Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) Bitlis Şubesi, 2014-2015 Eğitim ve Öğretim yılı karnesini değerlendirdi.
Eğitim-Sen'den yapılan değerlendirme açıklamasında bu yılki eğitim karnesi için "2014-2015 eğitim öğretim yılında eğitimin sorunlarına çözümler üretilememiş, yapısal sorunlar katlanarak artmıştır." yorumu yapıldı. Eğitim-Sen Bitlis Şubesi'nin 2014-2015 Eğitim ve Öğretim yılı değerlendirmesini basınla paylaşan Eğitim-Sen Bitlis Şube Eşbaşkanı Hüseyin Güzeldere, 2014-2015 eğitim öğretim yılında eğitimin sorunlarına çözümler üretilemediğini ve yapısal sorunların ise katlanarak arttığını belirtti.
Değerlendirme ile ilgili yazılı bir açıklama yapan Güzeldere, şunları kaydetti: "Eğitim sisteminin, eğitim ve bilim emekçilerinin yıllardır birikerek artan sorunları 2014-2015 eğitim-öğretim yılında katlanarak artmış, Milli Eğitim Bakanlığı'nın çözüm üretmekten çok, yeni sorunlar yaratan politika ve uygulamaları nedeniyle eğitim emekçileri, öğrenciler ve veliler ciddi anlamda mağdur edilmiştir. 12,5 yıldır tek başına iktidarda olan ve 7 Haziran seçimlerinde iktidar çoğunluğunu kaybeden AKP, Türkiye'nin bütün alanlarında olduğu gibi, eğitim sistemini de kendi siyasal-ideolojik hedefleri için dönüştürmeye çalışmıştır. Milli Eğitim Bakanlığı'nın bütün kademelerinde, bakanlık teşkilatından, okullara kadar her alanda yoğun bir siyasi kadrolaşma yaşanmış, eğitim yöneticilerinin belirlenmesinde liyakat değil, siyasi referans (torpil) belirleyici olmuştur. Aday öğretmenler, 'öğretmen yapılmamakla' tehdit edilerek yandaş sendikaya üye yapılmış, okullarda baskı, şiddet ve zorbalık eksik olmamıştır. İlimizde de siyasal iktidarın memur kolu konumundaki sözde sendika da aday öğretmenlere adaylıklarının kaldırılması noktasında kendilerini referans göstermiş, milli eğitim müdürlüğünü boşa çıkartacak tarzda adaylığı kaldırma kurumunun kendileri olduğu algısı yaratarak aday öğretmenlerin büyük bir kısmını zorunlu olarak kendilerine üye yapmışlardır. Sendikal, siyasal referanslarla eğitim yöneticilerinin belirlenmesi ve yandaş olmayanların birer birer tasfiye edilmesi vb gibi pek çok uygulama eğitim sistemini içten içe çürütmüş, eğitimin zaten bozuk olan niteliğini daha da kötüleştirmiştir. Kamusal, bilimsel, demokratik, laik ve anadilinde eğitimin önündeki engeller ve yasaklar 2014-2015 eğitim-öğretim yılında da devam etmiş, anadilinde eğitim talepleri ısrarla görmezden gelinmiştir. Kamusal eğitimin zayıflatılması, eğitimin tamamen paralı hale getirilmek istenmesi, okullarda cinsiyet, etnik kimlik ve mezhep ayrımcılığına ilişkin uygulamaların sürmesi, ataması yapılmayan öğretmenlerin durumu, ücretli-vekil öğretmenlik uygulamalarının devam etmesi, eğitim yöneticilerinin siyasi referanslarla belirlenmek istenmesi gibi sorunlar artarak sürmüştür."
GÖREVDEN ALMA VE BASKILAR ARTTI
Değerlendirmenin devamında görevden almaların ve baskıların artığına dikkat çeken Güzeledere, "Okullarda ve diğer eğitim kurumlarında yıllardır üvey evlat muamelesi gören ve iş tanımı hala yapılmayan yardımcı hizmetlilerin, kadro bekleyen 4-C'li çalışanların, memur ve teknik personelin sorunları, üniversitelerde yaşanan soruşturma ve görevden almalar, her geçen gün artan akademik, idari sorunlar ve özellikle Eğitim Sen üyelerine yönelik mobbing uygulamaları, baskı ve tehditler gibi pek çok sorun 2014-2015 eğitim-öğretim yılına damgasını vuran diğer konu başlıkları olarak öne çıkmıştır." dedi.
İMAM HATİP OKULLARINDAKİ ARTIŞ REKOR KIRMIŞTIR
2014–2015 Eğitim Öğretim yılında İmam Hatip okullarındaki artışın rekor kırdığını belirten Güzeldere, şu ifadeleri kullandı: "2002-2003 eğitim-öğretim yılında 450 okul 71 bin öğrencinin olduğu imam hatip liselerinde 2014-2015 eğitim öğretim yılında bin 17 okul ve 546 bin 443 öğrenci sayısına ulaşmıştır. Her ne kadar siyasal iktidar tarafından dindar bir toplum yaratmak amacıyla yapılmış gibi gözükse de İmam hatiplerin niteliğini ve içeriğini boşaltan bir siyasal uygulama olmuştur. Geçmişte 380-400 puan alan öğrencilerin yerleştiği imam hatipler günümüzde zar zor barajı geçen örgün eğitimimin dışına çıkabilecek başarısız öğrencilerle doldurulmuştur Siyasal iktidar yıllardır "arka bahçesi" olarak gördüğü imam hatip okullarının sayısını artırıp niteliğini düşürmüştür. Her konuda halkımızı kandırmayı iş edinen hükümet İmam hatipler konusunda da halkı kandırmaktan başka bir şey yapmamıştır."
EĞİTİMDE TARİHİN EN BÜYÜK SİYASİ KADROLAŞMA OPERASYONU YAPILMIŞTIR
Eğitimde tarihin en büyük siyasi kadrolaşma operasyonu yapıldığını öne süren Hüseyin Güzeldere, açıklamasını şöyle sonlandırdı: "Yıllardır eğitim kurumlarını 'parti şirketi' gibi yönetip, okulları 'ticari işletme' haline getiren MEB, eğitim yöneticileri yıllarca sendikal-siyasal referanslarla belirlemiş, çok sayıda eğitim yöneticisi geçtiğimiz dönemde tasfiye edilerek, yerlerine yandaş sendika üyeleri getirilmiştir. İl ve ilçelerimizde siyasal İktidarın uzantıları (il ilçe yönetimleri, başkanları il encümenleri) ve siyasal iktidarın memur kolu konumundaki sendika temsilcileri kendilerini amir, Milli Eğitim Müdürlüğü'nün il ve ilçe yönetim kademesini de emir eri gibi görmektedirler. Atamalardan tutun görevlendirmelere kadar okullardaki işleyişten tutun öğretmenin vereceği sözlü notuna kadar müdahale etme hakkını kendilerinde görecek bir aymazlığın içine girmişlerdir. Maalesef yönetici kadrosu konumunda bulunan bazı yöneticilerimiz de siyasal iktidarın referansıyla geldiklerinden dolayı kendilerini siyasal iktidar uzantılarının her dediklerini yapmak zorunda hissetmişlerdir. Bu durum tamamladığımız eğitim öğretim yılını ciddi anlamda olumsuz etkilemiştir." CİHAN