Mağduriyetin önlenmesi için değişikliğin bir an önce geri çekilmesi veya yeni bir
düzenleme yapılarak haksızlığın ortadan kaldırılması gerekiyor. Avukat Eren Keskin,
Türkiye'de
yüksek yargının militarizme bağlı olduğu görüşünde. Bu kararın da militarist yapının sonucu olduğunu düşünüyor. İnsan hakları aktivisti Leman Yurtsever, bu yanlış karardan acilen dönülmesini istiyor. Yurtsever, kararın mimarı
İstanbul Baro-su'nu '
darbeyi savunmak'la suçluyor.
Meslek liselerine üniversiteye girişte farklı
katsayı uygulamasını getiren değişiklik, 28
Şubat postmodern darbesinin eseri. 1998 yılında hayata geçen değişiklik 10 yıl boyunca uygulandı. Bu süreçte meslek liselerinden
mezun olanlar, katsayı engeli nedeniyle çok başarılı olsalar bile
tercih ettikleri bölümlere yerleşemedi. 10 yılda yaklaşık 10 milyon öğrenci
mağdur oldu.
Danıştay'ın tercihini mağduriyetin devamı yönünde kullanması
insan hakları aktivistlerini de harekete geçirdi. Onlara göre bu durum büyük bir insan hakları ihlali. Aynı sınava giren kişiler arasında ciddi bir ayrımcılık yapılıyor. Avukat Eren Keskin, Türkiye'de yüksek yargının militarizme bağlı olduğu görüşünde. Bu kararın da militarist yapının sonucu olduğunu düşünüyor. Danıştay'ın tek amacının imam hatip okulu mezunlarının tıp, hukuk, mühendislik gibi okullara gitmesini engellemek olduğunu dile getiriyor. Karardan en çok etkilenen kesimin ise çocuklarını meslek liselerinde okutmak zorunda kalan
yoksul aileler olduğunu vurguluyor. Keskin, Danıştay'ın açıkça ayrımcılık yaptığının altını çiziyor.
İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, her türlü ayrımcılığın bir çeşit insan hakları ihlali olduğuna dikkat çekiyor. 'Şu okullarda okuyanlar şu okullara giremez' denilemeyeceğini kaydeden Yoleri, eğitimdeki fırsat eşitliğinin ihlal edildiğini belirtiyor. İnsan hakları aktivisti Leman Yurtsever, bu yanlış karardan acilen dönülmesini istiyor. Kararın mimarı
İstanbul Barosu'nu 'darbeyi savunmak'la suçlayan Yurtsever, "Halkı daha kötüye götürecek ne varsa altına
imza atıyor. Bu tamamıyla ayrımcı bir uygulama." diyor. Düşünce Suçuna Karşı Platformu'ndan
Şanar Yurdatapan, kararı 'yargının direnişi' olarak yorumluyor. Yurdatapan, "Artık ordu bıraktığı işi yargıya devretti. Bu, çocukların
kundak bezlerinin cinsine göre geleceklerinin belirlenmesi gibi bir şey. Cem Karaca'nın şarkısındaki '
işçisin sen işçi kal!' zihniyeti. Türkiye'nin imam ihtiyacının çok üstünde öğrenci yetiştirecek şekilde okullar açmak tartışılacak bir konu ama bir kişi bir imtihana giriyorsa kuşkusuz sorulara verdiği doğru yanıtlarla değerlendirilmelidir." şeklinde konuşuyor. Bir başka insan hakları aktivisti Ayhan Bilgen ise Türkiye barışına darbe vurulduğu kanaatinde: "Türkiye'de eğitimde fırsat eşitliğine yönelik açık ve ağır bir kısıtlayıcı yorum yapılmıştır. Özgürlüklerin evrensel standartlarını keyfi biçimde görmezlikten gelmek, yargı bağımsızlığı değildir. Mağdurların kaybettikleri haklarının telafisi tartışılması gerekirken kısmi bir iyileştirmeyi bile tahammülsüz biçimde negatif yorumlamayı başaran İstanbul Barosu ve Danıştay, Türkiye barışına darbe vurmuştur."
AÇIKÇA AYRIMCILIK YAPILDI
Eren Keskin (Avukat): Danıştay'ın verdiği karar militarist yapının sonucu. Açıkça ayrımcılık yapıldı. Hiçbir demokratik ülkede yüksek yargı kurumlarının böyle bir yetkisi yok. Hedef, çocuklarını meslek liselerine gönderen yoksul aileler.
YÜKSEK YARGI DİRENİYOR
Şanar Yurdatapan (Düşünce Suçuna Karşı Platformu): Bu, yüksek yargının direnişidir.
Ordu bıraktığı işi yargıya devretti. Bu, çocukların kundak bezlerinin cinsine göre geleceklerinin belirlenmesidir. Cem Karaca'nın şarkısındaki 'işçisin sen işçi kal!' zihniyetidir.
BARIŞ SABOTE EDİLDİ
Ayhan Bilgen (İnsan hakları aktivisti): Özgürlüklerin evrensel standartlarını keyfi biçimde görmezlikten gelmek, yargı bağımsızlığı değildir. Asıl mağdurların kaybettikleri haklarının telafisi tartışılmalıydı. İstanbul Barosu ve Danıştay barışa darbe vurdu.
