İslam Kültür Merkezleri Birliği (VIKZ) dini eğitim de verilen
yurtlarıyla ilgili iddialara
Alman bilimadamları tarafından yapılan bilimsel araştırmayla
cevap verdi.
VIKZ'e bağlı öğrenci yurtlarını tarafsız bir gözle inceleyen Essen-Duisburg Üniversitesi'nden sosyal bilimci Prof. Dr. Ursula Boos-Nünning, VIKZ yurtlarında anti demokratik bir durumun söz konusu olmadığını bildirdi. ‘Öğrenmek ve dua etmek' adını taşıyan araştırma, İslam Kültür Merkezleri Birliği (VIKZ) Genel Başkanı Mustafa İmal ve Prof. Dr. Boos-Nünning'in katıldığı bir basın toplantısıyla kamuoyuna tanıtıldı.
VIKZ'ın eski genel merkezi olan ve ‘cami villa' olarak bilinen
Villa Hahnenburg'da yapılan basın toplantısında polis raporlarında VIKZ'e karşı dile getirilen iddialara cevap verildi.
VIKZ'e ait 19 öğrenci yurdunu inceleyerek yaptığı araştırmada elde ettiği verileri açıklayan Prof. Dr. Boos-Nünning, VIKZ öğrenci yurtlarında okul dersleri eğitimi ile dini değerlerin birlikte verildiğini aktardı. VIKZ öğrenci yurtlarının okul başarısıyla adını duyurduğunu bildiren Nünning, VIKZ'e yapılan,
gençlik çalışmalarında “Anti
batı ve anti demokratik olma” suçlamalarının gerçeği yansıtmadığının altını çizdi.
Araştırma çerçevesinde yurtlardaki öğrenciler, yurt personelleri ve ortam incelendi. Araştırmanın en çarpıcı sonuçlarından biri ise, öğrenci yurtlarında kalanların yüzde 91 gibi yüksek oranda kısmının iyi bir diplomayla okullarından
mezun olmalarını ortaya koyması oldu. Yurtlarda kalan kız ve erkek öğrencilerin yüzde 26'sı lise veya meslek lisesini bitirmeyi hedefliyor. Yurtlarda kalanların yüzde 16'sı bu hedefine ulaşıyor. Araştırmaya göre VIKZ yurtlarında kalan öğrenciler hem dini değerlere, hem de batı değerlerine büyük kıymet veriyor. Gençler kendi kişilikleri ve hayatlarını kendileri belirlemek istiyor.
Araştırmaya göre VIKZ yurtlarında kalan öğrenciler yine iddiaların aksine diğer dinlere toleransı çok önemli buluyor. Çoğu
dindar ailelerin çocukları olan bu gençler dini günlük hayatın önemli bir parçası olarak görüyor, yüzde 10'u ise dini ritüel ve görevleri pek önemli görmüyor.
Öğrencilerin çoğunluğu politikayı ise daha az önemli buluyor.
Araştırmanın mimarı Prof. Dr. Nünning VIKZ yurtlarının uyumu güçlendirmek ve daha ileriye götürmek için büyük bir potansiyele sahip olduğunun altını çiziyor. Yurtlarda kalan öğrenciler için din ve gelenek kadar dünyaya açıklık ve bireyselliğin de önemli olduğunu tespit ettiğini kaydeden Nünning, yurtlarda teologların din dersleri, Almanca konuşan pedagogların ise okul derslerine
destek kursları verdiklerini bildirdi. Nünning'in tek eleştirisi ise gençlere yeterince boş zaman verilmemesi konusu oldu. VIKZ yöneticileri de yurtların durumunun daha da iyileştirilmesinin kendilerinin de arzusu olduğunu belirterek araştırmanın bu konuda kendilerine yol göstereceğinin altını çizdi.