Eğitim gönüllüsünün vasiyeti yerine getirildi

Yakalandığı kanser hastalığı sebebiyle bir yıldan beri tedavi gören 43 yaşındaki eğitim gönüllüsü Sezer Morkoç, hicret diyarı Avustralya’da vefat etti.

Eğitim gönüllüsünün vasiyeti yerine getirildi

ODTÜ Kimya Bölümü mezunu Morkoç, Türk müteşebbisler tarafından açılan Burç Koleji’nin inşaatından eğitimine, muhasebesinden rehberliğine kadar her türlü faaliyet için gece gündüz koşturan fedakâr bir insan olarak gönüllere taht kurmuştu. Cenaze için Türkiye’den gelen baba Öztürk Morkoç, oğlunun Avustralya’da defnedilmek için kendisine vasiyet ettiğini söyleyerek, “Oğlum Sezer vefat etti; ama Allah bana onlarca Sezer verdi; oğlumun böyle bir camiayla birlikte olması acımı hafifletiyor” dedi. 

Sezer Morkoç, cenaze için Türkiye’den gelen ailesinin yanı sıra eşi, iki çocuğu ve Avustralya'nın dört bir yanından sevenlerinin iştirakiyle gözyaşları arasında toprağa verildi. Vasiyeti üzerine, Avustralya’nın güneyinde bulunan Adelaide şehrindeki El-Halil Camii mezarlığına defnedilen Morkoç’un cenazesine katılanlar da bambaşka bir etnik mozayik oluşturdu. Cenaze, Avustralyalı, Türk, Arap, Afgan, Özbek, Uygur, Azeri, Lübnanlı, Ganalı, Iraklı ve Pakistanlılardan oluşan kalabalık tarafından uğurlandı.

2001 yılında Adelaide kentine gelen Sezer Morkoç, 2005 yılında temeli atılan Burç Koleji’nde çalışmaya başladı. Kolejin temelinin atıldığı andan günümüze kadar, okulun her kademesinde büyük emek ve katkısı olan Morkoç, eğitim camiasında “fedakâr insan, etrafa sürekli tebessüm saçarak proje üreten eleman” olarak akıllarda kaldı. 

OĞLUNUN VASİYETİNİ GÖZYAŞLARI İÇİNDE ANLATTI: KANSERE YAKALANINCA, BİZİ O TESELLİ ETTİ 

Cenaze için Türkiye’den gelen baba Öztürk Morkoç, oğlunun kendi vasiyeti üzerine diyar-ı gurbette defnedilmesinin çok büyük anlamı olduğunu dile getirdi. Baba Morkoç, oğlu Sezer’in vefat ettiğini; ancak Allah’ın Avustralya’da onlarca Sezer’i evlat olarak kendisine kazandırdığını söyledi. Bu sebeple acısının hafiflediğini vurgulayan Morkoç, şöyle devam etti: “Oğlumun böyle bir camiayla birlikte olması acımı hafifletiyor. Hicret düşüncesiyle, kendi vasiyeti üzerine burada kalması da ayrıca çok anlamlı.”

Baba Morkoç, oğlu Sezer’in kendisini bundan altı ay önce, şimdi defnedildiği El-Halil mezarlığına götürerek, “Baba bak, bu mezarlık ne kadar güzel. Ne kadar düzenli ve temiz” dediğini gözyaşları arasında anlattı. 

Baba Morkoç şöyle devam etti: “Rahatsızlığa yakalandığı günden bu yana hep beni ve annesini teselli etti. 6 ay önceki gelişimde, bana doğrudan söyleyemediği için beni El-Halil Camii’ne götürdü, ‘Babacığım bak bu mezarlık ne kadar güzel’ dedi. Anladım ki, o kesin burada gömülmek istiyor. Ama bizi alıştıra alıştıra söyledi. Ben de annesini ikna ederek, eğitim şehidi oğlumu buradaki kardeşlerimize emanet etmek üzere, defnedilmesine rıza gösterdim. Onu buradaki kardeşlerine ve hizmet arkadaşlarına bağışladım” 

DOKTOR BEY, KANSER DE NEYMİŞ!.. ALLAH YOLUNUN YOLCULARINA DURMAK MI OLUR?

“Hayatta neredeyse tüm olaylara pozitif yaklaşan, fikir ürüten; ama en önemlisi yüzünde sürekli gülücük ve tebessüm eksik olmayan biriydi” ifadelerini kullanan Burç Kolejleri Genel Koordinatörü Ahmet Yamakoğlu, son olarak kolejin muhasebe müdürlüğünü yapan Sezer Morkoç’u şöyle anlattı: “Bir tevekkül insanıydı. 13 ay süren hastalığı boyunca sürekli sabır gösterdi. Sadece kadere değil, hayata hep tebessümle baktı. Kanser teşhisi konduğunda doktora beraber gitmiştik. Tedavisini sürdüren doktor, yaşam süresiyle ilgili zaman aralığını yüzüne söylediğinde de yanındaydım. Her zaman olduğu gibi, doktorun bu acı haberini tevekkülle karşıladı. Ve meşhur ifadesiyle, ‘Doktor bey, çok kolay, onu da hallederiz. Kanser de neymiş. Allah yolunun yolcularına durmak mı olur?’ diyerek, her zamanki gibi olaya pozitif yaklaştı. O hasta haliyle, hastanede hasta yatağında, defalarca dizüstü bilgisayarıyla, eğitim kurumumuzun işlerini takip etti. Sezer kardeşimiz, yaşarken de, ölüme giderken de ve gasilhanede yıkanırken de tebessümle gitti.” 

GÜNDÜZ ELİNDE KALEM, GECE İSE OKULUN İNŞAATINDA KÜREK SALLARDI 

Eğitim kurumlarının muhasebe işlerinin yanında tüm işleri ve ihtiyaçları için koşturduğunu söyleyen eski mesai arkadaşı Murat Sevil ise “Gündüz bilgisayar başında veya kolunda evraklarla resmi işleri kovalarken, gece ise okul inşaatında kürek sallardı. Nefesinin son demine kadar, hep hizmeti düşünmek ve onun için proje üretmekle kafa yorardı. Dünyada buna şahitlik ettim, ahirette de şahitlik ederim." dedi.
<< Önceki Haber Eğitim gönüllüsünün vasiyeti yerine getirildi Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER