Sayın Abonemiz,
Haberimizde sehven "termik santral" ifadesi kullanılmıştır. Doğrusu "enerji santrali" olacaktır. Düzelterek tekrar servis ediyoruz.
Özelleştirme kapsamında kapatılan ve ardından 1.1 milyon dolara Albayraklar'a satılan Balıkesir SEKA Fabrikası'nın bulunduğu alana enerji santrali kurulmaması için 8 bin 500 imza toplandı. Tüketiciyi Koruma Derneği (TÜKODER) Balıkesir Şube Başkanı Necdet Bayhan, fabrika satışının Danıştay ve Anayasa Mahkemesi kararlarına aykırı olduğunu, fabrikada yılda kullanılacak 173 bin ton kömürden bahsedilmediğini söyledi. Enerji üretiminde kömürün en kirli yakıt türü olduğunu belirterek, "Başta insan, canlı yaşam, toprak, hayvan ve hayvancılıkla ilgili geri dönüşsüz sağlık sorunlarına yol açacaktır." dedi.
Santralin yapılacağı kırsal Paşaköy Mahallesi Muhtarı Mustafa İkiz ise fabrika içine kömürle çalışacak santral kurulacağından hiç kimsenin bilgisi olmadığını iddia ederek, "Bölgede yaşayan vatandaşlar olarak bunu son anda öğrendik. Önce bunu bizden gizlediler. Havayı kirletecek mi, üzerimize ve içme sularımıza kül tozu, asit yağacak mı, biz ona bakıyoruz. Termikmiş, enerji santraliymiş, kömür santraliymiş, ismi o kadar önemli değil. Önemli olan, burada vatandaşlardan sakladıkları günlük 525 ton ithal kömür. Eğer bu yerli kömür olursa günlük 900 tona denk geliyor." ifadelerini kullandı.
Merkez Altıeylül ilçesine bağlı Paşaköy Mahallesi'nin sakinleri, Yeni Şafak gazetesinin sahibi Albayraklar tarafından yapılan enerji santralinin durdurulması için 8 bin 500 bin imza topladı. TÜKODER Şube Başkanı Bayhan ve iki muhtar, bu imzaları ve yaşanan süreci anlattı. Söz konusu santralin günlük 525 ton kömür kullanacağını belirten Bayhan, "Paşaköy kırsal mahallesinin içinde, 1 ile 20 kilometre etki alanı içinde 20'ye yakın kırsal mahalle bulunuyor. Balıkesir Üniversitesi ve üniversite hastanesi yerleşkesine 2 kilometre, yapımı devam eden şehir hastanesine ve Balıkesir kent merkezine 8 kilometre, şehre içme suyunu sağlayan İkizcetepeler Barajı havzasına 2 kilometre mesafede bulunuyor. Santralin çalışmaya başlamasıyla yılda 173 bin ton kömür yakılacak, 400 bin ton karbondioksit havaya salınacak, 55 bin ton bir yılda tarım arazilerine uçucu kül düşecek. Ayrıca günlük 10 ton suyla kömür yıkanıp yer altı sularına karışacak. Kömür santralleri, enerji üretiminde kömür sera gazı salınımı yaratan en kirli enerji türüdür." dedi.
Balıkesir ve etki alanındaki köylerde ağır bir hava kirliliğine yol açılacağını söyleyen Necdet Bayhan, "İçme ve kullanma sularının kirlenmesine yol açacaktır. Birinci sınıf tarım arazilerimiz, asit yağmurları altında ürünlerimizin zehirlenmesine yol açacaktır. Bölgenin hayvancılık merkezi olması nedeniyle hayvanlarımızın zehirlenmesine yol açacaktır. Astım, kanser, inme, kalp hastalıkları, erken ölüm gibi sağlık sorunlarına yol açacaktır. Başta insan, canlı yaşam, toprak, hayvancılıkla ilgili geri dönüşsüz sağlık ve çevre felaketine yol açacaktır. Bunun için bölge köyleriyle birlikte kent merkezinde, 'Kömür öldürür, ölüm solumak istemiyoruz' başlığı ile imza kampanyası başlattık. İmza kampanyasının ilk aşamasında, bugüne kadar 8 bin 500 imza toplandı." diye konuştu.
