Veliler,
Danıştay'ı, bayramı çocuklarına
zehir etmekle suçluyor. Katsayı engelinin kaldırılmasından sonra çocuklarını
dershaneye gönderen veliler, "Yetkili YÖK demişlerdi. Şimdi ne değişti ki beş ay önceki kararlarını görmezden geldiler? Çocuklarımızın çalışma azmini kırdılar. Evlatlarımızın geleceği yok sayıldı." şeklinde konuştular.
Öğrenci velilerinden Sarıgül Kıldır, evladının geleceğinin altüst edilmesine tepki gösteriyor. Eşinin işsiz olduğunu anlatan Kıldır, "
Meslek lisesi
mezunu kızımız Büşra'yı borç bularak dershaneye gönderdik. Sırf iyi bir üniversite kazansın diye. Kızım 4 aydır kendini dünyadan soyutlamış bir şekilde ders çalışıyordu. Artık çalışma isteği de kırıldı. Çocuklarımızın geleceğini yok saymaya ne hakları var?" diye konuşuyor. Katsayı kalktıktan sonra tıp fakültesine girebilmek için öğretmenliği kazanmasına rağmen
tercihte bulunmayan Büşra ise şunları söylüyor: "Danıştay'ın kararını kabullenemiyorum. Bu ülkenin onlarca beyni engellerden dolayı
yurtdışına gidiyor. Sonra da
beyin göçü yaşanıyor diye sitemler ediliyor. Yasaklarla bu ülkenin beyinlerini bitiriyorlar."
Türkiye'de istediği bölümü
okuma şansı bulamayan öğrenciler, Büşra'nın da belirttiği gibi çareyi yurt dışında eğitim almakta buluyor. Yıllardır Türkiye'nin kanayan yarası olan
katsayı sorunundan dolayı binlerce öğrenci, üniversite eğitimini
Almanya,
Fransa ve
Avusturya gibi
Avrupa ülkelerinde tamamlıyor. Danıştay'ın kararına çözüm bulunamazsa
mağdur olan birçok öğrenci, yurt dışına gitmeyi planlıyor.
Gençler önemsiz mi?
Muhammed Beheşti
(Güzeldere Özel Burç
Anadolu İletişim Meslek
Lisesi): Sene başında büyük umutlarla ailelerimiz bizleri dershanelere yazdırmıştı. Biz de aynı umutlarla sınava hazırlanıyorduk ki Danıştay, yine bizleri şoka uğratan bir karara
imza attı. Bir kez daha soruyorum, neden bu hakkımız elimizden alınıyor. Sırf bu yüzden okula küsen,
psikolojik travmalar yaşayan, okuma isteği kırılan biz gençler bu kadar mı önemsiziz?
Mağduriyetimiz iki katına çıktı
Hülya Yardım (
İnönü Teknik Lisesi Bilişim Teknolojileri Bölümü): Yıllardır yaşadığımız mağduriyet bu sene 2 katına çıktı. Katsayıyı kaldırarak meslek liseli öğrencileri umutlandırıp sonra bu kararın iptal edilmesi önceki mağduriyetimizden daha büyük. Herkes sınava hazırlanmaya başlamıştı. Geleceğimizi YÖK'ün kararına göre şekillendirirken, Danıştay'ın sanki bizimle oyun oynar gibi bu kararı iptal etmesi büyük haksızlık.
Bizimle dalga geçiyorlar
Kader Baş (İnönü Teknik Lisesi Bilişim Teknolojileri Bölümü):
Dalga geçer gibiler. Dershaneye gidiyor ve başka bir alanda sınava hazırlanıyordum. Bu karardan sonra şimdi sil baştan oldu. Mezun olduğum bölümden tekrar hazırlanmam gerekiyor. Ama psikolojik olarak çöktüm. Ders çalışma arzum kalmadı. Rehberlik ve
Psikolojik Danışmanlık bölümünü istiyordum ama Danıştay önüme set kurdu. Şimdi istemediğim bölüme gitmek zorunda kalacağım.
Bu nasıl bir eşitlik?
