İÜ, Alemdaroğlu'nun
rektörlüğü döneminde bilimsel çalışmalardan çok yolsuzluk ve kavgalarla gündeme gelmişti. 25
Ekim 2003'te YÖK'ün düzenlediği rektörler yürüyüşünde "
Ordu göreve" pankartı açılmıştı. Alemdaroğlu, İÜ'yü kışlaya çevirmekle suçlanmıştı
Sıralama sonuçlarını Zaman'dan öğrenen Rektör Mesut Parlak, başarının altında yatan sebepleri şöyle özetledi: "İşimiz bilgi üretmek, akademik yapıyı güçlendirmek, iyi eğitim vermek, iyi araştırma ve proje üretmek. Eski şeyler artık kalmadı. Çünkü işimize bakıyoruz.
Üniversitenin imajı ile ilgili kamuoyu gözlemini iyi yapıyor. Çocuğunu gönderen
aile 'başına bir şey gelecek' diye endişe etmiyor."
Çin Shanghai Jiao Tong Üniversitesi'nin 5 yıldır düzenli olarak gerçekleştirdiği üniversite
sıralamasında
Yunanistan,
İrlanda,
Macaristan,
Polonya,
Mısır,
Şili,
Slovenya gibi
ülkeler bulunurken,
Türkiye'nin yer almaması
tartışma konusu oluyordu. Bu yıl dünyanın en iyi 500'ü arasına giren
İstanbul Üniversitesi, yıllarca ideolojik kavgalar ve yolsuzluklarla gündeme geldi. Türkiye'nin en eski ve köklü üniversitesinin
yönetiminde 12 yıla yakın yer alan eski rektör Kemal Alemdaroğlu'nun görevden alınmasından sonra vekâleten görevi Prof. Dr. Tankut Centel üstlendi. Centel, "Üniversiteyi kışla havasından kurtaracağım." deyince Yüksek
öğretim Kurulu'nun (YÖK) tepkisini çekti. Arkasından rektör seçilen Prof. Dr. Mesut Parlak, 3 yıla yakın süredir yolsuzluk, öğrenci kavgaları ve öğretim üyelerinin yönetim tartışmalarından dolayı imajı bozulan üniversiteyi düzeltmeye çalışıyor.
'Sadece bilgi üretiyoruz'
İstanbul Üniversitesi'nin 500 üniversite arasına girdiğini Zaman'dan öğrenen İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mesut Parlak, duyduğu memnuniyeti dile getirdi. 2 yıldır bilimsel çalışmalara önem verdiklerini ve araştırma fonlarına 15 milyon YTL'ye yakın kaynak aktardıklarını anlatan Mesut Parlak, hedeflerinin 3-4 yıl içinde 'dünyanın en iyi 500 üniversitesi' sıralamasında 250'nin içine girmek olduğunu kaydetti. Üniversitede önceden yaşanan kavgalar ve olaylar hakkında yorum yapmayacağını ifade eden Parlak şöyle konuştu: "Bizim işimiz bilgi üretmek, akademik yapıyı güçlü kılmak, iyi eğitim vermek, iyi araştırma ve proje üretmek. Bizim yandaşlığımız laik demokratik cumhuriyete.
Atatürk ilkelerine, ulusal bütünlüğe, demokratik hukuk devletine yandaşız. Onun dışında kimseyle kavgamız yok. Onun ideolojisi şudur, budur bizi ilgilendirmez. Biz bir kurumuz, ilkelerimiz belli. Üniversitenin görevi
toplumun tüm katmanlarına sahip olduğu uzmanlık alanında
destek vermektir. Bunu vereceğiz. Üniversiteyi kapatır toplumla ilişkiniz olmaz, Laleli'ye bile çıkmazsanız, sanayi, ekonomi, sağlık gibi konularda hiçbir şeye katkınız olmazsa üniversite olmazsınız."
