Bu yıl ilk
öğretim 1.
sınıf öğrencisi olacak yaklaşık 1 milyon 200 bin çocuk, yeni
eğitim-öğretim yılı başlamadan bir hafta önce, öğretmenlerini ve arkadaşlarını tanımaları amacıyla okullara davet edilecek.
MEB İlköğretim Genel Müdürü Prof. Dr.
Yüksel Özden, 2006-2007
eğitim-öğretim yılının 18 Eylül’de başlayacağını hatırlatarak, söz konusu yeni
uygulamayı 11 Eylül’de hayata geçireceklerini kaydetti. Bu yıldan itibaren
ilköğretime yeni başlayacak öğrencileri, okul açılmadan önceki son hafta okullara çağırarak, okulu, öğretmeni, yöneticisi ve arkadaşlarıyla tanıştırmak istediklerini dile getiren Özden, “İlköğretimde ‘ilk gün sendromu’nu yenmeyi ve ilk günü sıkıntılı bir kâbus günü olmaktan çıkartmayı amaçlıyoruz.” dedi.
Çocukların kafalarındaki ‘Öğretmenler çok kızar mı? Ya okulda kaybolursam, ya arkadaşlarım beni sevmezse!’ gibi endişeleri giderici yönde çalışmalar yapmak istediklerini belirten Özden, “İstiyoruz ki; yeni
kayıt yaptıracak öğrencilerimiz okullara gelsinler, okullarını dolaşsınlar, ihtiyaçlarını nerede giderebileceklerini görsünler, öğretmenlerini tanısınlar, koridorlarda ve bahçelerde dolaşsınlar, mekânı tanısınlar. Çünkü bilinmez, yetişkin insanların bile kafasında korku yaratır. Her çocuk, kendisinin önemli olduğunu, sevildiğini ve bir şeyler yapabilme gücünü kendinde hissetmelidir. Bu süreçte, en çok özgüvenin ve ‘başarabilirim’ inancının önemli olduğunu onlarla paylaşacağız.” diye konuştu.
Bunu yaparken öğrenciler kadar velileri de bilgilendirmeyi amaçladıklarını ifade eden Özden, velilerin çocuklarına olan aşırı düşkünlüklerinin, onların okula ısınmasını güçleştirdiğini vurguladı. Ailelere yönelik çalışmalar yürüteceklerini ve bu kapsamda çocuklarının okula daha kolay adapte olabilmesi için neler yapmaları gerektiğini anlatacaklarını kaydeden Özden, şunları söyledi: “Ailelerle, kararlı olmaları ve duygusal olmamaları konusunda konuşacağız.
Okulun ilk günü çocuklar için bir sızlanma günüdür. Ailelerden, ‘Bugün gitmese de olur!’ gibi yanlış yönlendirmelerde bulunmamalarını isteyeceğiz.” Uygulama kapsamında psikologlardan,
rehberlik servislerinden, öğretmenlerden ve okul yöneticilerinden de görüş ve öneriler beklediklerini aktaran Özden, buna göre çalışmalarını yönlendireceklerini ve zenginleştireceklerini bildirdi.