Aktif Eğitimciler Sendikası Genel Başkanı Osman Bahçe, TBMM'de görüşülen dershanelerin kapatılması kanun tasarı ile ilgili önemli değerlendirmelerde bulundu. Sendika olarak bu kanun tasarısını protesto etmek amacıyla bazı şehirlerde sınıfları terk ederek yapılan eylemlere katılmayacaklarını belirten Bahçe, “Sendikamız hiçbir zaman sebep ne olursa olsun öğrenciyi mağdur etmeyecektir. Hangi büyük problem olursa olsun üye öğretmenlerimizin sınıfları boşaltarak eylem yapmalarını tasvip etmiyoruz. Kendi meşru haklarımızı almaya çalışırken sınıflardaki günahsız öğrencilerimizin eğitim alma hakkını engellemeyeceğiz. Eylem yapacaksak hafta sonları ve ders çıkışları bizi bekliyor. Aktif eğitim sen üyeleri hiçbir zaman eylem yapmak için sınıfı terk etmeyecekler.” dedi.
Osman Bahçe, gündemdeki konular ve Milli Eğitim Bakanlığı Yasa Tasarısı ile ilgili görüşlerini dile getirmek amacıyla basın mensuplarıyla bir araya geldi. Barcelo Otel’de düzenlenen basın toplantısında konuşan Bahçe, kamuoyunda dershanelerin kapatılması olarak bilinen kanun ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.
"FİŞLEMELER, TASFİYELER VE KIYIMLARLA ANILAN BİR MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI’NIN HİÇBİR MÜLAKATI OBJEKTİF OLAMAZ"
Fişlemeler, tasfiyeler ve kıyımlarla anılan bir Milli Eğitim Bakanlığı’nın hiçbir mülakatının objektif olamayacağı kanaatini dile getiren Bahçe, “Bakanlık yasa tasarısına aday öğretmenlerin adaylıklarının birinci yılında sözlü veya yazılı sınav alınması maddesi vardı. Komisyondan Meclis'e geçerken 'veya' ifadesi 've' olarak değiştirildi. Birincisi daha iyiydi. En azındın kamuoyu baskısı veya idarenin ben insaflı olmak istiyorum kimseyi kıymak istemiyorum şeklinde insafa gelmesi halinde mülakat iptal edilebilirdi. Yazılının yapılması mülakata gerek yok anlamını çıkarabilirdi. 'Veya' ifadesinin 've' olarak değiştirilmesi her halükarda sözlü sınavın yapılacağı sonucunu getirdi. Mülakatların sabıkasının bu kadar kabarık olduğu bir ortamda on binlerce öğretmen adayının mülakatla kadroya geçecek olmasını asaletini alacak olması bir felaketin ayak sesleri olarak, bir kıyımın katliamın ayak sesleri olarak düşünülebilir.” diye konuştu.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın havuz problemlerini çözmek yerine her geçen gün büyüterek milleti ve kamuoyunu ve eğitimcileri rahatsız ettiğini anlatan Bahçe, “Sayın Ömer Dinçer döneminde 652 sayılı kanun hükmünde kararname ile ne yapıldı bütün yöneticiler ve il milli eğitim müdürleri merkez teşkilatındaki şube müdürü ve üstü bütün bürokratlarımızı şahsa bağlı kadrolarla havuz tabir edilen yere aldılar. Bu yöneticiler kendi istekleri dışında görev yapamaz hale getirildi. Pasifize edildiler. Bakanlığın kurumsal hafızası sıfırlandı. Bu kadar insan tecrübe ve birikimin zirvesindeyken bu tecrübe ve birikimden milletin yararlanmasına mani olundu. Yaklaşık 300 bürokratın hiçbir iş yapmadan maaş almasına sebep olundu ve ülkemiz ekonomisi zarar gördü. Bunlar ortadayken mevcut bürokratların sıkıntıları çözülememişken yeni bir düzenleme ile bütün il müdürleri ve bakanlık merkez teşkilatı grup başkanlıkları ve üstü yöneticilerin havuza alınacak olması havuzdaki bürokratlarının tamamının uzman sıfatı ile illerde okullara öğretmen olarak gönderilecek olması bürokrasi geleneğine vicdana ve genel devlet yönetimine uygun olmayan tamamen tasfiye kıyım ve siyasi yandaşlık güden özel bir düzenlemedir.” şeklinde konuştu.
"İNEĞİNİ SATAN TEYZEMİZİN ÇOCUĞU ÖLENE KADAR ÇOBANLIĞA MAHKUM EDİLMİŞ OLACAK"
Kamuoyunun dershanelerin dönüştürülmesi adı altında kapatılması çalışmasının kime hizmet edeceğini halen anlayamadığını belirten Bahçe, “Gerek hükümetimizden gerek bakanlıktan hiçbir yetkili şeffaf ve net bir şekilde dershaneleri şunun için kapatıyoruz diyemediler. Mesela Sayın Başbakanımızın bir teyzenin ineğini satmasından dolayı dershaneleri kapatacağız diye bir beyanatı vardı. Bir teyzenin ineği için milyonlarca vatan evladının geleceğini karartacak bir düzenlemeyi yapmak yerine sosyal devlet olarak şuanda okul dönüşümlerinde her bir öğrenci için yapacağınız sosyal desteği ineğini satacak teyzenin çocuğuna yapsaydınız olmaz mıydı? Eğer niyet teyzenin çocuğu ve ineğini kurtarmaksa bu mümkündü. Şuanda dershanelerin kapatılması halinde ineğini satmak zorunda kalan teyze ineğini satsa bile çocuğunu okula gönderemeyecek. Çocuğunun garanti altına alamayacak. Teyzemizin bu çocuğu ölene kadar çobanlığa mahkum edilmiş olacak.” açıklamasında bulundu.
Açıklamanın ardından Bahçe, basın mensuplarının soruları cevapladı. Bir gazetecinin, “Kanun tasarısı ile ilgili birkaç şehirde eylemler düzenleniyor. Sendika olarak bu konudaki tavrınız ne olacak?” sorusuna Bahçe, “Ülke genelinde iş bırakma eylemleri oldu. Tasarıyı protesto amacıyla. Sendika olarak kuruluşumuzda bir kısım temel ilkeler belirledik. Hiçbir zaman siyasallaşmayacağız yanında veya karşısında olma gibi bir ön kabulü benimsemeyeceğiz. Doğru olan herkesi alkışlama ve yanlış olarak herkesi eleştirme. Sendikamız hiçbir zaman sebep ne olursa olsun öğrenciyi mağdur etmeyecektir. Hangi büyük problem olursa olsun üye öğretmenlerimizin sınıfları boşaltarak eylem yapmalarını tasvip etmiyoruz. Kendi meşru haklarımızı almaya çalışırken sınıflardaki günahsız öğrencilerimizin eğitim alma hakkını engellemeyeceğiz. Eylem yapacaksak hafta sonları ve ders çıkışları bizi bekliyor. Aktif Eğitim Sen üyeleri hiçbir zaman eylem yapmak için sınıfı terk etmeyecekler.iş bırakma tarzı bir eylem yöntemini şuan da benimsemiyoruz temel ilkelerimizden biri olarak.” cevabını verdi.
CİHAN