Kanun çıkarırız ama
CHP Ana
yasa Mahkemesi'ne götürür
Hüseyin Çelik (eski
Milli Eğitim Bakanı): Siyasî ve ideolojik bir karar. Mesleki eğitimi
felç eden uygulama geri getirildi. Gençlerin hayalleriyle oynandı, yazık oldu. Katsayının kaldırılması için bir yasa çıkarılmasında tereddüt etmeyiz. Ancak CHP de bu işe siyasî ve ideolojik bakıyor. Büyük ihtimalle
kanunu hemen
Anayasa Mahkemesi'ne götürecektir. En iyi yaptıkları iş bu zaten. Böyle bir endişemiz var. Hükümetimiz ve partimiz konuyu değerlendirecek ve yapılması gereken neyse yapacaktır.
Çocukların geleceğiyle oynanıyor
Burhanettin Kansızoğlu (
İzmir İmam Hatipliler ve Mezunlar Derneği Başkanı): Türkiye ve çocukların geleceği adına çok kötü bir karar. Telafisi çok zor. Çocukların psikolojileriyle, gelecekleriyle oynanıyor.
Öğrencilerin morali zaten bozuktu, katsayı engelinin kaldırılmasıyla önlerinin açıldığını söyleyerek düzeltmeye çalışıyorduk. Bu karar ise tam bir hayal kırıklığı oldu. Bugünden itibaren belki de bütün meslek liselerinde devamsızlık oranı yüzde 50'ye çıkacak. Çocuklarımız sokakta kalacak.
Despotça verilmiş bir karar
Mehtap Demir (Mesleki Eğitime Destek ve Yaygınlaştırma Derneği): Meslek liselilerin, tekrar mağdur edilmelerini kabul etmekte, anlamakta zorluk çekiyorum.
Türkiye'nin geleceğini karartmaya, çocuklarımızın elinden istediği branşta eğitim yapma özgürlüğünü almaya kimsenin hakkı yok. Despotça, umursuzca, hiçbir hakkı gözetmeden açılan bu davayı ve verilen kararı kabul etmemiz mümkün değildir. Çağdışı kafaların gençlerimizin önüne sürekli set çekmelerinin önüne geçilmelidir.
Hükümetle uğraşmak başka, adil olmak başka bir iş
Necdet Doğanata (İzmir
Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı): Kısır dönüş daha ne kadar devam eder bilmiyorum. Gelecek sene eşit katsayı ile üniversite sınavına gireceğini umut edip bekleyenler oldu. Bu nedenle pek çok meslek liseli, üniversiteye başvurmadı. Onlar sukutuhayale uğradı. Gelecek yılı bekleyen öğrencilerin hem bir yıl kayıpları olacak hem de bu yıl yakaladıkları şansı kaybedecekler. Yetkilere sahip insanlar kanunları uygularken işi siyasallaştırmamalı. Hükümetle uğraşmak başka bir iş, insanlara adaletli davranmak başka bir iş.
Sistem, politik arenaya döndü
Enver
Yücel (Tüm Özel Öğretim Kurumları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı): Karar, eşitlik ve hakkaniyet kurallarına aykırı. Sistem, politik arenaya döndü. Alınan kararların eğitim bilimleriyle uzaktan yakından ilgisi yok. Üniversite giriş sınavlarında her öğrencinin eşit koşullarda yarışması gerekiyor. Alınan bu karar tekrar gözden geçirilmeli, öğrencilerin tamamını kucaklayan bir mantıkla her öğrenci üniversitede okuyabilme hakkı kazanmalı. YÖK'ün 22 Temmuz tarihinde aldığı bu karar sonucunda birçok öğrenci meslek liselerine
kayıt yaptırdı. Şimdi bu öğrencilere bu karar nasıl izah edilecek? YÖK'ün, tüm öğrencileri kucaklayacak eşitlikçi ve bilimsel bir üniversite giriş
sistemini hızlı bir şekilde düzenlemesi gerekiyor.
Sorunu kalıcı olarak çözmek mümkün
Mustafa Aksoy (Teknik Eğitim Vakfı Genel Başkanı): Danıştay'ın aldığı bu karara gerekçe ve dayanak olan 2547 sayılı yasanın ilgili maddelerinin TBMM'de değiştirilerek sorunu daha kalıcı çözmek mümkün. Kamuoyu umutsuzluğa kapılmadan, kaldığı yerden mücadeleye devam edecek. Siyasî iradenin yıllardan beri katsayı adaletsizliğini çözeceğine dair verdikleri sözleri unutmadık. Kamuoyumuz, mesleki
teknik eğitimde çözümü, hiç ertelemeden önümüzdeki
öğretim yılında geçerli olacak şekilde beklemektedir.
'Hukukî statüsü farklı öğrenci' ifadesi eşitliğe aykırı
Ecevit Öksüz (Türkiye
İmam Hatipliler Vakfı Genel Başkanı): İstanbul Barosu'nun böyle bir davayı açabilmek için taraf ehliyeti yok. Yürütmenin idari yargılama hukukunda durdurulması kurumu bir
tedbirdir ve davanın esasını çözecek mahiyette tedbir kararı verilemez. Oysa yürütmenin durdurulmasıyla ilgili gerekçe incelendiğinde davanın bir anlamda esastan çözümlenmiş olduğu anlaşılmaktadır. Bu durum açıkça hukuka aykırıdır.
Öğrencilerin morali bozuldu
Ufuk Puğ (İzmir Çınarlı
Anadolu Teknik, Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi Mezunları Derneği Başkanı): YÖK'ün katsayı engelini kaldırması, meslek liselerine talebi artırdı. Çocuk
elektronik okuyor fakat ÖSS'de bütün soruları yapsa bile mühendisliğe giremiyor. Haksız bir uygulamaydı, düzelecek beklentisi vardı. Bu sebeple meslek liselerine talep artmıştı. Danıştay'ın kararı, bütün öğrencilerde moral çöküntüsü oluşturacak.
ZAMAN