Türkiye-Etiyopya Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Üyesi ve CHP İstanbul Milletvekili Faik Tunay, “Bu okullar kimsenin değil, Türk milletine mal olmuş, Türk bayrağını dalgalandırıyor. Hiçbir siyasi iktidarın, millete mal olmuş okulun aleyhinde kampanya yürütmesi kabul edilemez." dedi.
CHP İstanbul Milletvekili Faik Tunay, Cumhurbaşkanı'nın okulları kötülemesinin hem çok yanlış hem de kendisi için de iyi bir imaj olmadığına işaret ederek, "Bunu söylediğiniz ülkenin yetkilileri, sizin hakkınızda herhalde iyi şeyler düşünmez. O ülkenin siyasileri de hoş karşılamaz. Böylesine kendi ülkesinin milletinin okullarının kapatılmasını isteyen bir cumhurbaşkanı da herhalde tarihte olmamıştır. Alman, Fransız devlet adamının, gittiği ülkelerdeki kendi kültür merkezlerinin kapatılmasını istediğini düşünebiliyor musunuz? Yok böyle bir şey. Çok talihsiz bir açıklama olarak değerlendiriyorum.” diye ifade etti.
"AKIL DİYORUM, İNSAF DİYORUM"
DGP Genel Başkanı İdris Bal, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Afrika'daki Türk okullarını kapatma talebini eleştirdi. Bal, "Türk markalarını kapatın diyor. Akıl diyorum, insaf diyorum. Sen bir kin uğruna, 17-25 Aralık çıkmasın diye ülkenin ufkunu karartan adımlar atıyorsun. Bu akılsızlıktır, bindiğin dalı kesmektir, ülkenin ufkunu karartmaktır. Bu düşmanlık bir kesime değil, millete düşmanlıktır. Millet bunu affetmeyecektir. Siz önce Türkiye'deki milli eğitimi düzeltin." dedi.
"GÜNDEM DEĞİŞTİRMEYİ AMAÇLAYAN AÇIKLAMALARDAN İBARET"
Türkiye-Etiyopya Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Üyesi, MHP Kütahya Milletvekili Alim Işık da şunları ifade etti: “Milli Eğitim, Afrika ülkesinde Asya'da okul açmak istiyor da niye açıyorsunuz diyen mi var? Buyursun açsınlar ama başka açılmış okul kapatarak, malvarlığına el koyarak, milletin malına el koyup onlar üzerinden prim yapmaya çalışıyorsa, bu kimseyi inandırmaz, vicdanlarda bunun karşılığı yok. Kendi okuluna öğretmen atayamayan, Güneydoğu'da PKK'nın bastığı okul açtığı MEB, bunlara müdahil olması gerekirken her şey bitti de yurt dışındaki okullara mı sıra geldi. Yolsuzlukları gündemden düşürme adına gündem değiştirmeyi amaçlayan açıklamalardan ibaret. Bugün kapatılmasını gerektiğini söyleyenler, daha bir kaç yıl öncesine kadar övgü dolu sözleri söyleyen insanlar. Madem bu okullar tehlikeliydi de neden böyle yapıyordunuz, buna kim inanır. Elde delil yokken bilgi belge yokken insanları töhmet altında bırakacak gündem değiştirmeye yönelik açıklamaların Türkiye'ye yakışmadığını, bu açıklamaları yapanlara da yakışmadığını düşünüyorum."
"AÇIK BİR ÖFKE VE İNTİKAM YANSIMASI"
CHP Grup Başkanvekili Levent Gök ise hiçbir ülkenin cumhurbaşkanının, ülkesinin eğitim faaliyetiyle ilgili bir başka ülkede aleyhte konuşma yapmayacağına dikkat çekti. Bir cumhurbaşkanının eğitim kurumlarının kapatılmasını istemeyeceğine işaret eden Gök, "Anayasamıza göre sorumsuz olan Sayın Cumhurbaşkanı, dünya tarihine kendi ülkesinin yatırımcılarının aleyhine kampanya yürüten bir isim olarak geçecek. Etiyopya’da Türk okullarının kapanmasını istemenin mantıklı bir izahı yok. Sayın Erdoğan, okulların kapatılmasını isterken ortaya bir mahkeme kararı mı koyuyor. Yaptığı suçlamalarla ilgili bir delil, bir belge de sunmuyor. Kaldı ki böyle bir şey gibi Sayın Erdoğan’ın görev alanına girmez. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Davutoğlu’nun görev alanıyla ilgili ölçüsüz bir müdahalede bulunuyor. Bu, açık bir öfke ve intikam yansıması olarak görülüyor. Meclis Etiyopya Dostluk Grubu üyesi olarak üzüntümü ifade edeyim. İki ülke arasında dostluğun gelişmesine katkıda bulunan kurumların aleyhine olmak, dostluğa katkı sağlamaz."
KENDİ KENDİNİ GAMMAZLAMAKTIR, ACZİYETİN İFADESİDİR
MHP Antalya Milletvekili Mehmet Günal da "Topyekün kalkıp uluslararası arenada bunları dile getirmek bir kere kendi kendini gammazlamaktır, acziyetin ifadesidir. Sayın Cumhurbaşkanı'nın okullarla ilgili daha önce ne söylediğini hatırlatmamız lazım. 17-25 Aralık operasyonlarını örtme ve bundan intikam alma sürecinin bir sonucu olarak görüyorum. Bizim hassasiyetimiz oralarda Türkçe eğitim verilmesi, Türk kültürünün, İslam kültürünün bu okullar aracılığıyla yaşatılmasıdır. Türkiye'deki mevzuatlara uygun olarak faaliyet gösteren kurumların, bu şekilde töhmet altında bırakılarak kapatılmasını doğru bulmayız. Türk Alman Üniversitesi var, Alman liseleri var Fransızca liseleri var, 'Bunu kapatın' dendiği zaman, mevzuata aykırı bir şey yoksa o ülkenin talebi üzerine kapatabilir miyiz?"