'Duydum ki helallik istemişsin...'
⏱ Okuma Süresi 3 dk•Yayınlanma Cumartesi, Ağustos 5 2017
''Belki zihni hazırlık yaparsınız, Allah’ın huzurunda sizinle karşılaştığımda ilk sorumun ne olacağını söyleyeyim: Benim terörist olduğunu ispat etmen.''
1924’te M. Rıfat Börekçi ile başlayan Diyanet İşleri Başkanlığı makamının 17. sahibi Mehmet Görmez’di. 2003 yılında Başkan yardımcı olarak Diyanet’te göreve başladı. 2010’da Başkan oldu. 31 Temmuz 2017’de emekliye ayrıldı. Toplam 14 yıl. 100 bini aşkın kadroya sahip devasa bir kurumun en üst düzey yöneticisi olarak tam 14 yıl çalışmak gerçekten dile kolay. İdareciliğin en önemli özelliği yıpratıcı olmasıdır. Meritrokrasinin hayalini kurmanın dahi hayal olduğu Türkiye gibi ülkelerde bir devlet kurumu olarak Diyanet’te yöneticilik tabii ki insanı yıpratacaktır. Hele Diyanet’in bağlı bulunduğu hükümetle yani siyasetle ilişkisi bu yıpratıcılığı artıran bir faktördür.
Ben yaşım itibariyle 1968-1972 yılların arasında görev yapan Lütfi Doğan’ı hatırlıyorum ilk Diyanet İşleri Başkanı olarak. Ardından Dr. Lütfi Doğan (üst üste iki başkanın ismi de aynıydı), Süleyman Ateş, Tayyar Altıkulaç, M. Said Yazıcıoğlu. M. Nuri Yılmaz, Ali Bardakoğlu ve nihayet Mehmet Görmez. Tam 8 başkan sığmış benim hayatıma. Ama hiçbirisi ne göreve gelişi ne ayrılışı ne de icraatlarıyla kamuoyunda Görmez kadar yankı buldu. Değişen zaman, mekân ve şartların, söz gelimi iletişim vasıtalarının yaygın kullanımının bunda etkisi tabii ki var ama ne olursa olsun yankı bulan icraatlarına ve bunlara getirilen yorumlara baktığınızda Başkan görmez bu noktada birinci.
GÖRMEZ HAKKINDA ‘ORTADA’ İNSAN BULMAK ZOR
Neden? Başkan’a bir veda yazısı yazmak için bilgisayarın karşısına oturduğumda aklıma gelen ilk şey bu oldu. Gerçekten neden? 3-4 gündür yazılı ve görsel medyaya baktığımızda, sosyal medya da dahil, benim gördüğüm manzara şu: Toplum Görmez hakkında karpuz gibi tam da ortasından ikiye ayrılmış. Sevenler ve nefret edenler. Ortası yok gibi geldi bana. “Artıları eksilerine galip gelir; yaptığı şu şeyler iyi, şunlar ise kötü” tarzında her tarafından aklı-ı selim ve vicdanı ön plan çıkartan hakkaniyet, adalet ve insafla dolu değerlendirmeler neden yok? Ara tonların k
Bu haberler de ilginizi çekebilir
En Çok Okunanlar
1.Yandaş medya feryad figan! 'Mahallenin danası' olmaktan şikayetçiler!2.İşte en pahalısı: Katlanabilir iPhone geliyor!3.Ünlülere uyuşturucu soruşturması: Acun Ilıcalı’nın eski eşi Şeyma Subaşı gözaltına alındı4.ABD, Türkiye'deki 'büyük depremi' biliyor mu? Uzmana göre açıklama tesadüf değil!5.Özel nihayet askeri öğrenciler ve KHK'lıları hatırladı!
6.Saran baskılara dayanamadı: Fenerbahçe 'Olağanüstü Seçimli Genel Kurul'a gidiyor7.Türkiye'nin adaletsizlik rekoru: AİHM'nin 2.420 kişi için verdiği ihlal kararı ne anlama geliyor?8.Ersoy'un etkin pişmanlık oyunu tutmadı: 'Soruşturmaya katkı sağlamadı'9.İşkencecilere AYM'den kötü haber: 'İşkence suçlarında ceza ertelenemez'10.Avrupa endişeli: Oreşnik seyir füzeleri Belarus'ta aktive edildi!

ERTUĞRUL İNCEKUL

SAFVET SENİH

ABDULLAH AYMAZ

ORHAN KESKİN

ARİF ASALIOĞLU
ÇOK OKUNAN HABERLER

Yandaş medya feryad figan! 'Mahallenin danası' olm...

İşte en pahalısı: Katlanabilir iPhone geliyor!

Ünlülere uyuşturucu soruşturması: Acun Ilıcalı’nın...

ABD, Türkiye'deki 'büyük depremi' biliyor mu? Uzma...

Özel nihayet askeri öğrenciler ve KHK'lıları hatır...


