- Diyarbakır'da 3 ila 9.sınıf arasındaki tam 523 öğrenci hala okuma yazma bilmiyor, 1104’ü de okuma güçlüğü çekiyor.
- İlçe Milli Eğitimi Müdürü Abdurrahman Sevgili durumu, 'hafif zeka geriliği' olanlar, tarım işçiliği yapan ve okula sonradan kazandırılan çocuklar olduğunu söyleyerek açıklamıştı.
- Bağlar'da görev yapan öğretmenler konuştu. Onlara göre 'sorun' çocuklarda değil, bölgenin şartlarında.
Diyarbakır Bağlar İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü, bölgedeki okuma yazma bilmeyen, okuma güçlüğü çeken öğrencileri tespit edip, destek sunmak için bir çalışma yaptı. Habertürk Gazetesi’nin haberiyle gündeme gelen rapora göre ilçede 3. ve 8. Sınıf aralığında okuma yazma bilmeyen tam 523 öğrenci var, okuma yazma güçlüğü çekenlerin sayısı ise bin 104.
İlçe Milli Eğitimi Müdürü Abdurrahman Sevgili, durumu okuma yazma bilmeyen ve okuma güçlüğü olan çocukların 'hafif zeka geriliği' olanlar, tarım işçiliği yapan ve okula sonradan kazandırılan çocuklar olduğunu söyleyerek açıklamıştı. Ancak yapılan çalışma devam ettiği için çocukların kaçının zeka geriliği sorunu olduğu ya da kaçının mevsimlik işçi olarak çalıştığı henüz belirlenemedi.
Eğitim-Sen Başkanı Özlem Kaçar’a göre bu kadar çocuğun zihinsel engelli olmasına imkân yok. Yaklaşık 88 bin öğrenci olan ilçede, ilkokul ve ortaokulda sınıf mevcutlarının ortalaması 70, lisede 60.
'Sınıfımda 10 çocuk Türkçe’ye hakim'
al-jazeera'nin haberine göre; Eğitim Sen Diyarbakır Şube Başkanı Özlem Kaçar, 9 yıllık öğretmen. Altı senedir de Bağlar’da çalışıyor. Sınıf öğretmeni olan Kaçar, Bağlar’ın kentin en sorunlu ilçelerinden biri olduğunu belirterek şöyle konuşuyor:
"İlçenin sosyo ekonomik anlamda çok düşük profili var. Bunlar çocuğun eğitimine de yansıyor. Okulların fiziki koşulları da kötü. Sınıflar kalabalık. En önemlisi anadilde eğitim sıkıntısı. Çocuklar okula geldiklerinde bilmedikleri bir dille karşılaşıyorlar. Çocukların bazıları tarım işçisi olarak çalışıyor. Üç dört ay okulda, üç dört ay başka ilde. 4. sınıf okutuyorum, sınıfım 35 kişilik. Bu sınıfın dördüncü öğretmeniyim. Bu kadar sık öğretmen değişmesi çocukların öğrenmesini etkiliyor. Anadilde eğitim alamamaları sorun. 35 öğrencimden sadece 10’u Türkçe de rahat bir şekilde kendini ifade edebiliyor."
Bağlar’da diğer çalışan öğretmenleri de dinledik. Öğretmenler isimlerinin açık verilmemesi kaydıyla yaşanın sorunları anlattı:
Okul sonrası el arabasıyla yük taşıyorlar
21 yıllık öğretmen V.S, 8. sınıfların sosyal bilgiler derslerine giriyor. Yedi sınıfın dersine girdiğini ve sınıfların yaklaşık 50 kişilik olduğunu ve çocukların yüzde 50’sinin çalıştığını anlatıyor:
"Sınıfta arka sırada oturan çocukların yüzde 80’i okul çıkışı pazarda el arabasıyla 1 TL karşılığında eşya taşıyor. Kahvehanelerde çalışıyor. Çocuklar çalıştığı için devamsızlık bir hayli fazla. Gece 2’de işten gelip sabah altıda okula gelen çocukların o uykulu halde sınıftakini durumunu görmelisiniz. Dün dünya anadil günüydü. Eğitim Sen iki saat Kürtçe ders anlatma eylemi yaptı. Ben de anlattım. Çocukların gözlerindeki ders dinleme azmini gördüm. 8. sınıfta girdiğim şubelerden bir kaçında en çok dersi dinlemeyen kişiler okuma yazma bilmeyenler. 1. sınıfta bir yılda sekiz öğretmenin değiştiği şubeler var."
Ücretli öğretmenler sık sık değişiyor
Sınıf öğretmeni F.Z birinci sınıfta okuma yazmayı öğrenemeyen çocukların ilkokuldan sonra branş öğretmenleri geldiği için asla telafi şanslarının kalmadığını anlatıyor:
"Ücretli öğretmenler var, sık sık değişiyor. Ben şuan 1. sınıf okutuyorum. Öğrenciyi okumaya geçiremezsem , üç dört yıl boyunca zorluğunu ben çekeceğim. Enerjimi sarf ederek , ne gerekirse onu yapıyorum. Sorumluluk hissediyorum. Ücretli öğretmen 5 ay, 7 ay kalıyor, sonra gidiyor. Ne kadar iyi niyetli olsa da sorumluluk hissetmiyor. Diyarbakır’da varoştaki okullarda 5-10 ücretli öğretmen çalışıyor. 49 kişilik sınıfımda 3 kişinin anadili Türkçe diğerlerinin Kürtçe. Zaten geriden başlıyorlar."
Rehber öğretmenlik yapan bir eğitimci ise sınıfların kalabalığından bazı öğretmenlerin sınıfında hangi öğrencilerin okuma yazma bilmediğini dahi farketmediğine dikkat çekti: "Sınıflar kalabalık. Öğretmenin öğrenciyle birebir ilgilenme şansı yok. Çocuklar çalışıyor, kalabalık aileleri var. Kızlar, kardeşlerine bakıyor. .."diye konuşuyor.