işaret ettiği isimler kazandı. Dikkat
çekici bu örneklerden biri
Gazi'de, diğeri
Dicle Üniversitesi'nde yaşandı.
Gazi Üniversitesi rektörü, geçen
seçimde 366 oy alarak ikinci olmuştu. Bu seçim de
oy oranını 732'ye çıkardı. Üniversitelerdeki saltanatın ikinci örneği Dicle Üniversitesi'nde. Daha önce
Kocaeli Üniversitesi'nde 8 yıl süren kocasının rektörlüğünden sonra rektörlüğe atanan Sezer Komsuoğlu örneğinin benzeri Dicle Üniversitesi'nde yaşanıyor. Dicle Üniversitesi'nde 8 yıldır rektörlük yapan Fikri Canoruç,
kanunen
aday olamayınca yerine eşi Naime Canoruç'u aday gösterdi. Naime Canoruç, 148 oyla birinci oldu. Şimdi herkes 'Tartışma doğuran bu sonuçlar nasıl alındı?' sorusunun cevabını arıyor. Gazi Üniversitesi'nin eski rektörü Prof. Dr. Rıza Ayhan'a göre işin sırrı rektörlerin kadrolaşmasında: "4 yıl önce 336 oy alan rektör adayı, göreve başladıktan sonra üniversitede 400'ü aşkın yardımcı doçent kadrosu ilan etti. 100'e yakın da dışarıdan
profesör ve doçent getirdi."
Her üniversite, oy sıralamasına göre ilk 6 ismi YÖK'e gönderdi. YÖK bu sayıyı 3'e indirerek Cumhurbaşkanı
Abdullah Gül'e verecek. Eski
cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, kendisine gelen isimlerin oy oranından çok ideolojisine bakıyordu. Sezer, Gazi Üniversitesi'nde bin 64 oy alan ismi atamak yerine 366 oy alan Prof. Dr. Kadri Yamaç'ı rektör yapmıştı. Rektör Kadri Yamaç önceki gün yapılan seçimde 732 oy alarak birinci oldu. 4 yıl önce bin 64 oy ile birinci olduğu halde atanmayan Prof. Dr. Rıza Ayhan, Yamaç'ın kadrolaşma sayesinde bu oyu aldığını ileri sürdü. Ayhan şöyle dedi: "Rektörler kadrolaşma yaptılar. Atanan rektörlere bakmak lazım. Gazi Üniversitesi'nde mevcut rektörün aldığı oy oranı bu süreç içinde yaptığı kadrolaşma ile tam örtüşüyor. Rektör atandıktan sonra bugüne kadar 400'ü aşkın yardımcı doçent kadrosu ilan etti, 100 kadar da dışarıdan profesör ve doçent getirdi. Şimdi bu rakamlar aldığı oyu açıklıyor."
Trakya,
Cumhuriyet,
Karadeniz Teknik, Yıldız Teknik,
Çukurova,
Akdeniz ve İTÜ'de de rektörler yeniden birinci seçildi. Trakya Üniversitesi'nde geçen dönem 109 oy alarak ikinci olduğu halde eski Cumhurbaşkanı Sezer tarafından atanan Rektör Prof. Dr. Enver Duran'ın bu seçimdeki oyu 233. Daha önce 228 oy alan
Akdeniz Üniversitesi Rektörü Mustafa
Akaydın destek oranını 293'e çıkardı. Cumhuriyet Üniversitesi'nde geçen dönem 115 oy alıp ikinci olmasına rağmen rektör atanan Prof. Mehmet
Bakır oylarını 205'e yükseltti. 4 yıl önce 188 oy alan
Karadeniz Teknik Üniversitesi Rektörü İbrahim Özen şimdi 464 oy aldı.
Muhalifler doçent yapılmıyor
Üniversitelerdeki kadrolaşma, seçimlerdeki sonucu da doğrudan etkiliyor. Rektöre yakın olan ve seçimlerde oy kullanacak kişiler anında
öğretim üyesi yapılırken bazı akademisyenler Yükseköğretim Kurulu'ndan (YÖK) doçentlik unvanı almasına rağmen 10 seneye yakındır araştırma görevlisi kadrosunda tutuluyor.