Merve Özsoy (Hikmet Nazif Kurşunoğlu Kız Meslek Lisesi): Düz liselilerle aynı dersleri görüyoruz. Bunun üstüne bir de meslek dersleri alıyoruz. Bu başarıyı gösteren meslek liselerini kutlamaları gerekirken üniversiteye girişimizi engellemek nasıl bir mantık?
Bilgisayar okurken bilgisayar mühendisi olmak istediğimde puanımın kırılması nasıl bir eşitlik? Sınavda aynı sayıda soru çözerken bizim puanımızın daha düşük gelmesi eğitimde eşitsizliğin en büyük kanıtı.
Almanya'da okuyacağım
Enes Yerli (
Zeytinburnu Anadolu Teknik Lisesi'nin Bilgisayar Yazılımı bölümü): Teknik liseye katsayı adaletsizliğinin düzeltileceği umuduyla
kayıt yaptırmıştım. Geçen 4 yıldan sonra YÖK beklediğimiz
düzenlemeyi yaptı. Ama Danıştay'ın bu kararı iptal etmesiyle hayallerim yıkıldı.
Üniversitede
nano teknolojileri bölümünü okumak istiyorum. Ancak bu kararla şansım kalmadı. Eğer istediğim bölümü tercih hakkı verilmezse Almanya'da okuyacağım.
Harcadığımız para boşaymış
Selen Ç
akın (
Avcılar Anadolu Teknik Lisesi Teknik Lise ve Endüstri Meslek Lisesi): Psikoloji okumayı hayal ediyordum. Üniversiteye girebilmek için 4 aydır dershaneye gidiyorum. Kararın zamanlaması çok kötü oldu. Madem böyle bir karar alınacaktı şimdi değil önce olmalıydı. O zaman biz de kendimize ona göre bir yol çizerdik. Bu kararla birlikte dershaneye harcadığım zaman ve paralar boşa gitmiş olacak.
Baro, tabelasını
CHP olarak değiştirsin
Bekir
Bozdağ (
AK Parti Grup Başkan Vekili): Baro hukuk ve avukatların temsilcisidir. Avukatlar yargının bir parçasıdır, hukuka katkı yaparlar. Ancak
İstanbul Barosu son zamanlarda avukatlık meslek ilkelerini bir tarafa bırakarak avukatlık konusunda kendilerine tanınan
yetki ve görevleri de aşarak üzerine vazife olmayan pek çok konuya ilgi ve alaka gösteriyor. Hukukun evrensel ilkelerini ve hukukun üstünlüğünün cari olduğu ülkelerdeki bütün kuralları ayaklar altına alarak, bunu da hukuk adına yaptıklarını belirtiyorlar. En son katsayı uygulamasıyla ilgili Danıştay'a
dava açma ehliyeti olmamasına rağmen böyle bir davayı hukuk adına ve eşitlik adına açabilme garabetini göstermiştir. CHP'li vekillerle yaptıkları düzenlemeler, yürüyüşler baronun siyasi görüntü arz etmesine yol açmıştır.
İstanbul Barosu, tabelasını CHP
İstanbul İl Başkanlığı olarak değiştirmeyi düşünüyor mu?
TARAFSIZ YARGI HERKESE EŞİT MESAFEDE KARAR VERİR
Ahmet
Çağlayan (Eski DGM
Hâkimi): Danıştay'ın, 5 ay önceki kararının aksine bir karar vermesi, siyasî davrandığını gösteriyor. Danıştay, bu tür kararları ne yazık ki çok veriyor. Konjonktüre uygun veya ideolojik tarafı ağır basan bir karar. Bir hâkimden böyle bir karar beklenmez. Anayasa'da, 'Herkes
kanun önünde eşittir.' diyor. Eski YÖK Başkanı
Kemal Gürüz, katsayı uygulamasını,
Orgeneral Çevik Bir'in talebi üzerine başlattıklarını söylemişti. Darbe zihniyetinin bir ürünüdür.
Yargı tarafsızsa, herkese eşit mesafede karar vermek zorundadır.
Bizim davamızda neden yetki YÖK'te dedin?
