Krize müdahale önceliğinin
Türkiye'ye ait olduğunu belirten Şakfa, hiçbir dış
ülkenin
Suriye'ye girmesini istemediklerini söyledi.
İran'ın Esed'e açıktan
destek verdiğini belirtirken, "Bu kaosu ancak bölgenin en güçlü ülkesi olan Türkiye çözebilir" dedi.
İran'ın ve Irak'taki Nuri el Maliki hükümetinin Suriye hükümetine açıktan
silah ve
cephane yardımında bulunduğunu, İran askerlerinin ayaklanmaları bastırma operasyonlarında kullanıldığına dair kesin bilgileri olduğunu söyleyen Şakfa, İran ve Suriye istihbarat birimlerinin de halka karşı ortak hareket ettiklerini belirtti. Esed tarafından 3 ay içerisinde yapılacağı duyurulan seçimleri değerlendiren Şakfa, yaşanan bunca zulümden sonra Suriye halkının Beşşar Esed'i kabul etmeyeceğini ve
Esed rejimi iş başında olduğu sürece halkın hiçbir şekilde sandığa gitmeyeceğini savundu. Suriye'nin yakın geleceği hakkında umutlu olduğunu ifade eden Şakfa, "Suriye hükümeti er ya da geç mutlaka düşecektir. Bu konudaki inancım kesin çünkü Suriye halkı, artık çok kararlı. Bu süreç biraz uzun sürebilir, daha fazla can kaybı yaşanabilir, zira dış güçler Suriye'ye müdahale etmekten çekinirken İran,
Baas rejimine açıktan silah yardımı yapıyor.
İsrail ise gidişattan büyük memnuniyet duyuyor" dedi. Türkiye ile olan ilişkilerine de değinen Şakfa, Türkiye'nin Suriye halkına yönelik yardımlarının olduğunu, binlerce mültecinin kabul edilip hastanelerde
tedavi edildiğini belirtirken, kendilerinin
Ankara hükümetinden herhangi bir yardım almadıklarını ifade etti. Baas rejimi düştükten sonra nasıl bir
yönetim kurulacağına dair tutumlarına değinen Şakfa, Suriye halkının ve
Müslüman Kardeşler'in çok partili halkın iradesine bağlı bir millet meclisi oluşturarak demokratik sisteme geçmek istediğini, Müslüman Kardeşler'in seçimleri kazanması durumunda ise medeni bir ülke inşa edeceklerini belirtti.