Muğla Üniversitesi öğretim elemanlarından Dr.
Selçuk Özdağ, kadro alamamasını rektöre oy vermemesi ve aynı görüşü paylaşmamasına bağlıyor. Özdağ, rektörlerin kadrolaşırken kendilerine oy verecek kişileri göreve getirdiği görüşünde: "7 yıldır atanmıyorum. 2 fakülte bitirdim, mastırım, doktoram var. Dil sınavından 86 puan aldım. Kitaplarım ve onlarca makalem var. Ancak öğretim üyeliği için bunlar yeterli olmuyor."
Üniversitelerdeki kadrolaşma sebebiyle birçok
öğretim üyesi ya başka üniversitelere veya yurtdışına giderek rektörün
görev süresinin sona ermesini bekliyor. Bunun en çarpıcı örneklerinden biri
Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi'nde yaşanıyor.
Gaziosmanpaşa Üniversitesi Zootekni Bölümü'nde araştırma görevlisi olan Murat Çimen, Fizik Bölümü'nden Rıza
Erdem ve
Ziraat Fakültesi'nden Mehmet Ali Sakin, 1998 yılında doktoralarını bitirmelerine rağmen yardımcı doçent kadrosu verilmeyen üç akademisyen. Çimen, Erdem ve Sakin, 2 yıl önce doçentlik unvanı almalarına rağmen hâlâ araştırma görevlisi kadrosunda çalıştırılıyor.
Türk Eğitim-Sen İstanbul Başkanı Yard. Doç. Dr.
Hanefi Bostan, son 10 yıl içinde üniversitelerde yandaşlık, adam kayırmacılık ve ideolojik yakınlıkların öne çıkarılarak kadroların dağıtıldığını ifade ediyor. Bostan, şunları kaydediyor: "
Kadrolaşmanın neticesinde rektörler veya işaret ettiği kişiler şimdi seçimlerde en fazla oyu alıyor. Bu ne ahlakidir ne de bilime faydası var."
Göreve gelenin oyu artıyor
Dokuz
Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr.
Emin Alıcı, 2000 seçiminde 389 oyla ikinci, 2004'te 746 oyla birinci olup rektörlüğe atandı.
İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr.
Fatih Hilmioğlu, 2000'de 104 oyla ikinci olmuş, Cumhurbaşkanı'na gönderilen listenin başına konulmuştu. Cumhurbaşkanı da Hilmioğlu'nu rektör atamıştı. 2004'te ise Hilmioğlu 200 oyla bu kez birinci oldu.
Samsun Ondokuz
Mayıs Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ferit Bernay, 2000'de 71 oy ile üçüncü, 2004'te de 415 oy ile birinci olarak rektörlüğe atandı.
Ege Üniversitesi Rektörü Ülkü Bayındır, 2000'de 320 oy ile, 2004'te ise 469 oyla seçimlerden birinci çıkarak, rektörlüğe atandı.
Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr.
Mustafa Akaydın, geçen dönem seçimlerde en çok oyu aldı.
Çukurova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr.
Alper Akınoğlu ilk rektör olduğu 2004 yılındaki seçimlerde 369 oy alarak birinci olmuş ve ataması yapılmıştı.
Bursa Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr.
Mustafa Yurtkuran, 2000'de oyların yüzde 58'ini alarak rektör seçilmişti. Yurtkuran, 2004'te yapılan seçimlerde destek oranını yüzde 85'e çıkararak göreve getirilmişti.
26 yeni üniversiteye rektör aranıyor
Üniversitelerde boşalan 21 rektörlük için seçimler yapılıyor. Ancak geçen yıl kurulan 17 üniversite ile bu sene kurulması kararlaştırılan 7 üniversitenin de henüz rektörü belirlenmiş değil. Geçmiş yıllarda yeni kurulan üniversitelerin rektörleri milli eğitim
bakanı ve başbakanın
teklif ettiği adaylar arasından cumhurbaşkanı tarafından atanıyordu. Bu durum
AK Parti iktidarında sorun olmuş, çıkarılan 4 kanun ya Ahmet Necdet Sezer tarafından veto edilmiş veya
Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmişti.