Albayraklar Grubu'nun, başta Danıştay olmak üzere Anayasa Mahkemesi kararlarına aykırı olarak, 56 milyon dolarlık kamu varlığını 1.1 milyon dolara ihaleyle aldığını iddia eden Bayhan, fabrika alanı olarak kullanılan mülkün kamunun malı olduğunu savundu: "Kamu yararına aykırılıktan dolayı iptal edilen satışı yapmak istediğiniz fabrika, hukuksuz olarak işgal ettiğiniz kamu alanıdır. İhale tarihinde 200 milyon dolar yapım değeri ve kasasında 50 milyon dolar olan kamu kuruluşunu nasıl yağmaladığınızı, kamu kaynaklarını insafsızca nasıl tükettiğinizi biliyoruz. Tam da bizi suçladığınız üzere siyasi gücü arkanıza alarak, yıllarca mahkeme kararlarını uygulamadığınızı biliyoruz ve Balıkesirli tüketiciler olarak biz unutmuyoruz. Unutmayacağız. Kamu kaynaklarını mahkeme kararlarına rağmen işgal ettiğiniz, bu kamusal alanı yıllarca insafsızca yağmaladığınız yetmezmiş gibi Balıkesir ilinin tam da kalbine, geri dönüşsüz çevre ve sağlık katliamı yaratacak olan kömür santrali sokmak istiyorsunuz. Ne için? Tek bir firma ve kişinin sonsuz ve doyumsuz kâr hırsı için. Yüz binlerce insanın can güvenliği, birinci tarım ve hayvancılık merkezini yok etmek, talan etmek için. Baştan beri hiçbir şekilde şeffaf yönetmediğiniz, aldığınız ve içinde bulunduğunuz siyasi gücü kullanarak kamu kurum ve kuruluşlarını ve halkı aldatarak istihdam yalanları ve siyasi olma suçlamaları ile kamuoyu algıları yaratarak gerçeği değiştiremezsiniz. İklim düşmanı, canlı yaşam düşmanı kömür santrallerinin kurulmasını istemiyoruz."
Santral inşaatının bir an önce durdurulmasını isteyen Muhtar İkiz de, "150-200 kişiyi istihdam edeceğiz diye on binleri huzursuz etmesinler. Zaten tarım ve hayvancılıkla binlerce insan ve binlerce lira bu devlete katma değer ödeniyor. Bir kişi daha fazla para kazansın diye illa ki bunu kömürle yapmalarına bir anlam veremiyoruz. Bu işin kesinlikle peşini bırakmayacağız. Fabrikanın 2 bin dönüm arazisi var. Burada güneş enerjisi, doğalgazı var. Bu yolu denesinler. Niye ısrarla kömür? Neden? Çünkü birileri daha fazla kazansın diye. Biz fabrikaya karşı değiliz, yakılacak olan kömüre karşıyız. Kömürsüz yapsınlar. Yenilenebilir enerjiden yapsınlar. Onlar yarın geçip gidecekler ama bizim çocuklarımız, torunlarımız burada yaşıyor. Burada doğduk, burada yaşıyoruz, burada öleceğiz." dedi.
'ŞİRKETİN ADI ÖNCE ALBAYRAKLAR, SONRA VARAKA OLDU'
Fabrika içine kömürle çalışacak santral kurulacağından hiç kimsenin bilgisi olmadığını söyleyen İkiz, "Bölgede yaşayan vatandaşlar olarak bunu son anda öğrendik. Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) bilgilendirme toplantısının sonunda sorduğumuz bir soru üzerine şirket yetkilileri bize, kömürle enerji elde edeceklerini söylediler. Önce bunu bizden gizlediler, daha sonra genel müdür bize, günlük 275 ton ithal kömür yakacaklarını söyledi. Aradan bir ay geçti, bu sefer 525 ton ithal kömür kullanacaklarını söylediler. Albayraklar ismini ise Varaka adı altında ÇED müracaatı yapmışlar. Bunlar bugün bir dediğine, yarın beş diyorlar. Bunlar zaten tutarsız. Belki şehrin yöneticilerini de 'fabrika yapacağız' diye kullanmak istediler. Bence yöneticiler de santrali sonradan kucağında buldular." ifadelerini kullandı.
'YERLİ KÖMÜR OLURSA GÜNLÜK 900 TON KÖMÜR KULLANILACAK'
Sadece fabrikanın yerini almak için türlü türlü entrikalar denendiğini iddia eden Muhtar Mustafa Kiraz, "Fabrikayı aldıktan sonra enerji santralini de fabrikanın arkasına bir kuyruk olarak eklediklerini düşünüyorum. Eğer termik santral olursa 1000 tonun üzerinde kömür kullanması gerekiyor, yani 999 ton olursa termik olmuyor da yani. Sonuçta kömür yakacak mı? Havayı kirletecek mi? Üzerimize ve içme sularımıza kül tozu, asit yağacak mı? Biz ona bakıyoruz. Termikmiş, enerji santraliymiş, kömür santraliymiş, ismi o kadar önemli değil. Önemli olan burada vatandaşlardan sakladıkları günlük 525 ton ithal kömür. Eğer bu yerli kömür olursa günlük 900 tona denk geliyor. Bunu halktan saklıyorlar. Şirket yetkilileri, daha önce yaptıkları açıklamalarda kömür haricindeki rüzgâr enerjisi ve doğalgazı kullanmaları halinde para kazanamayacaklarını beyan etmişlerdi. İnsan hayatından daha mı önemli acaba onlar için para? Yani her şey para mı demek?" diyerek tepki gösterdi. CİHAN