Sınav giriş belgesinde yer alan 30
Ağustos İlköğretim
Okulu'nun ek binası, sınavın yapılacağı gün yerinde yoktu. Okulun yıkıldığını sınava 15 dakika kala öğrenen
adaylar, uzun süre sınav yeri aradı. Sınav başkanı tarafından, araçlara bindirilerek yarım saat uzaklıktaki Fehime
Ersoy İlköğretim Okulu'na götürüldüler. Gecikmeli de olsa sınava katılan adaylar, bir yıllık emeklerinin heba edildiğini söylüyor. Hasan Körşen, "Herkesin soruları çözmeye başladığı dakikalarda biz mahallelerde dolaştırıldık." diyor.
Gece gündüz sınava hazırlanan ve o gün hayalleri yıkılan Hasan Körşen,
mağdur adaylardan biri. Herkesin soruları çözmeye başladığı dakikalarda bir grup adayla Gaziantep'in mahallelerinde dolaştırıldıklarını anlatan Körşen, emeğini yok sayan sorumlulardan
cevap bekliyor. Liseyi bitirdikten sonra yıllarca bu sınava hazırlandığını; ancak çalışmalarının bir anda bittiğini belirten Körşen, yaşadığı durumu
Başbakanlık İletişim Dairesi Başkanlığı'na da şikâyet etmesine rağmen sonuç alamadı. Sınavın şokunu hâlâ üzerinden atamadığını belirten Körşen, "Yetkililer bizi başka bir okula yönlendirdi. Onların
tarif ettiği okul 2 mahalle uzaklıktaki Fehime Ersoy İlköğretim Okulu'ydu. Yaya gidilmeye kalkışılırsa yarım saat sürecek uzaklıkta bir yerdi. İyi ki sınava
arabayla gitmiştim. Fakat otomobiliyle gelen yalnız bendim. Aynı şekilde mağdur olan 10-12 kişi daha vardı. Arabayla son sürat tarif edilen okula gittim. Okula geldiğimde ikinci bir şok daha yaşadım. Kapıdaki sınav başkanı olan yetkili, 'Siz burada bekleyin, bizim araba sizi alıp başka bir okula götürecek.' dedi. Nereye diye sorduğumuzda ise hiçbir cevap alamadık." serzenişinde bulundu
Sınav başlamasına rağmen hâlâ bir sıraya oturamadıkları için tüm ümitlerinin tükendiğini ifade eden Körşen, o an yaşadıklarını şu sözlerle ifade ediyor: "Herkes sınava başlamıştı. Benim ümidim ve motivasyonum altüst olmuştu. O ara bize doğru hızla gelen bir öğretmen 'gelin yan binadaki
sınıfları tek tek gezelim' dedi. Bu arada sınava gireceğimiz sınıfı ararken arabanın anahtarını yanımda içeri alamayacaklarını belirttiler. Yaşadığım onca şey üzerine ne yapacağımı şaşırdım. Anahtarı kime bırakacaktım bilmiyorum. Hepten moralim bozuldu."
Sınıf sınıf gezerken boş yer mi aradıklarını, yoksa kendilerine ayrılan yeri mi bulmaya çalıştıklarını hâlâ anlayamadığını kaydeden Körşen, "Rastgele girdiğimiz sınıflardan birinde yer bulduk ve oturduk. Aceleyle kimlik bilgilerimi doldurduktan sonra soru kitapçığının kapağını açabildim. O moral bozukluğuyla çözmeye çalıştığım sınavı ne yazık ki bitiremedim. Hatta 50 soruya hiç bakamadım. Okuyabildiğim soruları ise nasıl çözdüğümü
Allah bilir. Diğer arkadaşlar sınıf bulabildiler mi bilemiyorum.
ÖSYM sınav adayını neden ciddiye almıyor. Giriş belgesinde yazan okul yerinde duruyor; ama bizi sınava alacakları ek binayı yıkıyorlar. Bu insanlara hakkımı
helal etmiyor, sorumluların cezalandırılmasını istiyorum. Yoksa bu düzen böyle gider ve daha çok insan mağdur olur."