Pazartesi günü başlayacak olan 17.
Milli Eğitim Şûrası için
rapor hazırlayan il milli eğitim müdürlüklerinin tamamı, okulöncesi eğitim için söz konusu talebi dile getirecek. Raporlarda, özellikle Doğu
bölgelerinde yaşanılan sıkıntı şöyle aktarılıyor: "İlköğretim müfredatını uygulayamıyoruz.
Öğrenciler
Türkçe bilmediği için ilk yıl dil öğrenimiyle geçiyor. Bu durum öğrenci ve öğretmenler arasında
diyalog sorununa yol açıyor. Öğrencinin başarısını da olumsuz etkiliyor."
Milli Eğitim Müdürleri'nin talebine
Marmara Üniversitesi
Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ayla
Oktay'dan da
destek geldi. Oktay özellikle Doğu bölgelerindeki Türkçe bilmeyen çocukların hayata ve eğitime geride başladığına dikkat çekti: "Anaokulları
Türkiye genelinde zorunlu olmalı ve bu bölgelerdeki anaokullarında dil ağırlıklı program uygulanarak çocuklar hayata, okula hazır hale getirilmeli ve fırsat eşitliği sağlanmalı."
Türk Milli
Eğitim sisteminde kademeler arası geçişler, yönlendirme ve
sınav sisteminin tartışılacağı 17. Milli Eğitim Şûrası 13-17
Kasım tarihleri arasında yapılacak. Muhtarlardan belediye başkanlarına, öğrencilerden okul müdürlerine, üniversitelerden
Milli Eğitim Bakanlığı bürokratlarına kadar yaklaşık bin kişinin katılacağı şûrada 'sınav sistemi, yönlendirme, kademeler arası geçiş ile AB sürecinde Türk Milli Eğitim sistemi' irdelenecek. Şûra öncesinde bölge ve iller tarafından hazırlanan raporlarda eğitimin sorunları masaya yatırıldı. Raporlarda öne çıkan en önemli sorunun
Avrupa ülkelerinde yüzde 100'lere varan anaokulu okullaşma oranının Türkiye'de yüzde 21 olması gösterildi. 81 vilayette kurulan komisyonların ortak raporunda Türkiye'de okulöncesi eğitimin 60-72 aylık dönemi kapsayan kısmın zorunlu eğitim kapsamına alınması ve ücretsiz olması istendi. Çocuklardaki zihinsel gelişimin önemli bölümünün anaokulu safhasında tamamlandığına dikkat çekilen raporlarda velilerden alınan para sebebiyle ailelerin çocuklarını anaokuluna göndermediği vurgulandı. Şûra
hazırlık dokümanlarında okulöncesi eğitimde ailelerin bilinç düzeyinin düşüklüğü de altı çizilen konulardan. Özendirici olmak ve okullaşma düzeyini yükseltmek için velilerden para istenmemesi gerektiği vurgulanan dokümanlarda sorunlar şöyle sıralanıyor: "Taşımalı eğitim sebebiyle köylerde ikamet eden çocuklar okulöncesi eğitimden yararlanamıyor. Anasınıfları okulların kullanılmayan ve fiziki yönden en kötü yerlerine açılıyor. Araç gereç eksikliği ileri düzeyde. Paralı olduğundan ve veliye külfet getirdiğinden aileler anasınıflarına ilgi göstermiyor. İkili eğitim uygulaması sebebiyle anasınıfı öğrencileri
erken saatte derse başlıyor, geç saatte dersten çıkıyor. Bu durum öğrenci gelişimi için sakıncalı."
ÖSS daha sağlıklı yapılmalı
Raporlarda illerin tamamı 'okulöncesi eğitimin zorunlu olması' konusunda birleşirken, büyük bir çoğunluğu '
ilköğretimin sonunda, lise iki sonu ile son sınıfta olmak üzere 3 ayrı sınav yapılmasını' istiyor.
Lise son sınıftaki sınavın bir 'bitirme sınavı' şeklinde düzenlenmesi düşünülürken, ÖSS'ye bu sınavların sonuçlarının belli bir yüzdesinin etki ettirilmesi planlanıyor. Liselere giriş için yapılan Ortaöğretim Kurumları Öğrenci
Seçme Sınavı'nın 'kademeli olarak kaldırılması' gerektiği yönünde öneriler getirildi. Tüm illerin katıldığı 13 bölgenin raporlarında bölgelere göre farklı öneriler de bulunuyor.
Adana bölge raporunda, 'Türkçe bilmeyen anne babalara Türkçe öğretilmelidir' deniliyor. Adana raporunda ayrıca, "bir öğretmenin öğrencilere verimli olabilmesi için otuz yıldan fazla çalıştırılmaması"
teklif ediliyor.
ZAMAN