Üniversitelerden atılmalara son veren ve son 30 yılda
yükseköğretim kurumlarından ilişiği kesilmiş tüm öğrencilere af getiren
yasa, içine konulduğu “Torba Kanun Tasarısı” ile birlikte Meclis'te
kanunlaşma yolunda ilerlerken,
PKK lideri Abdullah
Öcalan'ın da bu yasadan yararlanabileceği ortaya çıktı.
Habertürk'teki habere göre 1971 yılında
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ne giren Öcalan, 1 yıl sonra
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi
Kamu Yönetimi bölümüne geçiş yapmıştı. Üniversitede çeşitli eylemlere katılan ve
bildiri dağıtan Öcalan, 1972 yılında bir süre Mamak Askeri Cezaevi'nde kalmıştı. Öcalan 1978 yılında okuldan ayrılarak PKK'yı kurmak üzere Diyarbakır'a gitmişti. Ancak SBF'de 993 nolu öğrenci olan Öcalan'ın okulla ilişiğinin devamsızlık nedeniyle tam 8 yıl sonra yani, 1986 yılında kesildiği öğrenildi. TBMM'deki affın “Her ne sebeple olursa olsun” 12
Eylül 1980'den sonra atılanları kapsaması, Öcalan'ın da aftan yararlanma olasılığını gündeme getirdi.
KILAVUZ ŞAŞIRTTI
Öte yandan üniversiteye girişte ilk aşama
Yükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS) için başvurular dün başladı. Son başvuru tarihi 19 Ocak olarak açıklanan sınava ilişkin
kılavuzda, “
öğrenci affı”na yönelik dikkat
çekici bir ifade de yer aldı.
ÖSYM tarafından yayımlanan ve
YÖK'ün de onayladığı kılavuzda,
disiplin cezası alarak üniversitesinden uzaklaştırılan adayların 2011-ÖSYS'ye başvurabilecekleri ancak yükseköğretim kontenjanlarına ‘yerleştirilemeyecekleri' yazılı.
‘OKULDAN ATILANLAR DÖNSÜN'
YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf
Ziya Özcan affa ilişkin yaptığı yorumda “Af siyasilerin kararıdır. Her nedenle olursa olsun okuldan atılanların dönmesini istiyoruz. Genişletip
terör suçunu da alabilirler. Rasyonel olanı 2008'den bu yana olanı içine almasıdır. Açılım politikası gereği 80'lerin politikalarını düşünürseniz pek çok insan sistemden zarar gördü” demişti. Bu nedenle “Okuldan atılanların dönmesini istiyoruz” diyen YÖK Başkanı Özcan'ın açıklamalarını yok sayan YGS Kılavuzu kurum içinde de şaşkınlık yarattı. Konuya ilişkin ÖSYM
Başkanvekili Prof. Ali Demir'e ulaşılamazken YÖK üyeleri söz konusu ifadede “hata olabileceğini” savundu.
GAZETEHABERTÜRK