Buna göre,
İstanbul'da ''Özyeğin
Üniversitesi'', ''İstanbul Aydın
Üniversitesi'',''
Acıbadem Üniversitesi'', ''İstanbul Arel Üniversitesi'' ve
İzmir'de de ''
İzmir Üniversitesi'' adıyla yeni
vakıf üniversiteleri kurulacak.
Verilen bir önerge ile tasarıya, İstanbul
Bahçeşehir Üniversitesinde bir tıp fakültesi kurulması da benimsendi.
Önergeye, YÖK
Başkanvekili Prof. Dr. İsa Eşme, ''alt yapısı yok'' gerekçesiyle karşı çıktı.
Milli Eğitim Bakanı
Hüseyin Çelik, tasarı hakkında bilgi verirken,
Türkiye'de 25'i
vakıf üniversitesi olmak üzere 93 üniversite bulunduğunu söyledi. Tasarı ile vakıf üniversitelerinin sayısının 30'a, toplam üniversite sayısının da 98'e çıkacağını anlatan Çelik, Türkiye'de yüksek
öğretimdeki okullaşma oranının gelişmiş ülkelerin gerisinde olduğunu vurguladı.
Türkiye'de vakıf v
e devlet üniversite sayılarının hızla artırılması
gerektiğini kaydeden Çelik, özel
sektör ve
sivil toplum örgütlerinin üniversite açmasını
teşvik ettiklerini bildirdi.
Liselerden
mezun olan öğrencilerin ancak yüzde 10'unun üniversitelere girebildiğine dikkati çeken Çelik, Türkiye'den 70 bin kişinin öğrenim için yurtdışına çıktığını ifade etti.
Üniversitelerde 82 bin 252 akademik personelin görev yaptığını kaydeden Çelik,
öğretim üyesi yetiştirmek için yurtdışına her yıl 1000 öğrenci gönderdiklerini, TÜBİTAK'ın da yüksek oranlı burslar verdiğini hatırlattı.
KAVGALI DEĞİLİZ
Çelik,
CHP sözcülerinin kendilerini ''bütün kurumlarla
kavgalısınız'' şeklinde eleştirdiğini ifade ederek, ''Bizim CHP ile aramızda görüş aylığımız var. Çünkü iki ayrı partiyiz. Bu kavgalı olduğumuz anlamına mı geliyor?'' dedi. Ne YÖK Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Teziç'e ne de eski YÖK Başkanı Kemal Gürüz'e yönelik
eleştiri sınırlarını aşan bir açıklama yaptıklarını anlatan Çelik, ''biz, hiç bir kurumla kavgalı değiliz. Görüş ayrılığının kavga olarak görülmesi bizi üzüyor'' diye konuştu.
Devlet üniversitelerindeki öğretim üyelerinin vakıf üniversitelerine
gideceği yönündeki eleştirilerin de gerçekçi olmadığını savunan Çelik, 11 bin 665 profesörün sadece 962'sinin vakıf üniversitelerinde görev yaptığını bildirdi.
2009'de OKS'yi kaldıracaklarını anımsatan Çelik, üniversiteye giriş
sisteminin bu şekliyle devam etmesinin dershanelere olan talebi artıracağını söyledi. Çelik, YÖK'ün üniversite giriş sisteminin
ortaöğretim sistemini
felç ettiğini iddia etti.
Politik nedenlerle yüzlerce öğretim elemanının üniversitelerden atıldığını öne süren Çelik, ''
Milli Eğitim Bakanlığı YÖK'ün noteri değildir. Asıl karar verici siyasi iradedir'' dedi.