İbrahim Serdaroğlu (E. HAKİM): YÖK, katsayıyı getirdiğinde
Mart 2008'de Danıştay'a dava açmıştık. Danıştay 8. Dairesi, 26 Haziran'da 'yetki YÖK'te' diyerek davamızın reddine karar verdi. 8. Daire, İstanbul Barosu'nun başvurusunda ise YÖK'ün bu konuda düzenleme yapamayacağını belirterek, çelişkiye düştü. 5 ayda fikir değiştirmesi siyasi davrandığını gösteriyor.
YASAKÇILIKLA HİÇBİR YERE VARILAMAZ
Tahsin Yeşildere (Öğretim Üyeleri Derneği Başkanı):
Üniversiteye girecek olan öğrencilerin eşit şartlarda üniversitelere girmeleri çok önemli.
Meslek liseleri ya da imam hatip bazında düşünmemek lazım.
İmam hatip liseleri dinin siyasete alet edilmesinden öğrencilere bariyer koyuyor. Buralardan da çok değerli çocuklar çıkabilir. Meslek liselerinin insan gücü yetiştirmesi açısından önemi büyük.
On binlerce gencin zararı nasıl telafi edilecek
Prof. Özkan
Ünal (Akademisyenler Derneği Başkanı): Danıştay'ın kararı, işsizler ordusunun büyümesine yol açacak. Meslek liselerine gitmekten vazgeçen gençler düz liselere akın edecek. Ülkedeki mesleki eğitim tamamen yok edilecek. Kararın gerekçesinde belirtilen 'telafisi imkansız zararların doğacağı' ifadesi ne anlama geliyor? Katsayı adaletsizliğinin son bulduğuna inanarak meslek liselerine ve dershanelere kayıt yaptıran on binlerce gencin uğrayacağı zararın telafisi nasıl mümkün olacak?
ANAYASA'YA GÖRE YETKİ YÖK'ÜN
Ekrem Pakdemirli (Eski
Başbakan Yardımcısı-
Anavatan Partisi kurucusu): Eğitim sisteminin nasıl olacağını Danıştay tespit edemez. YÖK'ün getirdiği bir değişikliğe Danıştay, bir şey diyemez. Hukuki eksiklik var. Böyle bir şey olması mümkün değil. Katsayı meselesini YÖK koymuştu, usullere uygun olarak kaldırma yetkisi de yine ondadır. Danıştay,
politika tespit yeri değil. Yüksek
öğretim politikası, Anayasa'ya göre YÖK'e verildi.
MESLEKİ EĞİTİM İÇİN UMUTLANMIŞTIK
Muammer Yıldız (İstanbul İl
Milli Eğitim Müdürü):
Mesleki eğitim açısından umutlu bakmaya başlamıştık. Birçok gencin umudunu kırabilecek bir karar, ancak bu talep ortada durduğu müddetçe daha genişletilerek farklı perspektiflerden ele alınmalıdır.
ÇOCUKLARI ŞOKE ETTİ
Atilla Gülsar (
Bursa İl
Milli Eğitim Müdürü): Danıştay'ın kararı bence Türkiye için bir şok oldu. Soğuk duş etkisi yaptı. Çocuklarımız ile ilgili şok bir karar oldu.
Danıştay, YÖK'ün yetki alanına müdahale etti
Doç. Dr. Tevfik Gülsoy (
Atatürk Üniversitesi
Hukuk Fakültesi Dekan Yardımcısı): Danıştay, müdahaleci yargı anlayışıyla kendi sınırlarını aşarak idarenin, YÖK'ün yetki alanına müdahale etti. Danıştay, YÖK'ün yerine geçerek, işlem ve
eylem niteliğinde idarenin yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı veremez.
STATÜKO YARGI ÜZERİNDEN DİRENİYOR
Hilal
Kaplan (
Taraf Gazetesi yazarı):
Türkiye'de şu anda eşitlerle daha eşitler arasında bir mücadele var. İstanbul Barosu Başkanı zaten bunu
itiraf etmişti. 'Türkiye'de eşitler ve daha eşitler vardır' demişti. Danıştay üyeleri de buna uygun bir karar aldı. Onlar da kendilerinin başkalarından daha eşit olduğunu düşünüyor. Bence statüko yargı üzerinden direnmeye devam ediyor.
ZAMAN