Fatih Koleji, MEB'e dava açtı

Fatih Koleji, özel okullar teşvik listesinden adını çıkaran Milli Eğitim Bakanlığı'na dava açtı.

Fatih Koleji, MEB'e dava açtı

Okul Avukatı Bahadır Esat Temiz tarafından yapılan açıklamada, Milli Eğitim Bakanlığı'nca müvekkillerine yönelik yapılan ayrımcı ve hukuksuz uygulama nedeniyle Danıştay nezdinde dava açtıklarını duyurdu.

Fatih Koleji'nin isminin Bakanlıkça özel okullar teşvik listesinden çıkarılması ile ilgili Avukat Bahadır Esat Temiz tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: "Milli Eğitim Bakanlığı, resmi internet sitesinde 01.09.2014 tarihinde yayımladığı liste ile 2014-2015 eğitim öğretim yılında özel okullarda öğrenim görecek öğrencilere verilecek eğitim öğretim desteğini almaya hak kazanan özel okulların hangileri olacağına dair belirlemelerde bulunmuştur. Ancak 03.09.2014 tarihi itibariyle, 01.09.2014 tarihinde yayınlanan listede yer alan birçok kurumun listeden çıkarıldığı görülmüştür. Müvekkil kurum da listeden sonradan çıkarılanlar arasında yerini almıştır.

Bakanlık, özel okullar arasında eşitlikten, objektiflikten, şeffaflıktan uzak ve keyfi bir şekilde davranarak, istediğine teşvik vermek suretiyle, bir kısım okulları uygulama dışı bırakmıştır. Müvekkil kurumun öğrencilerini önce teşvik verme vaadi ile okuldan almış, daha sonra da müvekkile ait özel okulu teşvik kapsamından çıkartarak hem geçtiğimiz eğitim dönemini müvekkil kurumda tamamlayan öğrencilerin geri dönüşünü engellemiş hem de 2014-2015 eğitim öğretim sezonu bakımından yeni öğrenci tercihlerinin diğer özel okullara yönelmesine sebebiyet vermiştir. Bu durum başta anayasanın eşitlik ilkesi ve eğitim hakkını düzenleyen maddeleri ile rekabet hukuku mevzuatı olmak üzere; hukuk devleti olmanın gereklerine, devlete ve hukuka güven ilkesine aykırılık teşkil etmektedir. Rekabet ihlali yapılmakta, ayrımcılık suçu işlenmektedir.

Bu usulsüz uygulama taraf olduğumuz uluslararası sözleşmelere de aykırıdır. AIHS Ek.1 Protokolün 2. Maddesi ve İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nde düzenlenen velinin eğitim türünü öncelikli seçme hakkı açıkça ihlal edilmiştir.

Bakanlık daha önce teşvike kabulde aranacak kriterler olarak belirlediği “Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği Ek-10”da bir takım şartlar belirlemiş, okullara bu kriterlere göre puan vermiştir. Çok düşük puan alan okullar bile teşvikten yararlandırılırken, müvekkilin yüksek puanına rağmen teşvikten yararlandırılmaması iyi niyetle izah edilemez. Yakın tarihimizde, iyi niyetle yapılmayan, ardında başka niyetler gizlenen düzenlemelerden ülke ve millet yararına sonuç alınamayacağının pek çok örnekleri bulunduğunu hatırlatmak isteriz.

Davaya konu eğitim öğretim desteği için Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), yayınlamış olduğu kılavuzda teşvikten yararlanacak öğrencilerin, devlet okullarında kayıtlı olmasını ve özel okullarda kayıtlı olup da öğrenim gören öğrencilerin özel okullardan ayrılarak devlet okullarına geçişini şart koşmuştur. Bakanlığın; öğrencilerin özel okula devlet teşvikinden faydalanabilmesi için, özel okulda öğrenim gören öğrenciler bakımından özel okuldan kayıtlarını sildirip de devlet okuluna geçişlerini şart koşmasının hiçbir yasal dayanağı bulunmamaktadır. Kaldı ki bu yönde bir dayanağı olsaydı da anayasaya aykırı olurdu. Bakanlığın, normlar hiyerarşisindeki anayasa-kanun-tüzük-yönetmelik silsilesini bertaraf etmek suretiyle düzenleyici bir işlemle böyle bir kararın almasının kabulü mümkün değildir.

Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü tarafından okullara gönderilmek üzere İl Milli Eğitim Müdürlüklerine iletilen 03.09.2014 tarihli yazıda; “kurucuları hakkında 5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun kapsamında mali yönden inceleme ve soruşturma işlemi devam edenler ile soruşturma sonucuna göre mali yönden usulsüzlüğü tespit edilerek ceza alan özel okulların yararlanmasının Bakanlıkça uygun görülmediği” gerekçesiyle listede yer almadıkları yahut çıkarıldıkları belirtilmiştir. Müvekkil kurum ile kurucu ve yetkilileri hakkında mali yönden bir cezai müeyyideye karar verilmediği gibi mali bir soruşturma da geçirmemişlerdir. Müvekkil kurumun buna rağmen kabul listesinden çıkarılması izaha muhtaçtır. Kaldı ki, mali yönden denetim kriteri, Bakanlığın daha önce teşvike kabulde aranacak kriterler olarak belirlediği “Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği Ek-10”daki şartlar arasında bulunmaması yönüyle şeffaflığa aykırı ve keyfi tutum olmaktadır.

Eğitim alanında gelişmiş ülkelerle aramızdaki uçurum ortada olup, bu fark kötü planlamalarla günden güne açılmaktadır. Okullarda işlenen suçlar ve uyuşturucu kullanımı günden güne yaygınlaşmış, ahlaki yozlaşmalar artmış, suça itilen çocukların yaş oranları maalesef geleceğimizi tehdit eder boyuta ulaşmıştır. 'Bonzai' kullanan gençlerin ölüme yürüme görüntüleri artık sıradanlaşmıştır. Diğer taraftan müvekkil kuruma bağlı özel okullarda yetişen çocukların eğitimdeki başarısı yanında ahlaki, milli ve manevi değerlere bağlılık ve suçtan uzak yaşamaları ise herkesin takdiri ile kabul edilen bir gerçektir. Eğitim alanındaki kötü gidişe çareler üretmek yerine, evlatlarının güvenilir ellerde yetişmesini temin etmek isteyen anne babaların bu okullara olan ilgisinin önüne hukuksal görünümlü set çekmeye çalışanlar er geç bir gün millet vicdanında mutlaka mahkûm olacaktır. 

Müvekkile yönelik yapılan ayrımcı ve hukuksuz uygulama nedeniyle Danıştay nezdinde dava açtığımızı, bunun yanı sıra Milli Eğitim Bakanlığı yetkilileri hakkında görevi kötüye kullanma ve ayrımcılık suçları nedeniyle suç duyurusunda bulunduğumuzu kamuoyu ile paylaşırız. Saygılarımla,

İttifak Eğitim Hizmetleri Tic. AŞ (Fatih Koleji) Vekili Av. Bahadır Esat Temiz"
<< Önceki Haber Fatih Koleji, MEB'e dava açtı Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER