Uluslararası camia,
Suriye krizinde iki
kampa bölünmüş durumda. Bir tarafta halkın yanında saf tutan Batılı
ülkeler,
Türkiye ve Araplar, diğer yanda Esed rejimini ayakta tutmaya çalışan
İran,
Irak ve
Rusya. Bundan sonraki süreç, iki kamp arasında bilek güreşi şeklinde sürecek.
Suriye'de rejimin devrilmesini isteyen iki dış aktör Araplar ve Batılı ülkelerin Şam'daki büyükelçilerini geri çekmesiyle diplomatik çözüm kapısı resmen kapandı. Bundan sonraki süreç Beşşar Esed rejimini dize getirmek için bilek güreşi şeklinde devam edecek. Bir yanda Batılı ülkeler, Türkiye ve Araplar, diğer yanda İran, Irak ve Rusya.
Öncelikli olarak tarafların gücüne bakmak gerekiyor. Batılı ülkeler şimdilik BM ya da NATO şemsiyesi altında bir askerî müdahaleye sıcak bakmıyor. Ancak Batı,
ekonomik yaptırımlarla Esed rejimine çok büyük bir
darbe vuracak potansiyelde. Aynı şekilde kendi başlarına askerî müdahale kapasitesi olmayan
Arap ülkeleri de şimdilik dışarıdan
baskı uygulamaya çalışacak. Türkiye de benzer özelliklere sahip.
Kampın diğer tarafında yer alan ülkelerden Rusya'nın zannedilenin aksine Esed'i ayakta tutmak için çok fazla bir etkisi yok. Tek gücü BM
Güvenlik Konseyi'ndeki veto yetkisi. Ancak Esed'i ekonomik, askerî,
lojistik açıdan şimdilik ayakta tutabilecek iki buçuk ülke bulunuyor. Bunlar İran, Irak ve Lübnanlı
Hizbullah örgütü. Aslında Esed rejiminin yanında yer alan kampın çok fazla alternatifi yok. Her ne kadar petrol zengini İran ve Irak, Esed'in yanında yer alsa da özellikle İran, Batılı ülkelerin uygulamaya başladığı ekonomik yaptırımlardan dolayı kendi derdine düşmüş durumda. Irak'ın ise Esed'in yanında savaşmaya göndereceği militanlardan başka bir desteği söz konusu değil. Aynı durum Hizbullah için de geçerli. Diğer kampın ise hareket alanı çok geniş. Türkiye, muhalefetin ana üssü durumunda. Türkiye'siz bir başarı söz konusu değil.
Araplar ve Batılı ülkeler ise bundan sonraki süreçte Esed rejimini içeriden çökertmeye çalışacak. Özellikle
Katar ve Suudi Arabistan'ın rejimin üst düzey çok sayıda yetkilisiyle yakın ilişkileri olduğu biliniyor. Bunların satın alınması işten bile değil. ABD'nin Irak'ı işgaline benzer bir durum her an Suriye'de yaşanabilir. Zaten Esed'in iyice sıkıştığını gören üst düzey askerî ve siyasi yetkililerin kendilerine yapılacak teklifleri geri çevirmeleri çok zor. İkinci alternatif ise rejime karşı mücadele eden
silahlı grupların desteklenmesi, onlara para ve silah yardımında bulunulması. Bu zaten halihazırda yapılıyor. Ancak bundan sonra yardımların daha da artması söz konusu olacak. Gelişmeler bu şekilde devam ettikçe Esed için artık geri adım atmak da zorlaşıyor. Halkına karşı savaşan
Kaddafi'nin maruz kaldığı sonu gören Esed için hâlâ açık olan bazı kapılar da hızla kapanıyor. Bundan sonra Esed ya kayıtsız şartsız iktidarı bıraktığını açıklayacak ya da tıpkı Kaddafi gibi korkunç bir sonla karşılaşacak. Üçüncü bir alternatif yok.
ZAMAN