Artan kreş fiyatlarını protesto etmek için Ege Üniversitesi Rektörlüğü bahçesinde basın açıklaması yapmak isteyen Türk Sağlık-Sen İzmir Üniversiteler Şubesi üyeleriyle güvenlik görevlileri arasında arbede yaşandı. Şube Başkanı Yasemin Zengin, "Bu bir demokrasi ayıbıdır. Çalıştığımız hastanenin rektörlüğüne giriş yapmamıza izin verilmiyor." dedi.
Türk Sağlık-Sen İzmir Üniversiteler Şubesi, Ege Üniversitesi içerisindeki kreş ve anaokulunun fiyatlarının arttırılmasını protesto etmek amacıyla kampüs içerisinde bulunan anaokulu binasından rektörlüğe yürüdü. Velilerin ve 4-5 yaşındaki kreş öğrencilerinin de katıldığı yürüyüş sonunda, rektörlük bahçesi içerisinde basın açıklaması yapılmak istendi ancak özel güvenlik görevlileri, rektörlüğe girişe izin vermedi. Güvenlik görevlileriyle yaşanan arbede üzerine korkan bazı çocuklar ağladı. Protestodan sonra bir basın açıklaması yapan Şube Başkanı Zengin, yaşanan durumun bir demokrasi ayıbı olduğunu söyleyerek, yönetimi bu tavrından dolayı kınadı.
'ZORLUKLAR ÇIKARILMASI ANLAŞILIR DEĞİLDİR'
Artan fiyatlarla ilgili açıklamada bulunan Yasemin Zengin, kreş ve anaokulunun sosyal bir hizmet olduğunu belirterek, "Devlet yöneticileri, genç nüfusun azalmakta olduğuna dikkat çekip daha çok çocuk için sürekli konuşurken devlet kurumlarının, çalışanların çocuklarına kreş hizmetini adeta vermemek için zorluklar çıkarması anlaşılır değildir. Devletin söylediğiyle yaptığının çeliştiği bu durumun tipik bir örneği de Ege Üniversitesi kurumumuzda yaşanmıştır. Geçtiğimiz ekim ayı itibarıyla kreşin aylık ücreti, 600 TL gibi kamu hizmeti açısından sınırları zorlayan bir rakama çıkarılmıştır. Bu da kabul edilebilir bir durum değildir." dedi.
'TEKLİFLER REDDEDİLDİ'
Kurum yetkililerine önerilen tekliflerin reddedildiğini dile getiren Zengin, "Kurum yetkilileriyle yaptığımız tüm görüşmeler, ücretin makul bir orana çekilmesi teklifi, çoğu velinin bu ücretle çocuğunu kreş ve anaokuluna gönderemediği, hattâ okuldan aldığı uyarıları da işe yaramamış, teklifimiz reddedilmiştir. Sayın rektörümüzden randevu talebimize ise geri dönüş dahi olmamıştır. Yaptığımız tüm görüşmelerde ise aldığımız cevap aynı: 'Kreş ve anaokulları sosyal tesisler bünyesine bağlandı, bu nedenle rektörlük hiçbir kalem için ödenek ayırmıyor. Anaokulu ve kreşin tüm giderleri, kendi kazancıyla dönüyor.' Bu ücrete çekilince ancak durumun düzeleceği, yoksa kreşi kapatmak zorunda oldukları ifadelerine ilaveten Sayıştay denetçilerinin de buna onay vermediği, 'Ya fiyatları arttırın ya da bu şekilde dönmeyen kreşi kapatın.' ifadelerinde bulundukları tarafımıza açıklandı. Bizler diğer kurumların makul fiyatlarını göstererek çözüm yolları ararken, kurum yetkililerinden daha insaflıca ve daha adilane bir ücret artışı için olumlu adım atmalarını beklerken ne yazık ki her görüşmede aynı söz ve söylemi duymaya devam ettik." şeklinde konuştu.
'SOSYAL DEVLET İLKESİNE UYMAZ'
Kamu kurum ve kuruluşlarında açılacak çocuk bakımevleriyle ilgili bir yönetmelik maddesi bulunduğunun altını çizen Zengin, şu ifadelere yer verdi: "Sosyal devlet, doğası gereği yaptığı hizmetlerde her şeyi tüccar mantığıyla ele alarak kâr zarar hesabı yapmaz. Sosyal devlet, uyguladığı sosyal içerikli politikalarla gelir seviyesi düşük vatandaşları sosyal politikalarla destekleyerek, toplumda oluşan gelir adaletsizliğini düzelemeye çalışır. Kreşler, kamu personeli için sosyal tesisler olarak kabul edilmektedir. Kamu personeli için sosyal tesis olan kreşlerin kâr zarar mantığıyla değerlendirilip ticari bir işletme olarak görülmesi, işin mantığına aykırı bir durumdur." CİHAN