Üniversitede eskiden yaşanan olayların toplum tarafından gayet güzel değerlendirildiğini anlatan Parlak, "Biz 2,5 yıldır görevdeyiz. Eski şeyler artık kalmadı. Çünkü biz işimize bakıyoruz. İstanbul Üniversitesi'nin imajı ile ilgili kamuoyu gözlemini iyi yapıyor. Çocuğunu buraya gönderen aile artık 'çocuğumun başına şu gelecek bu gelecek' diye düşünmüyor." diye konuştu.
Eski Tüm Öğretim Üyeleri Derneği Başkanı Prof. Dr. Tahir Hatipoğlu, İstanbul Üniversitesi'nin 500 üniversite arasına girmesinin Türkiye'deki tüm üniversiteler düşünüldüğünde çok fazla bir şey ifade etmediğini kaydetti.
Üniversitelerin kendi işini yapmak yerine kurumsal olarak siyasallaştığı için bilim üretemediğine dikkat çeken Hatipoğlu şu yorumu yaptı: "
Bilimsel yayınlarda son yıllarda Türkiye'de düşüş başladı. Akademik çalışmalar sadece yükselme için yapılıyor. Doçent,
profesör olan bilimsel çalışmayı bırakıyor. Akademisyenler tamamen siyasete ve paraya yöneldi. Yaz okulu, kış okulu, bütünleme parası, ek
ders ücreti gibi konulara yöneldiler. Moral yok. Üniversiteler bana göre bitmiştir. Öğretim üyesinin mutlaka bir siyasi görüşü olur; ancak kurum olarak siyasallaşma var. Birey önemli değil; ama 5-6 yıldır üniversite kurumu siyasallaştı. Bu da üniversitelere büyük zarar veriyor. Özellikle hükümetle bağlantıların kurulmasında büyük bir engel var. Bu da çalışanları
mağdur ediyor. Bunun düzeltilmesi gerekiyor."
Dünyanın en iyi üniversitesi Harvard
Çin Shanghai Jiao Tong Üniversitesi'nin 'En iyi 500 üniversite' araştırmasında
Harvard Üniversitesi yıllardır birinciliği kimseye kaptırmıyor. Harvard Üniversitesi 100 üzerinden 100 tam puanla birinci olurken en yakın rakibi
Stanford Üniversitesi 73,7 puan aldı. ilk 20 üniversite arasında ise ABD üniversiteleri dışında
İngiltere'nin
Cambridge ve
Oxford ile
Japonya Tokyo Üniversitesi dışında üniversite yok. En iyi üniversite sıralamasında ilk 10 şöyle: "Harvard (ABD), Stanford (ABD),
California-Berkeley (ABD), Cambridge (İngiltere), MIT (ABD), California
Teknoloji Enstitüsü (ABD), Columbia (ABD), Princeton (ABD),
Chicago (ABD) ve Oxford (İngiltere)." Ülke sıralamasında
Amerika 500 üniversite içine 170 kurumu ile girerken ABD'yi 45 üniversite ile İngiltere, 41 üniversite ile
Almanya izliyor. Diğer ülkelerden bazıları şöyle: "Japonya 32, Çin-Hong Hong-
Tayvan 25,
Fransa 22,
Kanada 22,
Avustralya 20,
İtalya 20.
Araştırmada Türkiye,
Asya-
Pasifik ülkeleri grubunda yer aldı. Amerika kıtasında Harvard, Avrupa'da Cambridge üniversiteleri birinci olurken Asya-Pasifik grubunda Tokyo birinci oldu. Bu grupta Türkiye'den İstanbul Üniversitesi ilk 100 içine girerek 93'üncü sıraya yerleşti.
En iyi 500 üniversite araştırmasında dikkate alınan kriterlerden bazıları şöyle: Üniversite mezunları veya personelinin
Nobel ödülü alıp almadığı, akademisyenlerin ürettiği
makalelerin uluslararası piyasada referans kabul edilip edilmediği, bilimsel atıf indekslerinde yer alan bilimsel makale sayıları.
ZAMAN