Meclis'te önceki gün kabul edilen kanunun Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından onaylanması durumunda yeni üniversitelere rektör atanması sorunu da çözümlenmiş olacak. Kanuna göre yeni üniversitelere rektör olmak isteyen profesörler YÖK'e başvuracak. Adayları mülakata alacak
YÖK Genel Kurulu, üç ismi Cumhurbaşkanı'na sunacak. YÖK, kanunun Cumhurbaşkanı tarafından onaylanıp yürürlüğe girmesinin ardından 26 yeni üniversiteye rektör belirlemek için süreç başlatacak. Önce rektör adaylarının başvurusu için duyuruya çıkacak olan müracaat eden isimlerden her üniversite için 3 aday belirleyecek. Sonra bu isimler Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e sunulacak.
Önceki gün Meclis Genel Kurulu'ndan geçen kanun, yeni üniversitelere öğretim üyesi temini için bir avantaj sağlıyor. Kanuna göre, öğretim üyelerinin 67 olan
emeklilik yaşı, yeni kurulan devlet üniversitelerinde görev almaları şartıyla 72'ye çıkarılacak. Bu
uygulama, 31
Aralık 2015'e kadar devam edecek. Kanuna göre vakıflar, herhangi bir üniversiteye veya yüksek teknoloji enstitüsüne bağlı olmaksızın, meslek yüksekokulu kurabilecek. İbrahim Asalıoğlu,
Ankara
En fazla oyu almayan rektör değil, müdür olurmuş
Bursa
Uludağ Üniversitesi (UÜ) Rektörü Prof. Dr. Mustafa Yurtkuran, seçimlerde en fazla oyu alan adayın rektör olarak atanması gerektiğini söyledi. Yurtkuran, aksi durumda göreve gelecek kişinin rektör değil 'üniversite müdürü' olacağını savundu. Uludağ Üniversitesi'nde yapılan rektörlük seçimleri öncesinde gazetecilere açıklamalarda bulunan Yurtkuran, rektörün başarılı olabilmesi için arkasında üniversitenin demokratik gücünü hissetmesi gerektiğini söyledi. Prof. Dr. Yurtkuran, şunları kaydetti: "Uludağ Üniversitesi'nde 750 öğretim üyesinin katıldığı seçim yapılacak. Adaylardan biri 400, diğeri 200 alırsa tartışılacak bir şey yok demektir. Bu kişi artık üniversitenin rektörü olmalıdır. Aksi durum olursa atanacak kişi üniversitenin müdürü olur. Lider olarak demokratik gücün gereği olan beceri ve iş yapabilme gücünü kaybeder. O artık kimseye yanlış yapıyorsunuz diyemez." Ensar Tuna Alatürk, Bursa
Bakan Çelik: Özcan da Sav da özür dilesin
Milli Eğitim Bakanı
Hüseyin Çelik, YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf
Ziya Özcan'ın imam hatip liseleriyle ilgili ifadeleri için özür dilemesini istedi. YÖK Başkanı'nın açıklamasını duymadığını, gazetelerden öğrendiğini ifade eden Çelik, şöyle konuştu: "Hangi niyetle, hangi ortamda söylenmiş olursa olsun bir kişiyi, camiayı, grubu tahkir ve tezyif etmeye yönelik, onu rahatsız eden, onu rencide eden söz kime ait olursa olsun, o kem söz sahibine aittir. Bunu onaylamak, bu üslubu kabul etmek kesinlikle mümkün değildir. YÖK Başkanı'ndan da,
Önder Sav'dan da Türk halkının karşısına çıkıp, 'ben konumumla, pozisyonumla mütenasip olmayan, uyuşmayan bir sözü, boş bulundum, söyledim. Bundan dolayı pişmanlık duyuyorum ve halkımdan özür diliyorum' demesini bekleriz." Bu arada YÖK'ten yapılan açıklamada Özcan'ın, imam hatip liseleri ile ilgili sarf ettiği, "Bu zıkkımları kapatalım mı?" şeklindeki sözlerinin yanlış anlaşıldığı savunuldu. Özcan da dün artık gazetecilere açıklama yapmayacağını söyledi.
TUNCER ÇETİNKAYA - ZAMAN